İyilik Ve Kötülüğün Perileri

693 44 11
                                    

Kara kutuyu almıştım. Şimdi ise bizimkilerin yanındaydım ve Faris güvenli bir yere gitmemiz için ısrar ediyordu.

"Olmaz Faris. Ben kendimi koruyabilirim." dedim.

"Bak. Sana kendini koruyamazsın demiyorum. Ama kutu sende. Ve bir elf bunu biliyor. Buraya akın ederler. Senden onu almak için okulu yakıp yıkarlar Alev. Lütfen daha fazla tartışmayalım. En azından kutuyu ver."

"Kutu mu daha önemli yani?"

"Ben öyle bir şey demedim. Konuşmayı farklı taraflara çekme."

"Kutu bende kalacak Faris. Bu herkes için daha iyi. Sen belki beni daha çok önemseyip kontrole falan da gelirsin belki."

"Ben seni zaten önemsiyorum Alev. Ama tehlikdesin. O kutu seni tehlikeye sokuyor. Neden anlamıyorsun?"

"Faris. Ben yanlız değilim. Arkadaşlarım yanımda. Çağırdığımda geliyorsun. Kendimi koruyabiliyorum. Diğer muhafızları tanıyorum. Göl kenarına gidebiliyorum. Bence fazla evham yapıyorsun."

"Asıl ben bu kadar önemli bir konuda nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun ona şaşırıyorum."

"Ben aciz değilim. Bir kutuyu koruyamayacak kadar güçsüz de değilim. Bak ben normalde sana söylemeyecektim kutunun nerede olduğunu. Hastanedeki olay bozdu planımı."

"Neydi Planın? Kutuyu elflere teslim etmek mi? Çok garipsin Alev. Aslan'ın haklı olduğunu düşünmekten de nefret ediyorum."

"Aslan sana ne dedi ki?"

Ne diyecek? Seni kötülemiştir.

" Olgunlaşması zaman alacak. Hala bir çocuk gibi ve sorumluluklarının farkında değil. Kendi kafasına göre davranıyor. Ne isterse onu yapıyor ve ilerde de bizi dinlemeyecek büyük ihtimalle. Çok hırslı olmasına rağmen aynı zamanda da tembel. Çalışmayı bilmiyor. Sadece baş belası demişti senin için. "dedi Faris. Başka kötüleyecek bir yönüm kalmamasına mı sevineyim zaten bütün özellikleri sıralamasına mı üzüleyim bilememiştim. Aslan beni çocuk olarak görüyordu. Ama bana yardım etmeyi denemiyordu.

Beni bir türlü anlayamıyorlardı. Amacım zaten elfleri üzerime çekmekti. Tamam ilk başta planlarda bu yoktu. Bu planı yaşlı Elf kutunun kimde olduğunu öğrendiğinde yapmıştım ama sonuçta çabalıyordum. Kara kutunun bizde olması demek zaten savaş sebebiydi. Benim planım ise onları buraya çekmekti. Elbette ki kutuyu benden almaya çalışacaklardı ve hatta gece uyurken gizlice alabilirlerdi. Tabi ben kutuyu aldıktan sonra kutuyu hiç açmadan dışını maviye boyayıp kilit taktıktan sonra bir ağacın dibine etrafı kontrol edip gömmeseydim kesin alabilirlerdi. Ama artık bulamazlardı. Yani uzun bir süre.

"O kutu güvende. Merak etme." dedim oturduğum yerden kalktım. Bizimkiler saatlerdir her zaman oturduğumuz banka oturmuş Faris ile benim tartışamamızı izliyorlardı.

"Milkshake alacaktım ben size. Hadi kantine gidelim." dedim ve tartışma sona erdi. Hortum hemen peşimden koştu.

"Alev iyi misin? Neden bu kadar öfkelisin? Bu kutu senin için neden bunkadar önemli?"

"Hortum o kutu sadece benim için değil herkes için önemli. İçinde eski bir muhafızın gücü varmış. Güçlü bir muhafızmış. Fakat elfler bunu almak istiyor. Benim ise kutuyu başka birine vermek gibi bir düşüncem yok. Eğer gerekirse o kutuyu kullanacağım. Ya bir koz olacak. Ya da bir kurtuluş. Onlar hazırlıklı ama biz değiliz. Hazırlanmam gerek. Yeni kozlar bulmam gerek. Normal insanların arasına karışabiliyorlar ve ailem de tehlikede. Beni sorumsuz ve şımarık sanıyorlar ve anlamak istemiyorlar. Ama ben çabalıyorum. Yoruluyorum. "dedim ve derin bir nefes alıp verdim.

KIZIL ALEV 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin