19. Bölüm

2.3K 343 218
                                    


Beğenip yorum yapmayı unutmayın aşklar...

İyi okumalar...

⚓⚓⚓⚓⚓⚓⚓

19. Bölüm
Bölüm şarkısı: Samida&Yayla Trio- Sevda Yürekten Olur

Sözcükler, anlamın dile getiriliş yoludur. Çok sevdiğimiz bir kelime, bir Fransız için hiçbir anlam ifade etmez mesela. Çünkü Fransız, o kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyordur. Öğrendiğinde onun da favori kelimesi olabilir ya da bu kelime yine de aynı hissiyatı vermeyebilir ona. Gün içerisinde ortalama on ile yirmi bin arasında kelime kullanıyoruz. Bu, yaptığımız işe, karakterimize ve cinsiyetimize bağlı olarak değişiyor ancak anlam bakımından bakacak olursak gün içerisinde çok çok bin tane farklı anlam ifade ediyoruzdur.

Derya'nın kurduğu 'Ben bırakmam' cümlesi bir sürü farklı anlama çıkabiliyordu ama 'Aradığımı bulduğumda bırakmam bir daha' cümlesi tek bir anlama çıkıyordu. Bu durumda içinde bulunduğumuz durumun saçmalığı daha çok gözüme battı. Kendimi geri çektiğimde Derya gözlerini yüzüme çevirdi.

"Aradığını bulana kadar her önüne gelene de yapışma ama" dedim ve ayaklandım. Erkek milleti işte! Bir daha yapsın da yumruğumun tadı nasılmış görsün beyefendi!

Ardımdan ayaklanırken "Yapışmadım." dedi. "Ne oldu şimdi ben anlamadım ki?" diye devam edince ona sadece ters bakışlarımla cevap verdim. Derya Efendi'nin gözü doymuyordu! Valeria yetmiyordu, gizemli bir kız vardı. O da yetmiyor olacak ki beni de kolay lokma sanıp bu furyaya katmak istiyordu.

"Beni diğer kızlarla karıştırma." dediğimde aslında aşırı saçma davrandığımın farkındaydım ama buna engel olamıyordum. Hem çok sinirliydim hem de kalbim ağzımda atıyordu sanki.

Derya tavrıma anlam vermeye çalışarak "Diğer kızlar ne alâka şimdi Asude? Konu neden buraya geldi ki?" diye sordu. Ona kolaylıklar diliyordum çünkü neden bu kadar tepki verdiğimi ben de anlamıyordum.

"Mesafe." dedim kararlı bir ifadeyle. "Mesafemizi koruyalım."

Derya'nın kaşları düşerken "Seni rahatsız etmek istememiştim. Özür dilerim." dedi. Onu sapık yerine koymama haklı olarak bozulmuştu. Derin bir nefes almam gerekiyordu. Bu yüzden duraksadım ve o nefesi aldım, yetmedi bir de verdim.

"Özürlük bir şey yok ama kişisel alanıma girersen rahatsız olurum." dedim. Birinin benim mahremiyet alanıma girmesi beni daima germiştir. Hatta eski, gereksiz erkek arkadaşım Gökmen, beni aldatmasına bu huyumu bahane bile göstermişti. Yani aslında yalan söylüyor olmamam gerekiyordu. Gerçekti bu ama söz konusu Derya olduğunda bu, bir şekilde beni rahatsız hissettirmiyordu. Aslında bu durumun böyle olması beni rahatsız ediyordu. Neden Derya beni rahatsız etmiyor ki?

Derya, tüm düşüncelerimden habersiz, mahcup ve üzgün bir şekilde beni onayladığında ondan farkımın olmadığının farkındaydım. Ve bu farkındalık öfkemin hedefine kendimi koymama sebep oluyordu. "Haklısın." dedim dudaklarımı birbirine bastırarak. "Ben bu hâle bir anda gelmedim." Mahcup bakışları meraklı bir hâl aldı. "Ama sonuç olarak bugün bu hâldeyim"

Adımlarımı bu kez ona çevirdim ve birkaç adım yakınlaştım. "İnsan, en güvendikleri tarafından, aynı tarafta durması gereken insanlar tarafından darbe alınca güven bir silaha dönüşüyor o insan için. Kime güvenirse, ona, kendisine zarar verme hakkını verdiğini düşünüyor çünkü. O yüzden sana gözüm kapalı güvenmeyeceğim. Hiç kimseye güvenmem. Kişisel algılama bunu ve bu yüzden incinme lütfen."

KAPTAN-I DERYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin