"Alev burası sanırım." dedi Hortum. Sınav olcağımız sınıfa sonunda gelmiştik.
"Umarım çalışmalarımız bir sonuç verir." demişti Hortum.
"Tabiki verecek. Ben o kadar dersi boşuna çalışmadım." dedim. Güldü. Bütün okul iki hafta boyunca ara vermeden sürekli sınavlara çalışmıştı. Sıkı denetim vardı ve sürekli çalışmamız için baskı yapıyorlardı. Bazen gece yarısına kadar ödev yapıyor ve bitkin düşüyorduk. Hortumla birlikte sınıfa girip bir yere oturduk. Öğretmen de peşimizden girmişti. Hemen sınav kağıtlarımızı dağıttı. Gerçekten çalışmamıza rağmen heycan ve stresten insan cevapları unutabiliyordu. Yine de sınav iyi geçmişti. Sınav kağıdını süre bittiğinde verip çıktık.
"Nasıl geçti?" diye sordu Hortum.
"İyi. Seninki nasıldı?"
"Sanırım benimki de iyiydi. Yine de emin olamadığım sorular var." dedi düşünceli bir şekilde.
"Bu kaçıncı sınavdı? Kaç tane sınav olduk?" diye sordum. Artık saymayı bırakmıştım.
"Bu sondu sanırım."
"O halde kantine gidelim. Kafamı masaya koyup milkshake içerken uyuklamak istiyorum." dedim yorgun bir sesle. Bu sırada yerin sallanması ile yere düşmemiz bir oldu.
"Neler oluyor?" diye sordum Hortuma endişe ile bakarken. Ama o benden daha endişeli görünüyordu.
"Deprem. Deprem! Deprem oluyor! Anneciğim böyle ölmek istemiyorum! Okul başımıza yıkılacak. Pencerelerden uzak durmalıyız. Evet. Herkes pencerelerden uzak dursun!" diye bağırmaya başladı. Yüzü ise dehşet içindeydi. Selin'in böcek görmüş haline benziyordu.
" Sakin ol Hortum. Ne depremi? "diye sordum.
" Volkan bahçede patlıyor! Avcılar yine gelmiş! Koşun! "dedi bir öğrenci. Bunun üzerine Hortum'un yüzünde bir rahatlama ifadesi oluştu. Bu sefer endişelenme sırası ise bendeydi.
" Kalk hadi gidelim. "dedim.
" Deprem olmuyor mu yani? Oh be. "dedi Hortum.
" Hırtum kalksana! "dedim ama bana bön bön bakıyordu sadece.
" Tamam. Sen bilirsin. Ben gidiyorum o halde. "diyip ayağa kalktığımda beni de bekle diyerek o da ayklandı. Birlikte bahçeye çıktık. Daha önce gördüğüm gelecekten gelen Aslı adındaki avcı kendine koruma kalkanı yapmıştı. Volkan ise onun çevresinde patlayıp duruyordu.
" Yeter artık bir dur! "diye bağırdı Aslı. Ama Volkan onu duyamayacağı kadar odaklanmıştı işine.
" Neden geldin? "diye sordum bağırarak.
" Avcılar adına konuşmaya geldim. Şu arkadaşına söyle dursun. Saldırmayacağım!"dedi o da bağırarak. Tamam anlamında kafamı salladım ve Volkan'ın hızına çıkarak onu durdurdum.
" Volkan bırak konuşsun kız. "dedim. Aslı koruma kalkanını kaldırdı.
" Sonunda ya. "dedi sitem eder gibi Volkan'a bakarken.
" Konuş! "diye sinirle bağırdı Volkan.
" Bizim sizinle bir derdimiz yok. Aksine sizinle birlik olmak istiyoruz. "dedi Aslı.
" Ne birliği? Ne saçmalıyorsun? "diyerek gelen kişi ise bu sefer Dilay Hanım'dı.
" Elfler yakında saldıracak. Sadece size de değil. Bize de saldırı planlıyor. "dedi Aslı.
" Size neden güvenelim?"diye sordu Dilay Hanım.
" Biz de size bayılmıyoruz sonuçta. Fakat ben geleceğe gittim. Gelecek değişiyor. Sürekli değişiyor. Çok yanlış yaptık. Zaman muhafızı görevini yapamıyor. Eğer birlik olursak başarma şansımız var.
Bakın ne kadar mantıksız olduğunun farkındayım. Ama onlar bizim tarafımızda değil. Bize de saldıracaklar. Biz bölüneceğiz. Birbirimize düşman olacağız. Bu avcıların sonu olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL ALEV 1
Fantasy"O okuldan çıkanlar dahi gibiymiş.Pelin keşke ben de oraya gidebilsem." dediğinde gözlerimi devirdim.Sürekli aynı okuldan bahsediyordu ve ben bunalmıştım. "Okul okuldur ikiz.Bu okulu düşüneceğin yerde derslerini çalışsan ordakilerden daha zeki olurs...