(Okunma sorunu yüzünden yeniden yüklendi)
Herkese selam kuzular.
Yeni bölümle geldim hemen. Baktım sınır dolmuş hemen düzenleyip atıyorum bölümü.
29 Ekim Pazar günü imzam vardı ve muhteşem geçti. Gelenlere ve mesaj atanlara çok teşekkürler. Umarım bir gün hepinizle kucaklaşırız.
İnstagram: busbckr/busras.typwriter
Twitter(X): busrastypwriter
Tiktok: busras.typwriter
Sosyal medya kullanmayanlar beni buradan da takip edebilir. Önemli duyurularda buradan da mesaj gönderiyorum.
Sınır 320 oy 400 yorum.
İyi Okumalar :)
⚓⚓⚓⚓⚓⚓⚓
15. BÖLÜM
Bölüm Şarkısı: Yaşlı Amca-Ve Ben
Yeryüzü ve hatta evrenin tamamı oldukça eski, oldukça büyüktü. Aynı zamanda buna bağlı olarak çok fazla gizeme sahipti. Çözülememiş milyonlarca gizem vardı. Bilinmeyen, bilinemeyen bu gizemler sadece insan aklına gelmiş sorular kadardı. İşin bir de henüz sorusu dahi sorulmamış gizemleri vardı...
Ancak benim yeni bir sorum vardı ve bence bu da oldukça önemli bir soruydu. Ben neden Derya'nın koynunda iki büklüm olmuş yatıyordum ve neden birbirimize vatoz gibi yapışmıştık? Bir alt başlık daha çıkaracak olursam; Neden kafam göğsündeydi ve neden bir eli tişörtümün içinden belimi sarmıştı?
Sanıyorum ki bu sorular da evren için oldukça elzem gizemlerdi... Umarım bilinmeyenlerin arasına katılmazdı da bir an önce bilim adamları bu sorulara bir cevap bulurdu.
Ben Derya'yı uyandırmadan nasıl çıkabilirim peki buradan? Bu soruyu bizzat kendime soruyorum çünkü herhangi bir bilim, ilim, uzay, iş ya da önünde herhangi bir sıfat bulunan bir adamın bu konuda elinden bir şey gelmezdi.
Ben kara kara ne yapacağımı düşünürken belimdeki el hareketlendi ve yukarıya doğru tırmandı. Kendimi kastım ve kımıldamamaya çalıştım. Uyanmış mıydı acaba?
Gözünü açarsan görebiliriz diyorum ha Asu-de?
Rezalet resmen! Hayatta açamam gözümü mözümü!
Belimi saran el beni Derya'ya doğru daha da yanaştırırken artık iç organlarımız bile ahbap olacak kadar yaklaşmıştı birbirine.
Allah'ım bir şeyler hissediyorum, garip şeyler! Ayy noluyo noluyo?
Boynumda hissettiğim nefes son nokta olmuştu artık bacaklarıma bir kuvvet yüklenip Derya'yı yere doğru fırlattığımda önce masaya çarpmış ardından gürültüyle yere düşmüştü.
"İmdaaat!" diye bağırdım sonra çakmasın diye... Sanki yabancı sanmışım gibi davranacağım. *Göz kırpıp yandan dil çıkarma ifadesi* Anlarsınız ya!
"Ahhğğ belim! Asude! Ne yapıyorsun?!" diye bağıran ve şok bir ifadeyle bana bakan fake kocişkoma aynı şokun üç katı bir abartıyla baktım.
"Sen miydin Kaptan? Asıl sen ne yapıyorsun? Sapık girdi sandım odama! Ne diye koynumda yatıyorsan sen de!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPTAN-I DERYA
General FictionDüştüm ey Gönül! Gözden, yürekten, elden ayaktan... Bilemezdim böyle olacağını. Ben ki iflah olmaz, serseri bir kızdım. Tek derdim Galata'nın yamacında bir ömür geçirmekten ibaretken Karadeniz'de boğuldum. Abi bildiğimle evlenmekten kaçarken ateşle...