5.7

10.3K 944 83
                                    

Bim'den aldığım hoparlörü kimse görmesin diye çantama sıkıştırmıştım. Ulan Asaf eğer beni bundan sonra da affetmezsen senin kafana sıçacağım.

Lan 60₺ vermiştim. 60!

İçim acıyorken eve geçtim. Sokakta yapmam çok tehlikeliydi. İfşa olmam olasıydı. Annem dükkanda olduğu için boş olan eve girdim. 

Hoparlöre bluetooth ile telefonuma bağladıktan sonra artık her şey hazırdı. Ses seviyesini kontrol ettiğimde tatmin olmuştum. Asaf bu sefer beni affedeceksin oğlum.

Şimdi sokak doluyken bir yere koyamayacağımı bilsem de yine de çantamla aşağıya indim. Apartmanın olduğu arsada bir tane kamelya vardı. Geceleri annem ve komşuları burada mutlaka otururdu. Kamelyaya geçerek gözlerimi kapattım. Asaf' ın akşamki halini gözlerimin önüne getirerek sırıtmaya başladım.

Eğer düşündüğüm gibi olursa hem eğlenecektik hem de beni affetmiş olacaktı.

Çocukların bir ara bakkala gitmesiyle hoparlöri sokaktaki büyük çınar ağacının üst dallarına çıkarak oraya yerleştirdim. Dal Asaf' ın penceresine çok yakın olduğu için mutlaka en fazla o duyacaktı. Dahası evlerimiz birbirine fazla yakın olduğu için ben de çok net duyacaktım ve bağlantı da kesilmemiş olacaktı.

Eve gittiğimde akşamı iple çekiyordum. Perdeden Asaf' ın odadaki yansımasını görebiliyordum. Hafta iyice karardığında ve o masasında bir şeyler yaparken telefonu açarak Asaf' a mesaj attım.

Mısra: Bu senin için aslan parçası.

Yapmam gereken tek şey çalma listesine girip istediğim şarkıya basmaktı. En son dinlemiş olduğum şarkıya devam etmek değil.

"Seni çöpe atacağım poşete ya-"

Kendi kendime küfrederken asıl şarkıya bastım. Aynı zamanda da Asaf' a mesaj atıyordum.

Mısra: Lan valla yanlışlıkla oldu. Kuzenim açmış.

Mısra: Şimdiki senin için

"Eğer seni kırdıysam, darıl bana. Ama bir gün beni ararsan bak ruhuna."

Müslüm Gürses'in sesi tüm sokağı doldururken herkes sesin nerden geldiğini anlamaya çalışıyordu. Bense az önceki rezilliğime rağmen perdeyi tamamen açmış Asaf' ın penceresine bakıyordum.

Bir süre sonra önce perdesini çekmiş, sonra penceresini açmıştı. Hoparlörün çalıştığına dair çıkardığı ufak ışık penceresinden gözüküyor olmalı ki önce şeker pembesi hoparlöre bakıp sırıttı. Uzanıp aldıktan sonra camın kenarına koydu. Sonra bana baktı. Bakışlarından hiçbir şey anlamıyordum. Bu arada Müslüm Baba hala söylüyordu.

Telefonunu eline alarak bir şeyler yazdı. Aynı anda telefonumun titremesiyle ona telefona baktım.

Asaf: Demek seni çöpe atacağım poşete yazık?

Mısra: Lan valla o yanlışlıkla oldu. Doğrusu bu.

Asaf: MAL DKDBSJSBSHDDKSNDKDKDND

Mısra: Barıştık mı?

Asaf: Bilmem, barışalım mı?

Mısra: Affet artık vocdonsoz

Asaf: Hadi hadi çok koca yürekli bir insan olduğum için

Asaf: Affediyorum seni

Mısra: Sen mi koca yüreklisin?

Mısra: Sevgilisinin kafasına futbol topunu atmayan da ne bileyim

Mısra: Az kalsın suratım yamuluyordu

Asaf: Ben onu ayarladım güzelim

Asaf: Kafanın yanından milimlik geçecekti.

Mısra: Sen bir şey ayarlama Asaf.

O sırada şarkı biterken çalma listesindeki bir diğer şarkıya geçti sıra. Ve ben kafamı cama gömmek istedim. Özellikle de karşımda kahkaha atan bir Asaf varken.

"Bas gaza aşkım bas gaza. Kim tutar seni bas gaza."




Ananım * Yarı Texting*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin