Tünel

1.3K 89 20
                                    

"Of nasıl çıkacağız?" dedim.

"Ya bırak zaten bizim yokluğumuzu fark edince bulurlar." dedi Duman.

"Bizi fark edeceklerini hiç sanmıyorum.
Yakında festival olacak. Ve buradaki malzemeler temizlik malzemeleri. Tamizlik işi bitti.

Yani herkes elbise falan almak için okuldan ayrılacak. Ve bu da demek oluyor ki. Bizi ancak festivalden sonra bulurlar."dedi Volkan.

" O halde Duman ışınlanıp yardım getirsin. "dedi Toprak.

" Olmaz. "dedi Duman.

" Neden" diye sorduk aynı anda.

"Nedenini bilmiyorum ama yeteneklerim doğru çalışmıyor. Mesela geçen gün Kızıl Alev'i odası yerine Dilay hanımın odasına ışınladım.

Normalde kapının kapanıcağını tahmin edrbilirdim. Ama olmadı. Yani ben buradan ışınlandığımda nereye ışınlanacağım belli değil. "

"Sen o yüzden geçende kızlar tuvaletinden çıktın? " dedi Hortum.

Duman ona kızgın kızgın bakmaya başladı.

"Ne? Niye öyle bakıyorsun?"dedi Hortum.

" Kapıyı kırsak. "dedim.

" Sence sihirli bir okulda depo kapsını dandik yaparlar mı? "dedi Yıldırım.

" İyi de benim odamın kapı-"

" Boşver senin odanın kapısını. Volkan. Şu duvarları patlatsana beybisi. "dedi Hortum sırıtarak.

" Bana bakmayın boşuna. Benim ne kadar patlayacağım belli olmaz. Okulu havaya uçurabilirim. "

" Ben bir şeyler yapabilirim ama ne olur bilmiyorum. "dedi Toprak.

Geri çekilmemizi istedi. Sonra yere ayağı ile basmaya başladı sanki bir yer arıyor gibi. Biraz arada ve sonunda buldum dedi.

Basdığı yerden ses geliyordu.

" Buranın altı boş. Bir ders kitabında okulun tünelinden bahsediyordu. Bu o tünel olabilir."

"Peki nasıl giricez?" demiştim ki Toprak yumruklarını sıktı ve birden o bastığı bölge çöktü. Tabi o da aşağıya düşmüştü.

"İyi misin?" diye sordum.

"Evet. Bakın gerçekten burası o tünel. Hadi gelin." dedi.

Bunun üzerine Hortum ve Vampir geriye doğru gittiler ve aşağıya doğru atlarken beni de itlediler. Bakim tek parça mıyım?

Evet lan tek paçayım. Ama totom acıyo. Hemen yerden kalktım. Hortum ve Vampir ise hala yerde yatıyordu. Çünkü Hortum Vampirin üzerindeydi ve kalkmayacağını söylüyordu. Toprak ise ilerlemişti.

Koşturarak yanına gittim. Ve bir çığlık sesi duydum. Arkama döndüğümde Duman'ın Hortum'un üzerinde olduğunu gördüm. Çığlık Hortum'dan gelmişti.

"Biraz daha orada yatarsanız Volkan ve Yıldırım üçünüzün üzerine binecek." Dedim.

Üçü de ayağı kalkı ve yanımıza geldi. Hemen sonra da Yıldırım ve Volkan gelmişti. Tünel boyunca ilerledik. Işık olmadığı için yolumuzu göremiyorduk.

Birden hortum bağardı.

" Bu neeee! "

" Ne oldu? "dedi Yıldırım.

" Kolumda yürüyo. Alın şunuuu. "

Ve o anda aklıma bir şey geldi. Elimde bir ateş oluşturdum ve Hortum'a doğru tuttum.

Daha önce niye aklıma gelmediyse.

Hortum'un kolunda kocamana bir örümcek vardı. Bağırarak eliyele onu itti ve bana geldi. Elime değdiği anda da yanarak öldü.

" Bacım sen önümüze geç." dedi Toprak.

Tamam anlamında kafamı salladım ve hepsinin öüne geçip yürümeye başladım.

Şimdi de yol ikiye ayrılmıştı.

"Duman. Güçlerin hala yerrindeyse bir bak bence." Dedi Yıldırım.

"Hayır. Tahminler karışıyor." dedi Duman.

"Bozuk parası olan var mı?" dedi Vampir.

Yıldırım hemen çıkartıp verdi.

"Sol taraf yazı sağ taraf tura. Hangi taraf gelirse o tarafa gideceğiz." dedi.

Hepimiz aynı anda Tamam dedik. Ve Vampir parayı havaya attı ve tuttu. Sonra da diğer elinin üzerine koydu.

Elimi görmek için yaklaşturdım.

Yazı. Yani sol taraftan gidiyorduk.

Sol tarafa döndük ve biraz daha ilerledik.

Ben yorgun olduğumdan zor yürüyordum. Artık uyumak istiyordum.

Ama buradan bir an önce kurtulmak zorundaydım.

Biraz daha ilerledik ilerledik ilerledik. Aslında ne kadar ilerledik bilmiyorum ama karşımıza ufak bir göl çıktı.

"Buradan nasıl geçeceğiz? Ben yüzme bilmem."dedi Hortum.

Vampir ile aynı anda" bende. "demiştik.

Toprak başkan anında olaya el attı tabi. Gölün altındaki kayaları kaldırdı ve bize dar da olsa bir köprü yaptı.

" Hadi daha fazla dayanamam. "dedi

" Sağol Toprak başkan. "dedim ve ben önde olmak üzere karşıya geçtik.

Sonra da Toprak geldi ve taşları geri bıraktı.

Yine yürüyorduk. Ama benim dayanacak gücüm kalmamıştı. Bunu anlayan Duman yanıma geldi ve beni kucağına aldı.

" Sen sadece elindeki ışığı söndürme yeter. Ben seni taşırım." dedi.

Kafamı tamam anlamında salladım. Ama çok yorgundum ve uyumak istiyordum. Böyle biraz daha ilerledik ve önümüze bir kapı çıktı orayı açtığımızda. Birden yer biraz sallandı ve bir çeşit sarmaşıklar çıkarakak etrafımızı sardı. Ama elimi saramamışlardı. Ateşe değemiyorlardı. Biraz daha odaklandım ve bütün vücudumu alevlerle kapladım.

Duman ve ben sarmaşıklardan kurtulmuştuk ama diğerlerini sarmaşıklar bağmaya çalışıyordu. Ayrıca bütün vücudum alevle kaplı olduğu için Duman beni tutamıyordu.

Ayağı kalktım ve hepsini kurtardım. Sonra koşmaya başladık. Tekrar sarmaşıklar önümüze çıkıyordu ama biz bir şekilde kutuluyorduk.

Tam sarmaşıklardan kurtulmuştuk ki birden yürüyemediğimi fark ettim.
Hortum "Bataklık!" diye bağırdı.

Duman "Bağırma lan!" diye ona bağırdı ve sessizlik.

Kımıldarsak daha çok batacağımızı biliyorduk ama bu da pek işimize yaramıyordu.

"Şimdi ne yapacağız?" dedim.

"Benim bir fikrim var." dedi Yıldırım

"Alev şimdi sen zamanı durduracaksın ve uçarak çıkacaksın. Zamanı durdurduğun için bataklık sana zarar veremeyecek. Sonra da ellerindeki ateşi söndürüp bizi uçarak çıkarman gerek" dedi.

Çok yorgundum. Emin değildim ama başka çaremiz de yoktu.

Zamanı durdurdum.

Bölüm sonu.


KIZIL ALEV 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin