Bölüm 26

21.9K 1.2K 37
                                    

Ben geldim! Herkese merhabalar! Minicik bir duyuru yapmak istedim. Bir önceki bölüm ufak bir anlaşmazlık oldu ve haliyle siz okurlar da bu konuda ikiye ayrıldınız. Afra'yı haklı bulan da oldu haksız bulan da. Bu Ozan için bile geçerli. Ki ben Ozan'a kızacağınızı hiç düşünmemiştim. Her neyse. Şunu bilin ki siz 1. Bölümü okurken ben 5. Bölümü yazmayı çoktan bitirmiştim. Yani bir sonraki bölüm kimsenin yorumu ile şekil almıyor. Yani Afra daha haklı bulundu ya da daha haksız o yüzden bölüm böyle diye bir durum yok. Ben bölümü zaten yazmıştım. Buna göre okursanız çok mutlu olurum.
Biraz uzun oldu kusura bakmayın ☺️
İyi okumalar herkese  🤗💫

Afra sinirli sinirli yemek hazırlıyordu şu an. Kadının ona karşı buna mı kaldın  demesi şaka gibi bir olaydı resmen. Ve ona bir şey diyememesi de daha komik bir olaydı. Bugün sırf onlar için kafeye gitmemiş, bir dünya hazırlık yapmıştı ama gördüğü muameleye bak. Tamam kendisi de aşırı alttan alan bir konuşma yapmamıştı ama onun yaptığı gibi aşağılamamıştı da. Kafasında hala o kadın vardı ve gerçekleri kabullenmek istemiyor gibiydi.

"Balım?"
"Hm?"
"Ne yapıyorsun?"
"Yemek yapıyorum."

Ozan mutfağa girdi ve ocağın başındaki Afra'nın yanına gitti. Bir kolunu beline doladı ve kendine çekip öptü alnından.

"Seviyorum seni."

Afra da gülümsedi ve öptü gülerek.

"Ben de seni seviyorum."

Tabii ki annesinin yaptıklarından sonra Ozan'ı tersleyecek değildi. Ona o şekilde konuşan Ozan değildi sonuçta.

"Çocuklar gelmek üzeredir. Cemre Ege'nin servisine binecekti değil mi?"
"Evet. Aradım az önce binmiş ikisi de. Gelirler birazdan."

Ozan kafasını salladı ve Afra'nın elindeki kaşığı alıp çorbayı karıştırmaya başladı.

"Çok güzel kokuyor. Çocuklar gelse de yesek hemen."
"Masayı hazırlamadım Ozan. Az dur."

Afra hemen Ozan'dan ayrıldı ve masaya gidip örtüsünü serdi ve altı kişilik servis açtı. Yemekleri masaya koydu ve suları doldurdu. Bu sırada kapı çaldığında Ozan ile beraber kapıyı açmaya gittiler.

"Hoş geldiniz!"

Çocuklar ikisinin üzerine atlarken Afra ve Ozan da onlar ile içeri girdiler.

"Hadi bakalım hemen üzerinize değiştirin ve mutfağa gelin. Yemek hazır."

Çocuklar içeri girdiğinde Ozan da annesini ve babasını çağırmaya gitti. Afra mutfağa gitmeden önce çocukların yanına gitti ve kıyafetler verip ellerini yıkamalarını söyledi. Daha sonra mutfağa gitti. Ozan çorbaları dolduruyordu. Masanın bir başında Osman Bey diğer tarafında ise Meliha Hanım vardı. Ozan ile karşılıklı olarak Osman Bey tarafına oturdular ve çocukları beklemeye başladılar. Çok geçmeden çocuklar girmişti mutfağa.

"Dedem gelmiş!"

Ege koşarak dedesinin kucağına atladığı sırada Cemre annesinin yanına gidip oturmuştu.
Ege dedesinden ayrılıp Meliha Hanım'a giderken Cemre de elini uzattı Osman Bey'e.
Ozan ve Afra gülümseyerek onu izlerken Osman Bey'in elini öpüp alnına koydu Cemre.

"Benim adım Cemre. Hoş geldiniz."

Diğer tarafına dönüp aynısını Meliha Hanım'a da yaptı ve yerine oturdu.

"Aferin sana."
"Maşallah sana Cemre. Ne güzel yetiştirilmiş bak."

Osman Bey kaşları ile Cemre'yi gösterse de Meliha Hanım oralı olmadı bile. Afra umursamadan çocukların önündeki kaseleri alıp Ozan'a uzattı.

Kardeşim OlsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin