Eski Ev

705 49 7
                                    

"Kızıl Alev bu bebek Aslan'nın. Kocamı öldürdüğünüz için babasız kaldı ve benim yanımda büyümsi artık tehlikeli çünkü ben bir avcıyım. Madem kocamın güçleri sende ve onun ölümüne sebep oldun o halde bu bebek de senin. Ben anne olmaya hazır değilim. Hem de babasız bir çocuk büyütmeye hiç hazır değilim. Bu çocuğu Aslan istediği için doğuracaktım. Ve doğurdum ama Aslan gitti. Senin yüzünden. Şimdi al ve bu bebeğe çok iyi bak. Çünkü her baktığında babasını öldürdüğünü görmeni istiyorum. "

Yazıyordu zarfta. Sesli okuduğum için Lila da duymuştu. İkimiz de bir bebeğe bir de birbirimize bakmaya başladık.

🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥

" Ne demek bu ya? Şaka falan mı? Peki sizin odanıza nasıl girmiş? "diye sordu Dilay Hanım. Bilmiyorum anlamında kafamı salladığımda Duman konuştu.

" Sizin bu güvendiğiniz kapılar bir işe yaramıyor. Kızıl Alev ilk geldiğinde de bir avcı kapıyı kırdı. Bence kapıları yenilemeniz gerekiyor. Hatta yenilemişken bütün okulu yenileyin Dilay Hanım." dedi.

Dilay Hanım düşüncelere boğuldu. Duman haklıydı. Kapılar kırılabiliyordu. Ama bizim kapımız kırık değildi. Yani bu avcı diğerinden daha güçlüydü. Ya da çok zekiydi. Gerçekten kafam karışmıştı ve tek üzüldüğüm şey bu bebekti. Annesi onu bırakmıştı ve babası ölmüştü.
Yatağımın üzerinde etrafı izliyordu. Daha bir yaşında bile değildi. Sanki yeni doğmuş gibiydi ve anne sütüne ihtiyacı olduğu belliydi. Bu yüzden de ağlamaya başlamıştı.

Dilay Hanım bebeği kucağına hızlıca aldı ve odadan çıktı. Sinan Bey Dilay Hanım için endişelenmiş olacak ki o da Dilay Hanım'ın arkasından gitti. Dilay Hanımın eminim ki bir planı vardı. Ama benim yoktu.

"Dilay Hanım diğer öğretmenlere danışacak. Zihnini okudum." dedi Lila. Peki ben ne yapmalıydım? Şu an düşünmek istemiyordum. Bu yüzden ışınlandım. Geldiğim yer ise Yılan Kolejiydi. Yılanlar yine etrafımı sardı.

"Yine mi gelmiş bu kızıl kafa?"dedi biri.

" Beğenemedin mi? "dedim alaycı bir tavırla.

" Neden geldin? "diye sordu başka biri.

" Size ne? Geldim işte. Siz her gelene böyle yapacaksanız... "demiştim ki beyaz yılan sözümü kesti.

" Biz bu okulu koruyoruz. Olduğumuz yerde böyleyiz. Birini gelince karşılarız. Şimdi sorunun cevabını aldıysan cevap ver. "dedi. Bu beyaz yılan daha önce de karşıma çıkmıştı ve diğerlerine nazaran daha medeniydi. Ama yine de umrumda değildi. Tekrar ışınlandım ve bahçenin farklı bir yerine belirmeye başladım. Yılanlar da geldiğim yöne gelip sürekli önümü kesiyorlardı. Böylece bahçeyi turlamıştım ve Kaan'ı bulamayınca okulun içine girdim yılanlar şimdi de güç kullanmaya başlamıştı ama koruma kalkanımı kullandığım için pek bir etkisi olmuyordu. Kantine gittiğimde Melek'i gördüm ve yanına gittim.

"Hoşgeldin Alev. Otursana." dedi arkadaşları benim için de yer açarken.

"Kaan nerede? Benim onu bulmam lazım. Yine de teşekkür ederim." dedim yorgun çıkan sesimle. Ruh halim çok kötüydü.

"Ne oldu sana? İyi misin?" diye sordu. Neden Kaan'ın yerini söylemiyordu ki?

"Kaan nerede?" diye sordum tekrardan.

"Siz nesi oluyorsunuz?" diye sordu masada oturan arkadaşlarından biri. Kahve düz saçları beline kadar uzanıyordu. Yüzüne hafif bir makyaj yapmıştı. Gözleri açık kahve rengindeydi ve bana kavga arıyormuş gibi bakıyordu.

"Sevgilisiyim." dedim.

"Sevgilisi de kendine benziyormuş. Tabi ne kadar sevgili oldukları da belli değil. Acaba bir gün mü yoksa bir gecedir mi sevgilisiniz?" diye sordu. Kesinlikle kavga istiyordu. Ben ise tekrar Melek'e döndüm.

KIZIL ALEV 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin