KIZIL ALEV 1

Faris

"Siz kimsiniz?" diyerek yatakta doğruldum.

Bana garip bakışlar atmaya başladı. Zihnini okumaya çalıştım ama düşünmüyor gibiydi. Okuyamadım.

"Siz kimsiniz?" diye sordum tekrar.

Benimle göz temasını kesti ve odamı incelemeye başladı. Artık sinirlenmeye başlamıştım. Benden izinsiz odama girmiş ve sorularıma cevap vermek yerine odamı inceleyen orta yaşlardaki bu adama ne kadar daha dayanabilirdim ki?
Ayağı kalktım.

"Sorularıma cevap vermiyorsunuz madem dışarı çıkın." dedim sinirli bir şekilde.

Bana baktı tekrar. Tam gözlerimin içine bakıyordu.

"Üzgünüm küçük hanım. Sizi akşam vakti rahatsız etmek istemezdim ama tek başınıza geçirdiğiniz ve müsait olduğunuz tek zaman dilimi yatma anınız. "dedi hafif gülümseyerek.

Hala soruma cevap vermemişti.
Tekrar konuşmasını beklemeye ve onun yaptığı gibi gözlerinin içine bakmaya başladım.

"Benim adım Faris." dedi.

Garip bir ismi vardı. Daha önce duymamıştım.

"Bu odaya nasıl girdiniz?" diye sordum.

"Sizi eğitmek için gönderildim." dedi.

Ne saçmalıyordu bu adam? Beni bu saate eğitmesi için Dilay hanım veya Sinan bey göndermiş olamazdı. Zaten uyku vaktiydi. Ayrıca beni ne için eğitecekti?

"Sizi kim gönderdi?" diye sordum. Bana öylece baktı. Cevap vermedi.

" Konuşsana! "diye bağırdım. Kaşlarım çatılmıştı ve sinirliydim.

" Bir büyüğünüze bağırmanız saygısızlıktır. "dedi. Yüzünde tek mimik oynamıyordu.

" O halde sorularıma cevap verin ya da odamdan çıkın. Benden izinsiz odama girmeniz zaten bana saygısızlık Faris bey. "dedim.

"Haklısınız. Ama bu bana bağırabileceğiniz anlamına gelmez. Sizin sorduğunuz çoğu soruya cevap veremem. Çünkü bu geleceğinizi etkiler." diye cevap verdi.

"Nasıl yani? Nasıl geleceğimi etkileyebilir?" diye sordum.

"Tek bilmeniz gereken ben düşmanınız değilim. Sizi eğitmek için gönderildim. Bana size bunun dışında sorduğunuz sorulara cevap vermem yasak." dedi.

Çok saçmaydı. Benim sorduğum sorular neden geleceğimi etkileyebilirdi? Ayrıca geleceğimi ne yönde etkilerdi?

" Odama nasıl girdiniz? "diye sordum.

Bana sadece bakmaya devam etti. Ne yani? Bunu da mı söyleyemezdi?

" Işınlanarak. "dedi en sonunda.

" Bu okuldaki odalara ışınlanarak girilemez. "dedim.

Gülümsedi.

" Ben normal bir insan veya yetenek sahibi bir öğrenci değilim. Zaten çok zaman kaybettik. "dedi.

Sıkıntılı bir nefes verdi ve ellerini hareket ettirdi. Birden odadan başka bir yere gelmiştik. Sanki dünya bize göre hareket etmişti ve yerimizde durduğumuz halde yer hareket etmişti.

" Hangi güçlerinizi kullanabiliyorsunuz? "diye sordu. Geldiğimiz yer ise bir göl kenarıydı. Ay ışığı göşe yansıyordu. Gerçekten huzur verici bir yerdi.

" Size nasıl güvenebilirim? "diye sordum.

Yine gülümsedi.

" Haklısınız bana güvenemezsiniz. Ama benim de size birşeyler öğretmem gerekiyor Alev hanım. "dedi.