Ta daaaa!!!
İşte o büyük gün geldi. Sonunda GÜNCELDEYİZ. Buraya çok mutlu dönmek isterdim ama maalesef içim buruk kalbim kırık. Allah'a sığındım ve yaşadıklarımın bir hayrı olduğunu biliyorum. Her şeyden öte bugün bizim için güzel bir gün. Kaptan-ı Derya güncel bölüm, Ç.T'yi kaldırmıştım onu da yüklüyorum ve Böğürtlen Mucizesi'nin ilk kitabını da burada tamamen paylaşacağım. Kitabı almak isteyip alamayanlar profilimden kitabı kütüphanesine ekleyebilir. Bölümler talep şiddetine hızlıca gelecektir.
Merak ettikleriniz varsa bana İnstagram, X veya Tiktoktan ulaşabilirsiniz.
İnstagram: busbckr/busrastypwriter
X(Twitter): busrastypwriter
Tiktok: busras.typwriter
İyi okumalar...
⚓⚓⚓⚓⚓⚓⚓
29. BÖLÜM
Aşk üzerine kaç hikâye yazılmış kaç hikâye yaşanmıştır? Kimler aşkla göklere uçup kimler aşkla yere çakılmıştır? Acaba yeryüzünde hayatı boyunca sevmeyi, sevilmeyi tatmamış kaç insan vardır?
Bundan iki ay öncesi olsa son soruya vereceğim cevap 'Onlardan biri benim.' olurdu. Çünkü ne sevileceğime inanıyordum ne de birini sevebileceğime...
Bugün hâlâ sevildim diyemesem de artık sevdim diyebilirdim sanırım. Bu durum beni delicesine korkutuyor, elimi kolumu bağlıyordu ama inkâr edemiyordum artık. Vücudumun her bir hücresi ayrı ayrı aşktan sarsılırken inkâr etmemin bir anlamı yoktu çünkü.
Herkesin dilinde olan ve bu kadar zaman oldukça sinir olduğum ama şimdi çok benimsediğim bir söz var. Aşkta ve savaşta her şey mubahtır.
Belki vurdumduymazlık, belki bencillikti ama Derya'nın işini kolaylaştırmak, kendi sonumu hızlandırmak için girdiğim çabaya bir son verecektim. Gizemli kızı aramak bana düşmemişti. Hatta mümkünse ilk benim karşıma çıksın da geri göndereyim hanımefendiyi!
Bu kadar zamandır neredeymiş? Ben Derya ile tanışınca mı ortaya çıkacak? Sanmıyorum ama çıkarsa da onu Derya'dan uzak tutacaktım. Gizemli kıvırcık olma ihtimali olan herkesi bertaraf edecektim yani... Nasıl yapacağımı bilmiyorum ama işe hazırladığım listedeki isimlerden uzak durmakla başlayabilirdik.
Sabah kalkar kalkmaz önce odadan sonra da evden sıvışmıştım. Dün gece yaptığım şeyden sonra Kaptan'ın yüzüne bakabilecek kadar hazır değildim.
Sonra sahile gelip bir kahvaltı yaparken sosyal medya hesaplarımı kapatmıştım. Kapatmadan önce gördüğüm kadarıyla binlerce bildirim vardı ve sanırım yine gündeme girmiştik.
Hiçbirine bakmamıştım çünkü hiçbir şeyin kararımı değiştirmesini istemiyordum. Sonra Derya bana mesaj atmıştı nerede olduğumla alakalı olarak ama ona da 'İşim vardı' gibi samimiyetsiz ve uyuz bir mesajla yanıt verip internetimi kapatmıştım.
Şimdilik Derya'nın da hesapları kapalı olduğu için gizemli kız tehlikesi o kadar koyu kırmızı bir boyutta tehlike değildi. Hâlâ yeşil alandaydık neyse ki...
Dün gördüğüm rüyanın da etkisiyle Derya'yı öpmüştüm. Hayır, adeta yemiştim onu...
Ben o kadar romantik bir kız değilim. 'Bu benim ilk öpücüğümdü' triplerine girmeyecektim ama bu benim ilk gerçek öpücüğümdü. Haliyle konuyla ilgili bir tecrübem bile yokken o kadar hararetli bir harekete gerek var mıydı, emin değilim.
Derya'ya sorma demiştim de o da o anın etkisiyle kabul etmişti. Elbette soracaktı. Kim olsa sorardı! Hele beni öptüğü iki seferde de bu kadar papara yemişken kesin sorardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPTAN-I DERYA
General FictionDüştüm ey Gönül! Gözden, yürekten, elden ayaktan... Bilemezdim böyle olacağını. Ben ki iflah olmaz, serseri bir kızdım. Tek derdim Galata'nın yamacında bir ömür geçirmekten ibaretken Karadeniz'de boğuldum. Abi bildiğimle evlenmekten kaçarken ateşle...