Elay

823 50 17
                                    

"Baba! Baba iyi misin?" diyerek kapıya koştu Selin.

"Sakin ol ikiz. Sadece işten geldi babam." dedim. Babam bir gece boyunca ofiste kalmıştı ve sabah yağmur dinince zor bela da olsa eve gelmişti. Ama yağmur yağmamasına reğmen ıslanmıştı çünkü yerler hep suydu.

"Ben üzerimi değiştireyim. Kızım kapıda seni bekleyen biri var git bak." dedi babam bana bakarak.

"Kim? Hangi kızın? Ben mi?" dedim ama babam çoktan odasına gitmişti bile.

Kapının önüne baktım. Gelen Kaan'dı. Gözlerimi kırpıştırdım.

"Allahım bu sefer de hayal görüyorsam sakın bu hayali bozma." dedim ve amin diyerek ellerimi yüzüme sürdüm.

"Ne hayali? İyi misin Pelin?" diye sordu. Umarım ultra konuşabilen bir hayal değildir.

"Şey... Gelsene içeriye." dedim biraz kenara çekilerek.

"Gireyim. Tabi." dedi ve içeriye girdi. Ben de kapıyı kapattım. İçeride Uğur Hortum Selin ve annem vardı.

"Hayırdır Hortum? İç güveysi olarak buraya mı taşımdın?" diye sordu gülerek.

"Yok. Yağmur yüzünden buradayım. Daha iç güveysi olmadım ama olabilirim her an. Burası güzelmiş." dedi Hortum gülerek.

"Hortum mu? Senin adın Ozan değil mi?" diye sordu Uğur.

"Biz aramızda ona Hortum diyoruz." dedim araya girerek. Anladım anlamında başını salladı.

"Şey... Kızınızı biraz kaçırabilir miyim?" diye sordu Kaan anneme dönerek.

"Olmaz. Anneni söyle başka kız bulsun." dedi annem gülerek.

"Ama ben bu kızı seviyorum." dedi bana bakarak.

"Tamam. Bir kerelik kaçır ama sonra geri getir." dedi en sonunda annem.

"Benden izin alan yok sanırım." dedi babam.

"Olur mu efendim? Ben de şimdi size geliyordum." dedi Kaan. İstemsiz bir kahkaha attım.

"İzin vermiyorum. Ne yapacaksın?" dedi babam beni kendine çekip sarılarak.

Kaan beni güç gücünü kullanarak kendine çekti.

Şuna güç gücü deme.

"Kaçıracağımı söylemiştim." dedi hafif gülümseyerek. Sonra da kolunu omzuma atıp kapıya kadar beni götürdü.

"Montun nerede?" diye sordu askılığa bakarken.

"Monta gerek yok." dedim.

"Olsun sen yine de al üzerine." dedi ve Selin'in siyah toz pembe rengi şişme montunu bana giydirdi.

Sonra da telefonumu aldım ve dışarıya çıktık.

"Motora binelim mi? "diye sordu. Kırmızı bir motosikleti vardı.

" Her taraf su. Üzerimiz ıslanır. "dedim.

" Sen hiç fizik dersine girmedin mi çaylak? Su bize değil etrafa sıçrar. Hadi bin arkama. "dedi ve motora bindi.

" Bak bu kaskı da tak. "dedi sonra da siyah bir kask uzatarak.

" Nereye gideceğiz? "diye sordum kaskı takarken.

" Sadece dolaşacağız. Köprüye gideriz. Oralarda gezeriz. İstersen oradan bir kafeye geçeriz. "dedi Kaan.

" Tamam. Taktım sanırım ben bunu. "dedim ve arkasına binip beline sarıldım.

KIZIL ALEV 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin