Bölüm 30

20.3K 1.1K 50
                                    

Afra heyecandan yerinde duramıyordu. Odada bir ileri bir geri yürüyor saçlarını geriye atıp duruyordu. Birazdan Ozan gelecekti ve nikah tarihi almak için gideceklerdi. İnanamıyordu. Evlenecekti. Ozan eşi, Ege ise ikinci çocuğu olacaktı. Hayatının en mutlu gününe yaklaşıyordu. Adım adım tüm zorlukları aşıyorlardı. Tek sıkıntı Ozan'ın annesi tabii ki. Hala istemiyorum dediği için Afra'nın da morali bozulmaya başlamıştı artık. O buradayken dalgaya vuruyordu ama artık dalga geçemiyordu çünkü iş ciddiye binmişti ve Meliha Hanım da gayet ciddiydi.
Kapı açıldığında hızla döndü o tarafa. Ozan gelmiş.

"Ozan nerede kaldın? Sabahtan beri bekliyorum seni."
"Balım öğlen geleceğim dedin neden sabahtan beri bekliyorsun?"
"Ne bileyim çok heyecanlandım ben!"

Ozan yüzündeki tebessüm ile Afra'nın yanına gidip sarıldı narin bir şekilde.

"Endişelenme balım. Her şey çok güzel olacak."
"Öyle olsun Ozan. Artık kötü şeyler istemiyorum."
"Kötü şeyler olmayacak. Bana güven."
"Sana hep güveniyorum."
"Sen bana güvendiğin her zaman hayatımız hep çok güzel gidecek."

Afra ve Ozan beraber kafeden ayrılıp Ozan'ın arabasına bindiler. Nikah tarihi almaları gerekiyordu şimdi.

"Balım sakin olsan mı acaba artık?"
"Sakinim."
"Emin misin?"
"Hmhmm."

Afra hızlı hızlı kafasını salladı. Ozan gülerek izliyordu Afra'yı. Kan vermeye çalışıyordu şu an. Korkmadığını iddia etse de gözlerinden her şey anlaşılıyordu.

"Elimi tut istersen."
"Ozan, ben çocuk doğurmuş insanım şu kadarcık, minicik, minnacık, küçücük şeyden mi korkacağım?"

Ozan bilmese Afra'nın bu konuşmasından sonra ona inanabilirdi. Ama gözlerindeki telaş inanmasına engel oluyordu.

"Sakin olun. Yumruğunuzu sıkıp açın."

Afra koluna takılan turnikeye dünyanın en acayip icadı gibi bakarken karşısındaki hemşirenin dedikleri ile kafasını salladı. Ozan kollarını önünde bağlayıp duvara yaslandı. Merakla bekliyordu. Kendisini çağıracağı zamanı.

"Bir dakika."

Afra kendini geri çekip kafasını koltuğa yasladı ve derin derin nefesler aldı. Elini kaldırıp Ozan'a uzattı ve kapatıp açarak çağırdı yanına. Ozan gülerek gitti yanına.

"Gülme bana. Bunu senin için yapıyorum ben."
"Ne demek benim için. Sanki sadece benim ihtiyacım var evlenmek için."
"Of Ozan sus lütfen."

Ozan Afra'nın kolunu tutup hemşireye uzattı. Kafasını tutup kendine çevirdi.

"Hiç yardımcı olmuyorsun."
"Bana bakıyorsun işte. Bir çeşit anestezi değil miyim senin için?"

Hemşire ikilinin konuşmasına gülerken eline pamuğu almıştı.

"Değilsin Ozan! Değilsin. Yardım etmiyorsun bana!"
"Ne yapmamı istersin balım?"
"Bilmiyorum."

Afra dolu gözlerle Ozan'a baktığında Ozan önce hemşirenin hala neyi beklediğine baktı sonra da Afra'yı tutup çekti kendine. Kafasını omzuna yasladı.

"Sen annesin balım. Çok güçlü bir annesin. Bundan mı korkacaksın."
"Korkmalı mıyım?"
"Hayır. Senin hiçbir şeyden korkmana gerek yok."
"Canım yanıyor artık! Neden bitmedi bu?"
"Bitmek üzere. Biraz daha bekle."

Hemşire işini bitirdinde Ozan da bıraktı Afra'yı. Afra koltuktan kalkıp geçti kenara. Sinirli bir şekilde baktı koluna.
Afra kalktıktan sonra Ozan da kan verdi ve çıktılar hastaneden.
El ele yürürlerken Afra boştaki elini Ozan'ın koluna sardı ve kafasını yasladı.

Kardeşim OlsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin