Bir şey içme sesi ardından da yutkunma sesi geldi. Siyah boşluğa bakarken sanki Asaf' ı görüyordum. Bu, mümkün müydü?
"Bir şey mi içiyorsun?"
"Dilim damağım kurudu. Su içiyordum."
"Anladım."
Nedense mesajlaştığımız zamanki gibi çenem düşük değildi. Aynı şekilde onun da. Ortamda tuhaf ama huzurlu bir sessizlik vardı.
"Mısra?"
"Efendim?"
"Beni görürsen yani gördüğünde arkanı dönüp kaçma olur mu?"
"Ne demek istiyorsun?"
"Beni dinle diyorum. Benim kendimi açıklamama izin ver. Arkanı dönüp gitme."
"Sen zaten kendini açıkladın."
"Olsun, senden bir söz istemek zorundayım. Beni gördüğünde dinleyeceğine dair."
Uzun bir süre düşündüm. Kafamda bir Asaf profili vardı. Yalnızca yüzü yoktu. Sarıldığımız gün hissetmiştim. Geniş omuzları vardı. Boyu benden uzundu. Çok değil ama hafiften kaslıydı. Kolları çok güzeldi. Ama bu kadardı. Ama nedense kendimi ona borçlu hissediyordum. Başımı salladım.
"Pekala, söz kaçmayacağım."
Tekrardan siyah ekrana uzun süre baktım. Ne desem kestiremiyordum. Ama kapatmak da istemiyordum. O en azından beni izliyordu. Parmağımla kamerayı kapattım.
"Hey! Neden kapattın?"
"Artık haksızlık olduğunu düşünmeye başladım çünkü. Sen beni görüyorsun ama ben seni göremiyorum."
Melodik kıkırdamasını duydum. Kulağa o kadar hoş geliyordu ki.
Umarım yalnızca benim yanımda kıkırdıyorsundur Asaf.
"Ya Mısra aç şu kamera-"
Birden onun kapısının açıldığını duydum. Sonrasında ise bir ses geldi.
"Kardeşim ben geldim. Bir pes atar mıyız?"
Uzaktan gelen sese kaşlarımı çattım. Bu ses çok tanıdıktı. Ancak uzaktan geldiği için de kestiremiyordum. Ama bu kadar tanıdıklık biraz fazla değil miydi?
"Sanırım arkadaşın geldi. Kapatayım ben. Sonra konuşuruz zaten."
"K-kusura bakma. Benim haberim yoktu."
"Sorun değil. İyi geceler anacım."
Kıkırdarken onun cevap vermesine izin vermeden konuşmayı kapattım. Ama şu Asaf' ın arkadaşının sesi aklımdan çıkmıyordu.
Yatağımdan kalkarak ellerimi arkamda bağladım. Odanın içinde volta atarken emin olamamakla birlikte kafamı sallıyordum.
"Kim bu, kim bu?"
Uzun süre düşünsem de bu tanıdıklığı bulamıyordum. Pes etmişlik hissiyle yere oturup sırtımı dolabıma yasladım. Gözlerimi kapatırken birden aklıma geçen yaz yaşadığım bir anım geldi.
Kemal' in ailesi Şile' deki yazlıklarına gitmişler ancak Kemal burada kalmıştı. Biz de bir günü film günü yapmaya karar vermiştik. Sabah kahvaltı için simitlerimizi alıp Kemal' lerin evlerine gitmiştik. Kapıdan girdikten sonra içeriye bakan salonda televizyonun hemen kenarında oyun konsolunu görünce Poyraz' ın gözleri parlamıştı.
"Kardeşim biz geldik. Bir pes atar mıyız?"
Bu cümlenin neden bu kadar tanıdık geldiğini şimdi anlamıştım.
Gözlerimi şokla açarken mırıldandım.
"Poyraz ve Asaf arkadaşlar!"
--------
Oy vermeyi unutmayın ballarım, öpüldünüz :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ananım * Yarı Texting*
Teen FictionMısra: Sen kimsin? 053********: Ben ananım. Mısra: jhvksfvjsghsvsjsbks anamsın? 053********: Klavyeye sokayım ya. Ben anonim yazacaktım. Mısra: Geçti artık. Anamsın bundan sonra. Wattpad' de 'Ananım' adı ile yayınlanan ilk kurgudur.