0.1

30.6K 1.6K 386
                                    

Yataktan ayaklarımı sarkıtarak sırıttım. Bizimkilerden biri bana şaka yapma derdindeydi. Ama yemezler. Numaramı öyle çok kimseye vermediğim için rahattım. Ama bu şaka işi ilerlerse kızabilirdim. Yine de akşam akşam iyi eğlenmiştim. Telefonun tekrar titremesi ile yeniden elime aldım.

053********: Gerçekten yapacağım tek şey sana seni ne kadar sevdiğimi söylemekti. Konu buraya ne ara geldi, anlamıyorum. Ve tekrar söylüyorum: Klavyeye sokayım.

Mısra: Bak gece gece eğlendik, ama yeter. Sıktı yani. Yeliz sensen suratında beş parmağımın izi çıkar.

053********: Arkadaşlarından biri değilim veya sana şaka yapmıyorum Mısra, seni seviyorum.

Mısra: Bana ananım yazan birini ne kadar dikkate alabilirim ya? Şaka yapıyorsun anladık ama yeter. İddiaya falan mı girdin veya arkadaşlarınla saçma sapan bir oyun oynama derdinde misin, bilmiyorum. Ama benle oynama. Seni bulursam topaç gibi yuvarlarım.

Mesajı yazdıktan sonra rahatladım. Ben en başta tehdidimi yapayım da sonrasını düşünürdüm. Sıkıntıyla midemi sıvazladım. Bugün çok karıştırmıştım. Midemdeki filler isyan ediyordu. Telefonu elime aldım. Bu kişi her kimse engellemek en iyisiydi. Konuşmaya girdiğimde 'Yazıyor...' yazısını görünce durakladım. İster istemez merak etmiştim. Aynı anda anneannemin sözleri zihnimde yankılandı.

'Fazla merak göte batar.'

Boşver anneanne. Götüm kaşınıyor zaten. 

Ekrandaki koca paragraf ile gözümü pörtlettim. Ben ki Mısra Emir, bu kadar yazı yazmaya hep üşenirdim. Genellikle de konuşurken ya ses atar ya da arardım. Üşengeçliğin kitabını yazardım ama ona da üşeniyordum. Kafamı telefona çevirip kendi iç hesaplaşmama son verdim.

053********: Aptal! Ben seni 6 yaşındayken mahalledeki Deli Hakan ayakkabının tekini çalmıştı. Sen ayakkabılar yeni, futbol oynarken kirlenmesin diye kenara koyduğun ayakkabının tekini çıkarıp kaçtığında önce onun  peşinden gidip sonradan onun ayakkabıları olmadığını fark ettiğinde tekiyle olmaz deyip diğer tekini de ona attığında sevdim. Annen börek yapıp komşulara göndermesi için seni gönderdiğinde aşağıya apartmanın önüne indikten sonra ceketinin içinden küçük tabağı çıkarıp birkaç tanesini küçük tabağa koyduktan sonra büyük tabaktakileri mahalledeki çocuklarla yemeni sevdim. Futbol oynarken seni kaleye koyarlarsa omuzunu silkerek 'Kalede durursam hiçbir topa dokunmam' dedikten sonra kaleye top girmesin diye sağa doğru atlarken alnını yarmanı sevdim. Ben senin umursamazlığının altındaki kalbini sevdim. Her gece yıldızları izlemeni sevdim. Kitabın sonu istediğin gibi bitmediğinde olduğun yerde tepinmeni sevdim. Her gün sabah okula giderken dolanan kulaklığa sövmeni bile sevdim. Babanın sana aldığı ilk bisiklet vardı ya kırmızı olan, ona binmek için gün saymıştın. Ama geldiği gün evinizde teyzenin kızı da vardı. Teyzenin kocası ölmüştü. Kuzenin üzülmesin diye bisiklete ilk onu bindirmiştin. Günlerce bekleyip ilk onun kullanmasını istemiştin. O zaman ikimiz de küçüktük ama ben seni o zaman sevdim. Mısra ben seni çok sevdim.

Anneannem haklıydı. Fazla merak ile ilgili olan hani. Götüm çok pis ağrıyordu şu an.

***************************

Mısra sen ne güzel kızsın be!

Bölüm ile ilgili yorumlarınız? 

Ananım * Yarı Texting*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin