|let me love you|

3.6K 159 338
                                        

Uyarı!
Bölüm betimlemeli cinsellik içerir.

02.08.2020 - Italy

"Evet, evet o ev en güzeliydi." Telefonun diğer ucunda bana gülümseyerek bakan sarışın emlakçıya önerdiği evin uygun olduğunu söylerken ayağımı havuzun suyunda gezdirdim.

"O halde satış işlemlerini başlatabiliriz?" diye sorduğunda kafamı salladım. Bu da kadının gülümsemesine sebep oldu.

"Bundan sonrasını menajerim ve avukatım halledecekler. Mimari detaylar için de annemle iletişim kuracaksınız." Nihayet, Londra'ya temelli taşınma kararı alan ailem için uygun evi bulabilmiştik.

Kadın birkaç prosedürden kısaca bahsettikten sonra nihayet görüntülü konuşmayı bitirebilmiştik. Havuzda ıslanan ayağımı çime basmamla tüylerim ürperdiğinde bu duruma gülümsedim.

Son birkaç gün hızla geçmişti. Harry ile otel odasında yaptığımız kavgadan sonra buraya dönmüştük. Ertesi günü Harry, Vogue çekimlerindeyken evde yalnız başıma kalmıştım. Bir sonraki gün Harry'nin ne ara zaman bulup da araştırdığını bilmediğim özel kliniği olan, altmışlı yaşlarının başında, söylenene göre adı fazlasıyla duyulmuş bir jinekoloğa gitmiştik.

Kadın bizi görür görmez torunun çok büyük hayranımız olduğunu söyleyip sonra da gerginliğimizi fark ederek, bu randevunun gizli olacağı konusunda şüphemiz olmasının yersiz olduğunu dile getirmişti. Ki bu Harry'nin benimle gelmesinin yarattığı büyük riski benim için büyük ölçüde ortadan kaldırmıştı.

Adının Alessia olduğunu öğrendiğim yaşına göre kesinlikle çok genç görünen jinekolog, başta regli olmama sebebimin gebelik ihtimali olabileceğini söylese de en son ilişkiye girişimizin üzerinden sekiz ay geçtiğini dile getirmemin ardından "Daha çok gençsiniz. Neden sevişmiyorsunuz?" diye sorarak hem Harry'yi hem de beni güldürmüştü.

Neyse ki kan testlerimin sonucunu almamızı kendi inisiyatifi ile hızlandırdığında Alessia'ya biraz daha minnettar olmuştum. Ciddi bir sorun olmadığını, değerlerimin gayet normal olduğunu ve strese bağlı bir gecikme olabileceğini dile getirmişti. Bu da bana psikoloğum Daisy'nin depresyon başlangıcında olduğumu söylemesini hatırlatmıştı. Hormon haplarının fazla yan etkisi olduğu için birkaç doğal yöntem söylemiş, bir hafta içinde kanamamın başlamaması durumunda tekrar bir kontrol gerektiğini ve bu durumda mecburen hormon hapı kullanacağımı söylemişti.

Hapın olası tüm yan etkilerine razıydım. Bir sorun olmamasına o kadar mutlu olmuştuk ki Harry, doktorun yanında dudaklarıma yapışmıştı. Ufak bir öpücük falan da değildi. Kelimenin tam anlamıyla doktorun önünde öpüşmüştük. Ah, Tanrı'm!

Belime dolanan kolla irkilsem de Harry'nin sırtıma değen sıcak teni hemen kendimi toparlamamı sağlamıştı. Örgülü saçımı bir eliyle omzuma attıktan sonra eğilip boynuma öpücükler bırakmaya başladı.

"Özür dilerim." Öpücüğünün etkisiyle düzensizleşen nefesim arasında gülmeye çalışmam onun da dudaklarının kıvrılmasını sağlamıştı. Görmesem bile boynumdaki dudağının hareketinden gülümsediğini anlayabiliyordum.

"Daha ne kadar özür dileyeceksin?" Günlerdir otel odasındaki kavga için, özellikle de bana bağırdığı için özür diliyordu.

"Sen, beni affedene kadar..."

"Sadece artık seni affetmek zorunda olacağım şeyler yapmasan?" diye sızlanırken sırtımı göğüsüne bastırdım. "Hata yapma sırası ne zaman bana gelecek?"

"İstediğin kadar hata yapabilirsin ve benim de hedefim artık kendimi özür dilemek zorunda bırakmamak olacak."

"Geç kalınmış bir hedef değil mi sence de?" Sorumu hiç umursamadan boynuma ıslak öpücükler bırakmaya devam etti. Bu sırada kalçalarıma değen sertliğini de hissetmeye başlamıştım.

Falling || H.S.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin