Bebek

753 48 10
                                    

Gözlerimi açtığımda revirdeydim. Hava kararmıştı. Cansu dışında kimse uyanık değildi. Arkadaşlarımın hepsi yattığım yatağın çevresinde uyuya kalmışlardı. Doğruldum ve oturur pozisyona geldim.

"Buraya nasıl geldim?" diye sordum Cansu'ya. Sesim kısık çıksa da Cansu sesimi duymuş ve bana dönmüştü.

"Seni Kaan ve Faris getirdi. Hemen durumuna baktım. Diğerleri de seni öyle görünce endişelendiler. Fakat sadece yorgun düşmüşsün. Dinlenmen gerekiyor. Faris güç aktarımı yapılırken bir sorun çıktığını söyledi sadece. Fakat biz güç aktarımı derken ne demek istedi anlamadık. "dedi Cansu.
Yani Aslan sonunda güçlerini bana vermiş miydi? Yaşıyordum. O halde vermişti. Ya da güçsüzdüm.

" Güç aktarımı önceki muhafızda olan güçlerin sonra gelen yeni muhafıza aktarılması. Kaan buralarda mı yoksa gitti mi? "diye sordum.

" O bahçeye çıktı. Birazdan gelir. Senin için çok endişeliydi. Fakat onda bir gariplik vardı. Herkese bağırıyor ve nefret kusuyordu sanki. Seni muayne ederken bana bile bağırdı. Anlamıyorum. Gözlerindeki öfke benim yaydığım huzuru delip geçti. Nedenini sen biliyor musun? "diye sordu. Sanırım bu kötülüğün perisi olmaktan kaynaklanıyordu. Derste anlatıldığını hatırlıyordum. Kötülüğün ve iyiliğin perileri her zaman zıt düşen iki peridir. Davranışlarının yanı sıra güçleri de hep tam tersi çalışır. İyiliğin perisi çok samimidir. Kötülüğün simgesi olan peri ise sadece önemsediklerini düşünür. Genellikle sinirlidir ve kabadır. Tabi size o şeytandır demiyorum ama iyi değildir. Aynı şekilde iyiliğin sembolü peri de tamamen iyilik yapan bir melek değildir. İyilik perisi de elbette bazen hatalar yapabilir. Aynı şekilde kötülük perisi de iyilik yapabilir. Tabi eğer önemsediği ve sevdiği bir şeyse.

Sen ne zaman ders dinledin ya? Hep orada burada geziyorsun da.

Zaten karneyi de babam aldı.
Ne zaman ders dinlemişmişim.

"Sen ne zaman yatacaksın yorulmadın mı?" diye sordum.

"Ben gece de çalışıyorum genelde. Ama belirli dinlenme saatlerim var elbette." dedi.

Yazık lan.

"Uyandın demek sonunda." dedi Kaan revirden içeri koşarak girerken.
Hemen yanıma geldi ve ayak ucuma oturdu.

"Şey evet. Aslan'a ne oldu?" diye sordum. Kaşlarını çattı. Öfkelenmişti.

"O manyak yüzünden az daha seni kaybediyordum. Sen baygın yatarken Faris ve o ajana benzeyen kadın Aslan'ı sıkıştırmış. Diğer sarışın da hipnoz mu artık ne gücü kullandıysa Aslan birden güçlerini sana aktarmaya başladı. Ben de ölmeden bir güzel dövdüm." dedi Kaan.

" Anladım. Teşekkür ederim. Peki Faris nerede? "diye sordum.

" Bilmiyorum o gitti. Biliyor musun kafam çok karışık. O salak muhafız neden böyle bir şey yaptı? Başaramayacağını o da biliyordu."dedi düşünceli bir şekilde. Bilmiyordum ve umrumda değildi. Aslan ölmüştü sonuçta. Ve yaptıklarını sorgulamakla uğraşmak zaman kaybıydı.

"Bilmiyorum ve umrumda da değil." dedim. Bana garip bir şekilde gözlerini dikip bakmaya başladı.

"Ne oldu?" diye sordum.

"Sormayacak mısın? Kötülüğün simgesi perisi falanım ya." dedi. Neyi sorabilirdim ki?

"Neyi sormalıyım?" diye sordum. Şaşırmıştı.

"Yani... Ben sana söylemedim ya. Bilemiyorum... Yani... Bana kızabilirsin ya da..." dediğinde sözünü kestim.

"Senin peri olduğunu biliyordum. Sadece perilerin simgeleri olduğunu bilmiyordum. Belki de size özel simgelerdir bilemiyorum. Ve zaten bilmediğim çok şey var. Senin de dediğin gibi ben bir çaylağım. Sen ise benden daha ustasın. Daha çok şey biliyorsun. Yani... Bilmediğim şeyler olabilir. Ve bu bilgiyi bilsem de tek değişen şey kuzenlerinin neden seni sevmediğini bilmem oldu. "dedim.

KIZIL ALEV 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin