Merhabalar. Yeni bölümle geldim. Keyifli okumalar diliyor ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum.
Sınır: 350 Oy, 300 yorum.
22. Bölüm
Bölüm Şarkısı: Mavi Gri - Dünyanın En Güzel Kızı
Bazen kafamızda öyle bir dünya kurardık ki bu dünya gerçek dünyamızla iç içe girer ve gerçeklik algımızı kaybetmemize sebep olurdu. Bu durum psikolojide derecelerine göre isimlendirilmişti ama ben o alanda pek bir bilgi birikimine sahip olmadığım için şu anki durumumu isimlendiremiyordum. İnşallah şizofren değilimdir. Çünkü az önce Derya ile bir şeyleri hallettiğimizi düşünmüştüm.Sanki... Yani galiba az önce bana şu an yaptığı şeyi yapmayacağının güvenini vermişti ya da ben çok kısa bir an uyuyakalmış ve bir düş görmüştüm.
Onur Bey ve Tolga Bey'in bakışları şaşkın bir şekilde bana döndüğünde gülümsemeye çalıştım. Onur Bey "Asude Hanım Melike'nin kayınbiraderiyle evli Tolga'cım." dedi.
Tolga Bey gülümseyerek "Aa öyle mi?" diye sordu ama sorunun muhatabı ben miydim yoksa Melike'nin kayınbiraderi mi emin değilim.
Derya'ya baktığımda afallamış görünüyordu çünkü ona kimseye evli olduğumuzu söylemediğimiz hakkında yalan söylemiştik. Umarım şu an mahcup olmuştur. Çünkü daha sonrasında ben onu mahcup ettiğimde birden yüklenmek istemiyordum. Önden bir alıştırma yapması onun açısından iyi olurdu.
"Öyle." dedim. "Bu hayatta en kızdığım şey torpildir ama maalesef ben de torpil yaptım." dedim. Tolga Bey geniş bir şekilde gülümsedi.
"Vasıfsız olduğunu düşünse Melike vesile olmazdı. Hayırlı olsun. Hoş geldin." dedi. "Ayrıca biz kurumsal bir şirket ya da çok büyük bir yapılanma değiliz. Alt tarafı hukuk bürosu Türkiye'nin her yeri dolu. Sıkıntı yapma"
Onur Bey "Zaten sınavla alım da yapmıyoruz." diye ekledi. "Açıkçası ilk geleni alacak kadar zor durumdaydık."
Bu kez ben de gülümsedim Asude Boztaş Balamir'in kocasından ses çıkmıyordu. Ona döndüğümde bana gülümsedi. "Ben artık gideyim hayatım. Siz de dışarıda beklemeyin daha fazla."
Mahcuptu neyse ki. Ona attığım bakışla akşama kadar kıvranacağına emindim. Tamam, üstüne çok gitmek gibi bir niyetim yoktu ama bunu bilmesine gerek de yoktu sonuçta. Sadece birkaç sorum vardı. Çünkü bu gülüp geçtiğim hareketlerin devam etmesi ileride sıkıntı yaratabilirdi.
En nihayetinde o da şikâyet ettiğimiz Türk aile zihniyetiyle büyümüştü. Şimdi böyle düşününce Türk ailelerinin hakkını yiyormuşum gibi hissettim ama benim de sevdiğim özelliklerimiz vardı. Sadece sıkıntıyı dile getiriyordum o kadar.
"Tamam hayatım. Git sen. Akşam gelecek misin?" diye sordum imayla. Genişçe gülümsedi. "Yok, siz Melike ile gelirsiniz."
Onur Bey ve Tolga Bey'in anlamadığı ama Kaptan'ın çok net anladığı imalı bir gülümsemeyle onayladım. "Geliriz."
Öyle hızlı hareket etti ki uzaktan görsem acil bir şey oldu sanırdım.
Anahtarla apartman kapısını açan Onur Bey "Tam olarak Duha'nın kardeşi." dedi gülerek. Tolga Bey de gülüşüne eşlik etti. "Kesinlikle ama bence büyük abisine benzemiş ikisi de."
Çaktırmadan ben de güldüm. Anlaşılan sevgili kayınbiraderlerim de bir tur boy göstermişlerdi.
Apartmandan içeri girdiğimizde Tolga Bey "Onlarla yaşarken kendine Melike'yi feyz al. Yoksa başa çıkamazsın." dedi. Kaşlarımı kaldırıp gülümsedim. Ne demem gerektiğini bilemiyordum. Onur Bey biliyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPTAN-I DERYA
Genel KurguDüştüm ey Gönül! Gözden, yürekten, elden ayaktan... Bilemezdim böyle olacağını. Ben ki iflah olmaz, serseri bir kızdım. Tek derdim Galata'nın yamacında bir ömür geçirmekten ibaretken Karadeniz'de boğuldum. Abi bildiğimle evlenmekten kaçarken ateşle...