Öğlen arasında sınıfta oturmak yerine kalkıp bahçeye çıkmıştık. Bahçede en köşedeki kamelyaların birinde oturduk.
"Kızlar kantine gidiyorum. İstediğiniz bir şey var mı?"
"Poyraz bana bir tane sade kahve ile karam alsana." Yeliz başını sağa sola sallarken Kemal yine sessiz kalmıştı. Poyraz başını sallayıp kantine giderken biz de Yeliz' le okulun dedikodusunu yapıyorduk.
"Sen niye bir şey yemedin. Sabah da tek yarım simit yedin."
"Diyet yapıyorum kızım. Formumu korumam lazım." Bu dediğine ben kahkaha atarken Kemal sadece gülümsemekle yetinmişti. Yeliz aramızda formunu koruması gereken son kişi bile değildi. Zaten ful antrenmandaydı. Onun haricinde de okula yürüyerek gidip gelirdi. Çok yemek de yemezdi. Yani ihtiyacı yoktu işte!
Yanımıza basketbol takımından olan bir çocuk geldi. Alt sınıflardandı. Poyraz' ı birkaç defa izlerken görmüştüm. Yanlış hatırlamıyorsam yedeklerde olmalıydı.
"Yeliz Abla, Poyraz abi nerede? Biraz acil de."
"Ne oldu Talat?"
"Ya basketbol maçları erken tarihe almışlar. Faruk hoca bu haftanın öğleden sonrasını antrenman için ayırdığını söyledi. Takımı toplamam gerekiyormuş. Yarım saate bizim antrenman başlayacak. Poyraz abi nerede?"
Tam o sırada kantinden gelen Poyraz ismini duyunca Talat' a yöneldi.
"Hayırdır Talat? Beni neden arıyorsun?" Talat olanları kısa bir özetle Poyraz' a anlatırken Poyraz paniklemişti. Takımın hala hazır olduğunu düşünmüyordu. Talat ile takımdakileri çağırmak için koşarlarken Kemal de masa tenisi oynamak için yanımızdan ayrıldı. Ben de içimi yemek yerine Yeliz' e döndüm. Birine anlatmam gerekiyordu. Ve anlatacağım tek kişi oydu.
"Yeliz?" İsmini uzatarak söylemem sonucunda telefondan başını kaldırırken senkronize bir biçimde kaşlarını da kaldırmış bana bakıyordu. Hissediyordu!
"Nedense ismimi söyleyiş şeklin bir boklar yediğine delalet ediyormuş gibi. Ne yaptın Mısra?" Derin bir nefes aldım. Nasıl söylenir, bilmiyordum ki.
"Birisi bana yazdı." Tek nefeste söyleyip uzun bir nefes aldıktan sonra Yeliz' e baktım. Gözleri anlamsız bakıyordu. Bir an rüyadan uyanır gibi olup elini 'telefonunu ver' dercesine bana uzattı. Tereddüt etmeden telefonumu ona verdim. O mesajları okurken etrafa ilgisiz ve sıkılgan bir şekilde bakıyordum. Yeliz okumayı bitirmiş olmalı ki ağzı açık bir şekilde bana döndü.
"E, bu sana aşık." Ona mal mısın dercesine bakarken beni umursamayıp telefon numarası kayırlı mı diye telefonuna baktı. Tabi ki değildi. Bir keresinde yeni bir hat daha almaktan bahsetmişti. Yani bu zaten yeni bir hattı.
"Ama sen ona çok sert davranıyorsun."
"Ne yapayım? Kim olmadığını bilmediğim birine samimi mi davranayım Yeliz?"
"Öyle demiyorum ama kızım görmüyor musun? Çocuk seni altı yaşından beri seviyor. Aslında benden, Poyraz' dan çok tanıyor seni."
"Ne kadar süre olduğu önemli mi sence? Yıllar olmuş bana tek kelime bile etmemiş. Karşıma geçecek cesareti bile yok. Nasıl güveneyim?"
"Haksız mı kızım çocuk? Kim yanına yaklaşsa kovuyorsun. Herkese karşı buz kütlesi gibisin. Bazen ben bile arkadaş mıyız emin olamıyorum. Öyle boş bakıyorsun ki. Sana söylemeye çekinmiş olmalı. Ki bu gayet normal mesela ben de sırf bundan dolayı Kemal' le konuş-" Yeliz son cümlesini kesip ağzını kapatırken suçlu gözlerle bana bakıyordu.
"Yeliz bana söylemek istediğin bir şey var mı?"
"Ben-"
"Ne zaman bana açıklamayı düşünüyordun? Bana gerçekten arkadaş mıyız emin değilim, diyorsun. Benim bu okuldaki tek arkadaşım sensin. Ama anlaşılan ben öyle değilmişim."
"Mısra-"
"Sonra, Yeliz. Sonra. Akşam bize gel. O zaman konuşalım."
Poyraz takımı toplamış olacak ki onlarla birlikte bizim yanımıza doğru ilerliyorlardı. Neden biizm yanımıza? Ben ona anlamazca bakarken o yanıma oturup bana fısıldadı.
"Antrenman birazdan başlayacak. Başlayana kadar spor salonuna yakın bir yerde oturalım dedik. En yakın kamelya burası." Kafamı anlarcasına salladım. Poyraz benim dışarıya karşı daha pozitif ve sosyal olmamı istiyordu. Ama benden bir atak gelmeyince kendisi takımı ile beni tanıştırmaya başladı. Ne gerek varsa? Hoş hepsini tanıyordum. Şey okul başkanı zımbırtısıyım da ben.
Bana kalsa asla aday olmak istemiyordum. Ama Alev aptalıyla girdiğimiz bir iddia sonucunda ben bir şekilde aday olmuştum. O ve ben. Yeliz' in okuldaki popülerliği sayesinde de kendimi başkan olarak bulmuştum. Okulum çok yüksek dereceli öğrencilerin geldiği bir okul olduğu için herkes çalışıyordu. Okul başkanlığı zımbırtısı ile de kimse uğraşmak istememiş olmalıydı.
"Poyraz, tüm takımı tanıyorum. Rahat ol." Poyraz bana gülümserken eğlenceli diye nitelendirdiğim basketbol takımı yine birbirleriyle uğraşmaya başlamıştı. Ortalık durulduğu anda Poyraz bana döndü.
"Bugün beni bekle. Beraber çıkalım okuldan."
"E, bizim ev ile sizin ev ters istikamette."
"Biliyorum. Ben bugün Ali' nin yanına gideceğim." Biz sessiz bir şekilde konuşurken Ali' ye birkaç saniyeliğine baktım. Arkadaşları ile konuşmaya devam ediyordu.
"Eeee?"
"Ali, sizin mahalleden oturuyor. Ayrı ayrı gitmeyelim dedim ben de."
"Ne yapacaksınız?"
"Sorguya mı çekiliyorum?"
"Evet."
Biz birbirimize gülümserken Poyraz' ın saçlarımı dağıtması ile kaşlarımı çattım. Ben de onun saçlarını çekince o da beni gıdıklamaya başladı. Ben kahkaha atarken bir anda durdu. Saçımı başımı düzelttikten sonra bir cevap istercesine ona döndüm.
"Ali bana fizik çalıştıracak. Malum sınav haftası geliyor. Aramızdan birinin fiziği bile iyi değil."
"Ali' ninki iyi mi?"
"Ali, okul birincisi Mısra" Başımı onaylarcasına salladım.
"O sana anlatınca sen de bana anlat o zaman."
Başını sallarken basketbol takımı antrenman sahasına doğru hareketlenmeye başladı. Biz de öğlen arasının bitmesi ile okula doğru yürümeye başladık. Telefonumdan gelen bildirim sesi ile durdum. Yeliz' e telefonu verdiğim sırada sesini açmış olmalıydı.
Ananim: Bu kadar güzel gülme.
Ananim: Bizdeki de kalp.
Ananim: Traktör motoru değil ki, hiç durmadan hızlı hızlı çalışsın.
Mısra: Buradan ben güldüğümde kalbinin hızlanmasını mı anlamalıyım?
Ananim: Cık.
Ananim: Sen her güldüğünde kalp krizi geçirdiğimi anlamalısın.
Ananim: Ama sen böyle gülmeye devam et yine de.
Ananim: Sen gülünce midemdeki kelebekler can bulmuş gibi hissediyorum.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayıııın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ananım * Yarı Texting*
Teen FictionMısra: Sen kimsin? 053********: Ben ananım. Mısra: jhvksfvjsghsvsjsbks anamsın? 053********: Klavyeye sokayım ya. Ben anonim yazacaktım. Mısra: Geçti artık. Anamsın bundan sonra. Wattpad' de 'Ananım' adı ile yayınlanan ilk kurgudur.