Eğitim Alanı

747 50 15
                                    

"Gidiyoruz dedim. Ne demek gitmek istemiyorum?" dedi Faris.

"Bak ben okula dönmek zorundayım. Kıyafetlerim almalıyım. Arkadaşlarıma da haber vermeliyim. Sonra Dilay Hanım'a da gideceğim." dedim. Eğitim için karar çıkmış mıymış öyle bir şeymiş. Artık kim bu kararları veriyor ise yakında görebilir gününü.

Şimdi ise yer altında kurulan bir eğtim alanında eğitim almamızı istiyorlardı.

Daha doğrusu istemek değildi emrediyorlardı. Ve bu eğitim uzun sürecekti. Eğitim alanının yer altında olmasının sebebi ise elflerden korunmaktı.

"Bak. Her an size eksi puan kazandırır. Okula gidemezsin. Orada size yeni kıyafetler verilecek zaten." dedi Faris. Bu sırada Elay yanımıza geldi.

"O da mı okuluna gitmek istiyor. Yani Tarçın gibi." diye sordu Elay.

"Evet." dedi Faris bana kızgın bakışlar atarken. Faris diğer eğitmenlerle yarış halinde gibiydi. Diğer eğitmenleri bilmiyordum tabi.

Kimin muhafızı daha iyiyse o ön plandaydı onun için. Yani Faris için. Elay daha çok güzelleşmek için uğraşan bir insandı. İnsanlara emretmeyi seviyor gibiydi. Diğer kadının adını bile bilmiyordum daha. Ama simsiyah giyiniyordu. Siyah bir gözlük takıyordu ve yanında telefon yerine telsiz gezdiriyordu. Bu telsizi anladığım kadarıyla diğer telefonlara bağlanabiliyor ve numaralar kayıtlı olduğu sürece bir telefon görevini görebiliyordu. Ve ben o telsizden istiyordum. Acayip güzel ve havalı gözüküyordu.

"Ben de ikna edemedim." dedi o kadın da yanımıza gelerek. Tarçın ve Efe de geldi sonra yanımıza.

"Peki o halde. Okullarına götürelim. Bir saat sonra da eğitim yerinde buluşalım." dedi Faris.

Herkes bunu onayladı. Sonra Faris ile birlikte okulun bahçesine ışınlandık.
Fakat birden biri sarıldı.

"Nereye gittin? Çok korktum. Birden kayboldun." dedi Kaan.

"Boşver. İyiyim ben." dedim. Bana garip bir bakış attı.

"Çok halsiz görünüyorsun." dedi.

"Sevgilin kafayı yemiş. Kendi kendine kısa devre yapmayı öğrendi." dedi Faris. Anlaşılan hala çok sinirliydi.

"Ne demek bu?" diye sordu Faris'e bakarak.

"Hadi Alev. Git bavulunu hazırla." dedi Faris Kaan'ın sorusunu yok sayarak. Ben de kafamı tamam anlamında sallayarak odama gittim. Ne kadar hızlı biterse o kadar iyiydi. Ben üniversite sınavına nasıl girecektim ki?
Hiç çalışamıyorum. Sanırım sınıfta kalacaktım.

Hazırladığım bavul ile bahçeye geri indim. Bizimkiler toplanmış bana bakıyordu.

"Arkadaşlar ben bir süre burada olmayacağım." dedim.

"Faris anlattı. Eğtime gidiyormuşsun." dedi Duman. Evet anlamında kafamı salladım. Hortumun elinde hala iki tane kalem vardı ve yanaklarına bastırıyordu.

"Hala gamzen çıkmadı mı?" diye sordum gülümseyerek.

"Çıktı da çok az. Her zaman böyle tutamıyorum ki. Hocalar derste garip garip bakıyorlar." dedi Hortum. Sonra da Vampir'e döndü.

"Baksana şu yampire. Ne güzel gülüyor da yanacıklarında gamzecikler çıkıveriyor. Banane. Kıskandım. Ben de istiyorum." dedi Hortum küçük bir çocuk gibi kollarını birbirine bağlayarak.

"Yampir ne ya? Kara Vampir diyeceksin." dedi Vampir. Ama gülerek söylemişti ve harbiden gamzeleri vardı.

"Vampirler aslında yampirdir. V düşmesi var orada." dedi Hortum.

KIZIL ALEV 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin