7. Bölüm

2.5K 331 240
                                    

İyi okumalar 🩷

⚓⚓⚓⚓⚓⚓


7. BÖLÜM

Bölüm Şarkısı: Yeni Türkü- Fırtınalar

Aile olmak mahremiyet sınırlarını kaldırmakla eş değerdi. İki yabancı insan evlenince birbirleri arasındaki mahremiyet düzeyi en dip seviyeyi görürdü. Doğal olarak...

Ancak evlilik sadece iki insan arasında değil o iki insanla birlikte aileleri arasındaki mahremiyet seviyesinde de eksilme meydana getirirdi. Ben aile sorunlarımızı Derya'ya anlatırken kendimi çok kötü hissetmiştim. Sanki yumuşak karnımı ortaya sermiş gibiydim. Melike ve Duha Abi'nin yüzlerine baktığımda o zaman benim içimden geçen tüm duyguları gözlerinde okudum.

Rahatsızlık, tedirginlik ve olası bir savaşta silahsız ve ortada kalmışlık hissi...

Eksiklikten kasıt çocuklarının olmuyor oluşuydu muhtemelen. Dört yıllık evlilerdi ve çocukları yoktu. İstemiyorlar sanmıştım. Hatta hiç bu konu üzerine düşünmemiştim bile ama böyle dediğine göre istiyorlardı ama olmuyordu ve bunu bir yabancı olan ben öğrenmiştim.

Bu yüzden yüzlerine bakıp gülümsemek yerine başka bir şeyle, telefonumla ilgileniyormuş gibi yaptım. Sanki mesaj gelmiş gibi... O an en rahatsız edici destek 'Sizi anlıyorum' gülümsemesi olurdu. Çünkü birinin bir başkasını anlaması için onu tanıması, onunla aynı şeyleri yaşamış olması gerekirdi en azından.

Ben ise henüz yabancıydım. Hatta sandıklarından daha da yabancı...

Murat Abi 'çocukluyum' dediği için pişman görünüyor gibiydi. Derya da mahcuptu. Ortamda bir sessizlik varken başımı telefondan kaldırdım ve ortaya güldüm. "Arkadaşlarım küstü bana." dedim az önceki soğuk esintileri dağıtarak.

"Neden?" diye sordu Nilay da gülümsemeye çalışarak.

"Derya'dan onlara bahsetmemiştim ve onu, evleneceğim haberiyle birlikte duydular." diyerek omuz silktim ama bu 'Boş ver' gibi bir omuz silkmek değildi. Daha çok 'Ne yapacağım?' tarzı bir hareketti.

"Eh, biraz haklılar." dediğinde başımla onayladım.

Yaprak garipsediğini saklamayan bir ifadeye bürünerek "Neden abimden bahsetmedin ki?" diye sordu. Evet, yalan söyleçlerim çalışın bakalım...

"Derya o zamanlar başkasıyla birlikteydi. Sevgilisi olan birini seven biri olarak görülmek istemedim. Yani sanırım..." dedim. Derya'nın bana baktığını hissetsem de ona dönmedim. Yalan söyleme hızıma dehşet duyuyor olmalıydı.

"En yakın arkadaşın bile mi bilmiyordu?" diye sordu bu kez. En yakın arkadaşım diye bir şey yoktu. Üçü de en yakın arkadaşımdı. Gözde hemcinsim olduğu için daha fazla şey paylaşabiliyordum sadece.

"Beni zamanla daha iyi tanıyacaksınız tabi ama ben biraz ketum biriyimdir. Arkadaşlarım benim hakkımda çok fazla bir bilgiye sahip değillerdir." diyerek gülümsedim. Bu yalan değildi. Gerçekten tam olarak böyleydi.

"Ben seni çok tuttum. Etsen etsen sen bu serseriyi adam edersin." dedi Murat Abi göz kırparak. Derya'ya baktım. Bakışlarını yüzümden abisine çevirirken gözlerini baydı. "Aşk olsun abi adam değil miyim?" dedi sertçe. İlk kez Murat Abi'nin meşhur öfkesini gözlerinde gördüm. Geri adım atmadı. "Değilsin, sebebini iyi biliyorsun sen!"

Derya'ya baktım. Öfkeden masanın altında yumruk yaptığı eline indirdim bakışlarımı. Abisine karşı gelmiyordu ancak ben olsam asla kendimi sakinleştirmeye çalışmazdım. Kimse bana böyle bir cümle kullanamazdı. Konuyu bilsem ona göre şey yapacaktım da...

KAPTAN-I DERYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin