Selamlar aşklarım. Sınır dolunca sözümü tutayım dedim ve bölümü hemen atıyorum.
Size çok güzel haberlerim var. 29 Ekim Pazar günü saat 13.00'de Elazığ kitap fuarında olacağım. Elazığ ya da yakın illerde yaşayanlarınız varsa bekliyorum. Gelin sarılalım... İlk imzamın Cumhuriyetimizin 100. yaşına denk gelmesi beni öylesine mutlu etti ki. Umarım gelebilirsiniz... Neyse sizi bölümle bırakayım. İyi okumalar...
İnstagram: Busbckr/Busras.typwriter
Twitter: Busrastypwriter
Tiktok: Busras.typwriter
⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖
14. BÖLÜM
Bölüm Şarkıları: İmera- İmera Fera
Can Bonomo: Bardak TaşıyorAlkış sesleri...
Yaptığın şeyin takdir görmesi...
Bakışlarımı Derya'nın gözlerinde tutmamın sebebi tam olarak neydi bilmiyorum. Eminim o da bilmiyordu. Yine de bana göre daha bilinçli durumdaydı ki dudakları kıvrılabilmişti.
Yalanımızı, hayatımızı, sırlarımızı bölüştüğümüz gibi bu kez de alkışları bölüşmüştük. Ben sesinin güzel olduğunu biliyordum. Yaklaşık bir hafta önce duymuştum hatta. Sahte düğünümüzde...
Ancak yüz ifadesine bakacak olursak o, hazırlıksız yakalanmıştı. Bakışlarımı sonunda yüzünden çekip dinleyicilere çevirdiğimde dudaklarım hareket edebilmişti benim de...
Alkışlara ıslıklar da eşlik ederken insanlar tek tek ayağa kalkmaya başladı. Biri "En sevdiğim iki solist düet yaptı!" diye bağırdığında kıza çevrildi gözlerim. "Allah'ım al canımı bu gece. Daha mutlu ölemem." diye devam ettiğinde gülüp mikrofona eğildim. "Allah korusun. Uzun ve mutlu bir ömrünüz olsun." dedim. Birden herkes alkışlarıyla ritim tutarak "Bir daha bir daha" diye bağırmaya başladığında dönüp Diyar'a ve Nazif'e baktım şaşkınlıkla. Onlar da dudak bükünce olay öyle muamma kaldı. Ben bu kadar popüler olduğumu bilmiyordum ya? Gerçi benden ziyade Kaptan Bey popüler görünüyordu ama neyse...
"Baya popülermişsin sanırım." dediğimde omuz silkti.
"Bence bu sizin popülariteniz..." deyince kaşlarım havalandı. Allah Allah...
Tam sahneden inmeye niyetlenmiştim ki sesler artmaya başladı. "Bir daha bir daha!"
Derya bileğimden yakalayıp beni sahneye geri çekti. "Bu insanları kırma bence." diyerek göz kırptığında kızlardan tiz bir çığlık yükseldi. Kamuya açık yerlerde göz kırpmak provokasyon sayılmalıydı. Kızlar tepkilerinde sonuna kadar haklıydı!
Ben sahneye çıkınca eli avucuma kaydı ve elimden tutup oturmamı sağladı. Bu kez tezahüratlar yerini 'Oooo'lamalara bırakınca elimi çektim hızla. Gülümsemeye çalışsam da alttan Derya'ya ters bakışlar atmayı ihmal etmiyordum. Çok rahattı maşallah!
Derya ise kıs kıs gülüyordu. Ters bakışlarım ısrarını sürdürünce Derya bakışlarını yüzümden çekip mikrofona doğru yanaştı.
"Bu gece aranızda tanıdık yüzler görüyorum." dediğinde bazı dinleyiciler ellerini masalara vurdular. Derya'nın gülüşü büyüdü.
"Kaç yıl oldu? Beş? Altı? Ben elbette okulumu bitirdim ve memleketimde asıl mesleğim olan doktorluğu yapmaya başladım." Her lafından sonra alkışlamasalar konuşma daha çabuk bitecekti bence...
Hem nerede benim fanlarım?
"Abi ayağını buradan çekememişsin gibi... Baksana senden sonraki solistimizi de çalmışsın." bu kez kaşlarım şaşkınlıkla havalanmasına rağmen ben de kahkaha attım. Öyle değil kardeş...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPTAN-I DERYA
General FictionDüştüm ey Gönül! Gözden, yürekten, elden ayaktan... Bilemezdim böyle olacağını. Ben ki iflah olmaz, serseri bir kızdım. Tek derdim Galata'nın yamacında bir ömür geçirmekten ibaretken Karadeniz'de boğuldum. Abi bildiğimle evlenmekten kaçarken ateşle...