11.08.2020 - Los Angeles
Harry ve Gigi, Louis'nin evine geldiklerinde saat daha sabahın sekiziydi. Calvin dün gece dönmüştü. Bu yüzden onunla karşılaşmamışlardı.
Louis kötü görünüyordu. Darmadığın onu anlatmak için en doğru kelime olmalıydı. Gülümsüyordu ancak gözlerindeki acıyı örtmeye yetmiyordu. Uyuduğunu söylemesine rağmen göz altında yer edinmiş mor halkalar onu yalanlıyordu.
Gigi ve Louis birlikte birer sigara içmişti. Ama Harry içmemişti. Tamamen karşı değildi. Ancak alkol almadan sigara içmeyi sevmiyordu. Aslında Louis'nin bu kadar çok sigara içmesini de hiçbir zaman sevmemişti. Bir ara bırakması için çok uğraşmış, işe yaramayacağını anladığında ise tamamen bu uğraşından vazgeçmişti.
"Doruk hafta sonunu ikizlerle geçirecek," dedi Gigi. Tek amacı sessizliği bozmaktı. Doruk, Daisy ve Phoebe ile iyi anlaşıyordu. Ve bu Gigi için mutluluk verici bir şeydi. Çünkü böylece kardeşi yeni ülkedeki hayatına tamamen yalnız başlamamış olacaktı.
"Kardeşlerimden birine sulanırsa boyunun ölçüsünü alırım," diye takıldı Louis. Bu Harry'yi güldürmüştü.
"Hadi ya," dedi alayla Gigi. "Benim kardeşimden iyisini bulamazlar." Cümlenin sonunda dil çıkarması Louis'nin gerçek bir kahkaha atmasına sebep oldu.
"Bilemiyorum, diğer seçenekleri görmem gerekiyor."
"Yobaz," dedi Harry gülüşünün arasından.
"Sen kız kardeşini kaptırmış olabilirsin ama bendeki seçenekler çok Harold." Louis ve Gigi dışında neredeyse kimse Harry'ye Harold diye seslenmezdi. "Şaka bir yana. Doruk'un adapte olmasına yardım ederler. İyi anlaşıyor olmaları çok güzel."
Bakışları yine durgunlaştığında, Harry'nin gülümsemesi de silinmişti. Gigi ise Louis'nin konuşmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Ve derin mevzular asla başlamadığına göre bu konuşmada olmasının istenmediğine emindi.
Sorun değil, diye düşündü. Harry ve Louis'nin birlikte her şey hakkında konuştuklarını biliyordu. Belli ki bu ikisine de iyi geliyordu. Onları yalnız bırakmanın bir yolunu bulmak için birkaç saniye düşündü.
"Dolaba baktım da çok eksik var. En iyisi ben markete gideyim. Çünkü iki hafta boyunca sizi buraya hapsedeceğim," dedi Gigi. Aklına daha iyi bir fikir gelmemişti.
"Birlikte gidelim," diye önerdi Harry. Sevgilisinin bunu bilerek yaptığını elbetteki anlamamıştı. Aklının ucundan bile geçmemişti hatta. Hâlâ Gigi ve Louis'nin ettikleri kavgayı ve Louis'nin tek aşkının Harry olduğunu söylemesinin ciddiyetini kavramış gibi değildi.
"Online marketler var küçük tırtılım. Ne istersen sipariş edebiliriz. Evden çıkmamıza gerek yok." Louis başını eğip yanında oturan Gigi'ye bakarak konuşmuştu.
"Ben tek gideyim. Hem bana da biraz değişiklik olur. Uçakta gerçekten çok boğuldum." Louis anlayışla başını salladı.
"Emin misin?" diye sordu Harry. "Çok poşet olabilir. Taşıman zor olmaz mı?"
"Louis'nin arabasını alırım. Zorlanırsam görevliler arabaya taşımaya yardım ederler," diye Harry'nin tatlı endişesini dağıtmaya çalıştı.
"Pekala sen bilirsin. Dikkat et," dedi Harry. Gözleri Gigi'nin elalarında gezindi. Ne hissettiğini anlamak istiyor gibiydi.
"Edeceğim. Louis şapkaların nerede?" Kimseye malzeme vermek istemiyordu. Her zamanki gibi...
"Bir tanesini salondaki sehpaya bırakmıştım sanırım. Bakmamı ister misin?" Gigi başını olumsuz anlamda salladı.
"Gerek yok Lou, ben bulurum. Zaten eminim ki onca şapkandan biri önüme çıkar." Dalga geçerek konuştuğunda, Louis kıkırdadı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Falling || H.S.
Hayran Kurgu"O şarkı sana yazıldı." Sesi fısıltı gibi çıkmıştı. "Tıpkı albümdeki diğer şarkılar gibi..." • |07.07.2020|