"Şimdi görürsün sen." dedim ve bu sefer de ateş topunu fırlattım.
Hiç bir şey olmadı. Sürekli saldırılarımdan kaçıyordu.
Elimde bir etaş kılıcı oluşturdum. Ama tam saldıracağım sırada ışınlanıp arkamda beliriverdi. Ve kollarımı arkaya büktü.
"Bu böyle olmayacak. Senin hayal gücün yok mu? Hiç mi böyle güçlerin olsun da savaşayım diye hayal etmedin? Şimdi de hayal et. Farklı saldırı sistemleri bul. Hayvanlarını da kullanabilirsin." dedi ve beni bırakıp tekrar karşıma geçti.
"Hadi. Saldır." dedi. Biraz düşündüm.
Hayvanları kullanabilirsin dedi. Yeni yöntemler bul dedi. Ama ne yapabilirdim? Biraz düşündüm.
En sonunda bana imkansız bile gelse de yapabileceğimi hayal ettiğim bir şeyi denedim.
Ve olmuştu işte. Faris'e doğru koştum ve elimde bir ateştopu oluşturup o ateş topundan Dolunay'ın çıktığını hayal ettim.
Olmuştu. Elimdeki ateşten fırlayan Dolunay Faris'e doğru alev almış kanatları ile Faris'e doğru gidiyordu.
Faris etkilenmişti. Bu yüzünden bile okunuyordu. Işınlandı. Başka bir yerde belirdi.
Bir çizgi filmde gördüğüm bir şeyi denedim. Ejderhamın kanatlarını arkamda hissetmeye çalıştım. Biraz uğraştırmıştı ama olmuştu.
Havalandım ve Dolunay ile Faris'e doğru uçmaya başladık. Tekrar ışınlanmıştı. Farklı bir noktaya.
O belirdiği anda saçlarımı alev aldı ve savurduğum gibi uzayıp Faris'i yakaladı.
Kendine koruma kalkanına aldığı için şimdilik ateşimden etkilenmemişti. Onu tekrar yere bıraktım. Ve aşağıya indim. Sonuçta o benim hocamdı ve onu incitmemeliydim.
Gözlerimi kapattım ve yer sallanmaya başladı. Bazı yerlerden ateş fışkırıyordu.
Faris ise bu durumdan memnun gibiydi.
Öğrenmeme seviniyordu. Yani hızlı öğrenememe.
Yeri sallamayı bıraktım ve elimde nasıl oluşturduğumu çözemediğim elektirikli kamçıyı Faris'e doğru salladım.
Ona değdiği anda elektirik çarpmıştı ve yere yığıldı.
Sonra zorlukla ayağı kalktı.
"Bu kadar savunma yeter. Sıra bende!" dedi ve hızlı adımlarla bana koşmaya başladı. Onun gibi farklı köşeye ışınlandım ve koruma kalkanı yapmaya çalıştım.
Ama yapamamıştım. Tekrar bana gelmeye kalktığında onu savurdum. Yere düşmüştü.
Bu sefer yanıma gelmek yerine elinde oluşturduğu sarı küreyi bana gönderdi. Tekrar ışınlandım ve bunu yaptığı sürece tekrarladım.
Bir süre sonra tekrar koruma kalkanı yapmayı denemiştim ve başarmıştım.
Gelen sarı toplarından bir süreliğine de olsa korunabiliyordum şimdi.
Tekrar yanıma geldi ama ışınlanarak. Ben de koruma kalkanını kaldırdığım gibi saşlarımı savurdum ve saçlarım ise uzayıp Faris'i savurmuştu.
Yere yığılan Faris'in üzerindekiler de biraz yanmıştı çünkü saçlarımdan alevler çıkıyordu.
Faris'in üzerinedeki kıyafetlere daha önce dikkat etmemiştim. Gerçekten garip kıyafetleri vardı.
Bordo kazağının üzerine kırmızı uzun bir ceket geçirmişti. Altında da şalvar tarzı sarı bir pantolonu vardı. Boynundaki renk renk koliyeler göz alıcıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL ALEV 1
Fantasy"O okuldan çıkanlar dahi gibiymiş.Pelin keşke ben de oraya gidebilsem." dediğinde gözlerimi devirdim.Sürekli aynı okuldan bahsediyordu ve ben bunalmıştım. "Okul okuldur ikiz.Bu okulu düşüneceğin yerde derslerini çalışsan ordakilerden daha zeki olurs...