Bölüm 1

62.4K 2K 125
                                    

Öğretmenden gelen telefon ile kafesini çalışanlarına emanet edip hemen yola çıktı genç kadın. Kızı kavga etmişti; küçücük yaşına, boyuna, bedenine aldırmadan. Şimdi de onun için okula gidiyordu. 29 yaşında genç bir anneydi Afra. Hayatta ki en değer verdiği kişi ise kızıydı. Ama keşke biraz da rahat dursaydı. Daha anaokulunda okuyordu. Nasıl bir konudan tartışmış olabilirdi ki? Sulu boyasını mı aldı başkası? Aklına başka bir şey gelmiyordu. Nasıl mantıksız bir sebep diye düşünürken okulun önünde buldu kendini.

Sinirle birinci vitesten ikinci vitese attı arabayı Ozan. Fazlasıyla mesai harcadığı bir işte çalıştığı yetmiyormuş gibi bir de canından çok sevdiği oğlunun kavga ettiğini ve hatta yaralanmış olabileceğini öğrenmişti az önce. Karakoldan nasıl çıktığını bile bilememişken araba sürüyor olması tam bir felaketti. Hiçbir şeyi umursamadan aklında olan tek şeye, oğluna, odaklandı ve sinirle sürmeye devam etti. Yolda giderken ne halde olduğuna şöyle bir baktı. Üzerinde üniforma ve kendi arabası değil de ekip aracı ile hız yapıyordu. Bazılarının yol verdiği bile olmuştu. Hız yapan bir polis aracı görünce mantıklı bir karar olabilirdi tabii onlarınki de. Okula ulaştığımda arabayı park edip hız kesmeden binaya yöneldi.

Afra soluk soluğa müdürün odasına ulaştı ve kapıyı çaldı. Aldığı ses ile kapıyı açıp içeriye göz attı. Kızı ve kızının yaşıtı üç erkek müdürün karşısında oturuyordu. Bir de veli olduğunu düşündüğü bir kadın vardı erkeklerden birinin yanında.

"Buyrun Afra hanım. Oturun lütfen."

Müdürden aldığı komut ile koltuğa geçti Afra. Cemre'si hemen geldi yanına. Kızını, Cemre'sini, kendine çekip sarıldı ve müdüre döndü. Olayları artık öğrenmeliydi.

"Diğer velilerimiz geldiğinde her şeyi anlatacağım. Böyle olursa hem ben tekrar etmiş olurum hem de siz tekrar dinlemiş olursunuz. "

Müdür Beyin yaptığı mantıklı açıklama ile kafasını salladı Afra. Kızına döndü gözleri. Cemre bir eli ile annesinin bir eli ile de yanındaki arkadaşının elini tutmuş karşıdaki ikiliye kendince kötü bakışlar atıyordu.
Tekrar kapı çaldığında ve cevap beklemeden açıldığında şaşkınlıkla kafasını çevirdi Afra. Karşısına bir polisin çıkacağını bilmiyordu tabii ki. Bir anda suç işlemiş gibi gerilmeye başladığında kendi kendine yaptığının ne kadar saçma olduğunu düşünüp kaşlarını çattı. Kızının elini tuttuğu çocuğun yanına gelen adam hemen önünde eğildi ve çocuğu kendine çekti.

"Ege ne oldu, bir şeyin var mı ?"
"Hayır baba ben çok iyiyim."

Bunu demesine rağmen Ozan tabii ki kolunun halini fark etmişti. Yere düştüğüne emindi ama şu an insanların yanında bir şey söylemek istemiyordu. Oğlunu çok iyi tanırdı Ozan. Tanımadığı insanların yanında rahat olmazdı hiçbir zaman.
Müdüre çevirdi bakışlarını. Ne olduğunu sorarcasına baktı. Adam tam ağzını açmışken başka bir kişi daha geldiğinde tüm veliler tamamlanmış oldu.

"Herkes geldiğine göre olayı ilk olarak çocuklardan dinleyelim isterseniz. Cemre anlatmak ister misin?"

Cemre hemen kafasını salladı ve annesinin elini bıraktı. Bu hareketlere gülümsedi Afra. Kızının bu halleri çok hoşuna gidiyordu. Kendi başına bir şeyler yapması ve bunları bu yaşta yapması onu gururlandırıyordu.

"Ben bahçede yürüyordum. Sonra bu ikisi gelip benimle gözlük taktığım için dalga geçmeye başladı. Ben onlara cevap vermedim ama, ama peşinden gelip beni ittiler. Ben düşünce Ege de gelip onları itti. Ben de kalkıp Ege'nin yanına gittim sonra, sonra ben de ittim onları. Ama Ege yere düştü. Sonra öğretmenimiz geldi ve bizi ayırdı. Sonra buraya getirdi. Bence Ege ve ben çok haklıyız."

Kardeşim OlsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin