Gözlerimi kapattım. Hava çok güzel esiyordu. Aslında üşüyordum. Titretecek kadar soğuk vardı. Ama yine de gözlerim kapalı bekliyordum.
Sabah olmuştu. Dün gece Can ile konuştuktan sonra odama gittiğimde anında uyumuştum.
Burnuma bir damla düşünce gözlerimi açtım. Yağmur çiseliyordu.
Bu gün çok garip hissdiyordum. Hayattan bıkmıştım ve kendimi öylece kampüsün içinde sürüklüyordum. Yağmur ve rüzgar o kadar tatlı geliyordu ki bir binaya girmek dahi istemiyordum.
Telefonum çaldı açtım.
"Alo."
"Alo Alev."
"Efendim Duman."
"Dilay hanım gelip gelmeyeceğini soruyor."
"Geleceğim. Ne zaman almaya geleceklerini haber versinler."
"Tamam o halde hemen iletiyorum Dilay hanıma." dedi ve telefonu kapattı.
Sevinmişti benim geleceğime. Heycanla telefonu kapatmıştı.Yağmur yüzünden sırılsıklam olmuştum. Daha fazla beklemeden okula girdim ve odama çıktım.
Üzerimi değiştirdim ve saçlarımı kuruttum. Kapım tıklatılınca açtım." Kütüphaneye gidiyor muyuz?" diye sordu Can.
Beklemesini söyledim ve ağır hareketlerle bir hırkamı alıp giydim. Saçlarımı da topladım ve odadan çıktım.
Can ile birlikte kütüphaneye gittik."Sence nereden başlamalıyız? Burası çok büyük."dedim.
" İlk sıradaki rafların hepsinde A harfi ile başlayan harfler var. Sonrası alfabetik sırayla diziliyor aynı şekilde. Bir de türlerine göre bölümlerine ayrılıyor. Şurada gördüğün panoda hangi türde kitap istiyorsan onun olduğu rafların yerini gösteren bir harita var. "dedi eliyle duvarda asılı olan panoyu göstererek.
Panoda asılı olan haritaya baktık. Güç ile ilgili kitapların yerini bulduk ve birkaç tane kitap alıp okumaya başladık.
Can hız gücünü kullanarak okuduğu için dört dakikada bir başka kitaba geçiyordu.
Ben ise sadece hızlı okumaya çalışıyordum.
Bu sırada içimdeki gariplik yerini üzüntüye bırakmıştı.
Başım çatlamaya hatta midem bulanmaya başlayınca ayağı kalktım. Birden duvarlar üstüme üstüme gelmeye başlamıştı başım dönüyordu.
Ayağı kalktım ve yavaş adımlarla kütüphaneden çıktım.
Gözlerimi kapttım. Çok kötü hissdiyordum.Gözlerimi açtığımda ise...
Ormandaydım. Bir ağlama sesi geliyordu. Yerde duran ejderha koliyesini elime aldım. Benim boynumda duran ve Kartal koejinde verilen koliyeye benziyordu. Sadece ucunda kartal yerine ejderha vardı.
Yavaşça etrafa göz gezdirdim. Ağlama sesi susmuştu. Etrafa baktım ama kimsecikler yoktu. Kendimi heycanlı ve kormuş hissediyordum şimdi de. Neden böyle oluyordu?
Necmi abi sen mi yapıyorsun?
Yok Pelin. Seninle aynı duyguları ben de yaşıyorum.
O halde bu duygu değişimlerinin sebebi ne?
Etrafı sis kaplamaya başlamıştı sanki. Kara bulutlar tam üstümdeydi. Havaya baktığımdaysa birden biri üzerime atladı. Yere düştüm. Düştük.
Üzerime atlayan Tarçın'dı. İkimiz de aynı anda ayağı kalktık.
"Ne yapıyorsun burada?" dedi Tarçın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL ALEV 1
Fantasy"O okuldan çıkanlar dahi gibiymiş.Pelin keşke ben de oraya gidebilsem." dediğinde gözlerimi devirdim.Sürekli aynı okuldan bahsediyordu ve ben bunalmıştım. "Okul okuldur ikiz.Bu okulu düşüneceğin yerde derslerini çalışsan ordakilerden daha zeki olurs...