Bölüm 18

25.8K 1.3K 38
                                    

Ozan öğretmenden gelen telefon ile karakoldan nasıl çıktığını, okula nasıl gittiğini bilememişti. Oğlunun zaten son günlerde halsiz olduğunu fark etmişti ama hasta olmadığı için hastaneye de götürmemişti. Neden bir anda böyle olmuştu anlamıyordu.
Okula gidip hemen öğretmenler odasına girdi. Oğlu ve öğretmeni oradaydı. Hemen yanına gidip sarıldı oğluna. Gözleri dolu dolu Ozan'a bakıyordu Ege.

"Ne oldu oğlum?"
"Baba..."

Ege bir anda ağlamaya başladığında Ozan hemen kucağına aldı ve çantasını da alarak dışarı çıktı. Arabaya bindi ve konuşmaya başladı.

"Ege'm bir yerin mi ağrıyor oğlum, neden ağlıyorsun?"

Ege cevap vermeyip boynuna sokuldu ve ağlamaya devam etti.

"Ege..."

Ozan Ege'nin sırtını okşarken telaştan ne yapacağını bilememişti bir süre. Daha sonra ateşi olduğunu fark etti ve biraz uzaklaştırdı Ege'yi kendinde.

"Hadi ceketini çıkaralım tamam mı?"

Ege kafasını iki yana salladı ve ceketine sarıldı.

"Hayır, ben üşüyorum."
"Oğlum ateşin var senin, bunu çıkardığım zaman ateşin de düşecek ve üşümeyeceksin."
"Ama baba..."

Ozan oğlunun ağlamasına üzülse de iyi olması için ceketini çıkardı ve yan koltuğa bıraktı.

"Hastaneye gidelim şimdi tamam mı?"
"Baba gitmeyelim."
"Oğlum hastasın ama canım benim, gitmezsek daha çok hasta olursun"

Ege cevap vermediğinde Ozan kemerini taktı yanından kalkıp şoför koltuğuna geçti. Hastaneye geldiklerinde arabayı park edip indi ve Ege'yi kucağına aldı. Ceketi giydirmeden üzerine örttü ve hastaneye girdi. Acilde doktorun gelmesini beklerken Ozan sürekli konuşmaya çalışıyordu çünkü beklerken her dakika Ege daha da korkacaktı.

"Ne yaptın bugün?"
"Bir şey yapmadım."
"Oyun oynamadın mı?"
"Boya yaptık."
"Hmm, sen ne yaptın peki?"
"Ben polis çizdim."
"Beni mi çizdin?"
"Hayır baba polis çizdim."
"Ben de polisim ama."
"Ama ben başka polis çizdim."
"Neden?"
"Çünkü o benim. Ben de polis olacağım. Görürsün sen, ben daha iyi bir polis olacağım."
"Sen bana rakip mi olacaksın?"

Ege cevap veremeden doktor geldiğinde Ozan geri çekildi ve doktora yer verdi.
Ege korku dolu bakışlar atarken doktor gülümsedi ve Ege ile konuşmaya başladı.

"Ne oldu sana yakışıklı?"

Ege cevap vermediğinde Ozan konuşmaya başladı.

"Ateşi var. Yemek yedikten sonra çıkmış."
"Ne yediğini biliyor musunuz? Alerjisi var mı herhangi bir şeye?"
"Yediği her zamanki şeyler ve bir şeye alerjisi yok zaten. Son günlerde halsizdi ama."
"Anladım."

Ateşini ölçtü ve yanına birini çağırdı. Birkaç tahlil istediği söyledi ve yanlarından ayrıldı. Ozan ve Ege laboratuvara geldiğinde Ege'den kan alınacağı için Ozan Ege'yi koltuğa oturttu. Kan alacak hemşire geldiğinde Ege yine gerilmeye başlamıştı ama hemşire o kadar dikkatini dağıtmıştı ki ne olduğunu fark etmedi bile. Ozan ise gülerek Ege'nin dalgınlığını izledi. Koluna iğne girdiğinden haberi yok gibiydi.

Ozan sandalyenin kenarına dirseğini koydu ve kafasını eline yasladı.
Ege serum takıldıktan sonra uyuduğu için Ozan da başında oturmuş bekliyordu. Tahlillerden bir sorun çıkmamıştı. Şimdide ateşini düşürmek için serum takmışlardı.
Ozan cebinden telefonu çıkardı. O sırada Afra'nın birkaç kez aradığını gördüğünde bir şey mi oldu diye düşünerek geri aradı.

Kardeşim OlsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin