|i love you enough to let you go|

2.9K 161 455
                                    

30.07.2020 - Italy

Balkonda yüzüme vuran tatlı rüzgarın keyfini çıkarırken içten içe sıkıldığımı hissedip bunu reddetmeye çalışıyordum.

Dün Golden'ın müzik videosu çekimleri gerçekleştirilmiş, bitmeyen birkaç detay için de Harry bu sabah da erkenden gitmek zorunda kalmıştı. Akşam geldiğinde koşmaktan bitkin olduğu için dün gece çok erkenden uyumuş ve beni biraz daha sıkılmaya bırakmıştı. Neyse ki otelde çok az insan olduğu için -ki bunun sebebi büyük ihtimalle virüstü- Harry ile birlikte olmamak koşuluyla biraz turlamıştım. Maskemin beni tamamen gizlediğini düşünmek ise çok iyi hissettiriyordu.

Üzerimdeki lila kimononun altına yine lila bikiniler giymiş, ayaklarımı balkon demirlerine yaslayıp Harry'nin söz verdiği gibi benimle yüzmek için geri gelmesini bekliyordum.

Onunla gelmeyi kabul ettiğimde, beklemenin sorun olmayacağını düşünmüştüm ama sandığımın aksine büyük bir sorundu. Oda yeterince büyük de olsa ruhum sıkılmıştı. Tek istediğim biraz da olsa onunla zaman geçirmekti. Hâlâ onu biriyle el ele görmek zorunda olmamamın tadını çıkarmak istiyordum. Çünkü içimde kötü bir his vardı. Bu his, olacakların üstesinden gelmemizin çok da kolay olmayacağını söylüyordu.

Tam artık gelmeyeceğine karar vermiştim ki odadının kapısı açıldı. Kulağım orada olduğu için ufacık kapı sesini duymamla odaya koşmam bir oldu.

Altındaki mayo şortu ve üstündeki tişörtüyle salaş ve güzel görünüyordu. Beni görünce gülümsedi.

"Çok beklettiğim için özür dilerim." Hiçbir şey söylemeden ona doğru ilerledim ve kollarımı beline dolayıp ona sarıldım. Rahatlamış bir nefesle beni kollarının arasına aldığında, vereceğim tepkinin bu olacağını düşünmediği açıktı.

"Yüzmeye gidecek miyiz?" diye sordum. Sesim küçük bir çocuğa ait gibi çıkmıştı. Devasa evdeki güzel havuza bir kere bile girmediğim ve sahiline hiç inmediğim düşünülecek olursa, yüzmeyi bu kadar istemem saçma görünüyor olabilirdi ama yine de yüzmek istiyordum.

"Evet güzelim, söz verdiğim gibi yüzmeye gideceğiz." Saçlarıma bir öpücük kondurmasının ardından ondan uzaklaştım ve yatağa fırlattığım hasır şapkamı aldım. "Bir şey sorabilir miyim?"

Başımı sallarken, elimdeki şapkayı düzgün bir şekilde takabilmek için büyük aynanın önüne ilerlemiştim.

"Bugün ayın 30'u ve şey bilirsin sen genelde 28'inde regl olursun. Geciktirici hap mı attın?" Sorusuyla tek kaşımı kaldırarak ona baktım. Şapkayı takmamıştım.

Bu kadar dikkatli olması benim için şaşırtıcı bir durum değildi. Yine de bir anda böyle bir şey sorması şaşırmama sebep olmuştu.

"Hayır," diye mırıldandıktan sonra gözlerim odada telefonumu aradı. O meraklı bakışlarla beni izlerken, telefonumdaki regl takvimimi açtım ve bu benim biraz daha şaşırmama sebep oldu. Her ay düzenli olarak kaydettiğim regli takvimime üç aydır hiçbir şey yazmadığımı da tam o zaman fark ettim.

"Bir sorun mu var?" Harry'nin sesi garip geliyordu. Büyük ihtimalle şaşkınlığım yüzüme yansımış ve bir şekilde onu da etkilemişti.

"Şey ben, sen söyleyene kadar fark etmemiştim ama en son Nisanda regl olmuşum." Telefonu elimde sıkarak yatağa oturduğumda, ne düşüneceğimi bilmiyordum.

Bunca zamandır regli olmamış olmama rağmen bunu şu an fark ediyor olmam kesinlikle canımı sıkmıştı. Bir kadın için regli fazlasıyla önemli bir şeydi ve ben bunu takip etmemiştim.

"Nisan mı?" diye sordu. Sesinde bariz bir şaşkınlık vardı. Kafamı kaldırıp ona baktığımda kaşlarının havaya kalkmış olduğunu gördüm. "Bunca zamandır regli olmuyor musun?"

Falling || H.S.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin