"Arkadaşlar. Bu gün yapacağımız derste herkes ayrı çalışacak. Zaman çocuğu sen zamanda geriye gideceksin ve eski yaşantıları rapor edeceksin. Bak bu dosyada da gitmen gereken zaman ve mekanlar var. Tarçın sen de masal boyutuna gideceksin. Oradaki Alice harikalar diyarında isimli hikayeye gir ve olayları çözmeye çalış. Kitabı eskiden okumuş olsan bile pek hatırladığını sanmıyorum zaten. Alev sen ise Faris'in isteği üzerine reflekslerini güçlendirmek için dövüş dersine gireceksin. Faris sana detayları anlatır. Aslında seni de başka bir hikayeye Tarçın ile birlikte yollayacaktım ama Faris'in isteği üzerine fikrimi değiştirdim. Herneyse... İyi dersler. "dedi ve ortadan kayboldu müdür.
Biz Faris ile dövüş salonuna geldik.
" Bu göz bağını bağla bakalım. Reflekslerini ve duyularını geliştireceğim. Ve eğitim bitmeden buradan çıkmak yok. İlk önce gözlerini bağlayacağım. Güçlerini kullanmak yok. Fakat sonradan güçlerin ile de çalışacaksın. Sonrasında kulaklık takacaksın ve sesleri duyamayacak şekilde müzik açacağım. Böylece görsen de duyamayacaksın. En sonunda tamamen görünmez olacağım ve kulaklığa gerek kalmayacak. Çünkü beni ne duyabileceksin ne de görebileceksin. "dedi Faris. Tamam anlamında kafamı salladım ve göz bandımı taktım. Sonra da hazır pozisyonda bekledim. Geleceğini hissettiğim anda zıplamalıydım. Saniye saysam da düzenli aralıklarla saldırmıyordu ve iş tamamen hislerime kalıyordu.
İnci Hanım'dan telefonumun çekmesi için yardım istemiştim ama o bu konuda yardımcı olamayacağını söylemişti. Emir almış falan işte.
Ben nasıl iletişim kuracaktım ki Sinan Bey ile?
Bunu düşünürken aklıma bir fikir gelmişti. Belki de o telsizi birazcık ödünç alabilirdik. Çünkü o burada bile çekiyordu. Kocaman sapı var kafasında bir de.
Emin misin Pelin? Bak sonra yakalanırsanız büyük ceza falan alabilirsiniz. Hem de Faris bu aralar kızgın gibi. Bir haller var bunda.
Bana anlatabilirsin dedim. Kendi kaybeder Necmi abi. Benim Sinan Bey ile konuşmam lazım. O kutu başkasının eline geçmemeli. Bana vermeli.
Ne yani? O müdür denen herife mi vereceksin kutuyu? Ben o adama güvenmiyorum.
Ben de güvenmiyorum zaten. Sadece elimde bulunan bir koz. Ya da bir avantaj. Dışarda olması daha riskli hem. Burası yer altında değil mi? Burayı bulan elfler kutuyu da bulamaz mı?
Tamam haklısın ama bunun yolu telsizi çalmak değil. Faris ile konuş. Bir yolunu bul. Bir şey yap. Ama çalmadan.
Çalmayacağım ki ödünç alacağım. Necmi abi lütfen karışma sen benim işime.
Aman be. Ne yaparsan yap. Sonra Necmi abi dediydi dersin.
🔥🔥🔥🔥🔥🔥
"Bak ben de konuşacağım. Unutma." dedi Efe.
"Tamam. Konuşursun. Dediğim gibi işte. Sözüm söz." dedim Efe'ye. Onunla iş birliği yapıp telsizi alacaktım. Tarçın'a söylesem beni ispiyonlayacağından adım gibi emindim. Aslında Efe'ye de güvenmiyordum ama o eğitmenini daha iyi tanıyordu. Karanlık çöktüğü gibi harekete geçtik. İnci Hanım uyuyordu. Çalışırken kütüphanede uyuyakalmıştı. Yanına gittim. Efe de hem bana bakıyor hem etrafı gözlüyordu. Bir anda tam telsizi alacakken İnci Hanım'ın gözleri açıkdı ve bana öyle bir bakmıştı ki korkudan yerimde sıçramıştım. Tam o anda Efe gözlerini kapattı...
Efe hem bana bakıyor hem de kapıyı gözlüyordu. Ama birden yanıma geldi ve kolumdan tutup beni odanın dışına çekti.
"Zamanı geri aldım. Sessiz ol. O almaya kalktığın anda uyanacak. Şimdi bile fark edip uyanmıştır. Çabuk odana git." dedi ve ışınlanıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL ALEV 1
Fantasi"O okuldan çıkanlar dahi gibiymiş.Pelin keşke ben de oraya gidebilsem." dediğinde gözlerimi devirdim.Sürekli aynı okuldan bahsediyordu ve ben bunalmıştım. "Okul okuldur ikiz.Bu okulu düşüneceğin yerde derslerini çalışsan ordakilerden daha zeki olurs...