Afra zıplamaktan yorulan ama durmaya niyetli gibi görünmeyen kızını eğilerek kucağına aldı ve saçlarına bir öpücük kondurdu.
"Gidelim bakalım."
"Yaşasın! Ege bak beraber dondurma yemeye gidiyoruz!"
"Evet. Hadi baba hemen gidelim."
"Ozan Bey siz önden gidin biz sizi takip edelim."
"Tamamdır."Ozan oğlunu arka koltuğa oturttu ve kemerini taktı. Daha sonra yerine geçti ve arabayı sürmeye başladı. Dikiz aynasından baktığında Afra'nın arkasından geldiğini görünce hızını korudu.
"Ege?"
"Efendim baba?"
"Kolun acıyor mu?"
"Hayır baba, acımıyor."
"Emin misin?"
"Evet. Ben senin oğlunum. Ben sana sorduğumda hep acımıyor diyorsun. O yüzden benimki de acımıyor."Ozan gülerek kafasını iki yana salladı. Oğlu keşke bu kadar kendine benzemeseydi. Belki o zaman bu küçücük yaşında böyle konuşmazdı.
"Ama ben gerçekten acımadığı için öyle söylüyorum. Sen gerçekleri söylediğine emin misin peki?"
"Belki azıcık acıyordur ama Cemre'ye söyleme tamam mı? "
"Neden?"
"Çünkü o acıyor dediğimde üzülüp ağlıyor. Ben onun abisiyim. Abiler kardeşlerinin ağlamasına izin vermez değil mi?"
"Evet abiler izin vermez ama sen ve Cemre aynı yaştasınız. Onun abisi değilsin."
"Hayır baba ben onun abisiyim!"Ozan gözlerini kısarak oğluna baktı. Normalde bu yaşta olan çocuklar o benim kız arkadaşım diyerek ağlamaz mıydı ? Kendi oğlu neden ben onun abisiyim diye ona dikleniyordu o zaman? Ozan gerçekten kendini klonladığını düşünüyordu artık.
"Cemre'nin abisi olma kararını ona da söyledin mi peki?"
"Evet söyledim. Ama o da bana abim değilsin dedi."
"Hmm neyiymişsin peki?"
"Kardeşiymişim. O benim ablammış."Ozan duydukları ile kahkahasına daha fazla hakim olamadı. Demek ki normal olmayan tek kişi kendi oğlu değilmiş. Ablası demek?
"Peki son kararınız ne oldu?"
"Ben onun abisiyim!"Gidecekleri yere ulaştıklarında Ozan arabasını park edip içeri girmeden Afra ve Cemre'nin gelmesini bekledi. Daha sonra hep beraber içeri girdiler.
Çocuklar büyük bir keyifle önlerine bırakılan dondurmayı yerken Afra ve Ozan onların üzerlerine dökmemelerini sağlamaya çalışıyordu."Kızım düzgün yer misin artık?"
"Ama anne bilerek yapmıyorum ki."
"Biliyorum canım benim ama kaşığını böyle tutarsan dökülür."Afra düzeltmeye çalıştıkça her seferinde eski haline dönüyordu Cemre. Daha fazla dayanamayıp vazgeçti. Bir şekilde çıkardı o lekeler.
Ozan gülerek Cemre'nin yemesini izliyordu. Elleri çok küçük göründü gözüne. Oğlunun elleri daha büyüktü. Ayrıca oğlu daha uzundu. Sanırım oğlu abi olabilirdi. Ozan düşündükleri ile kendine gülmeden edemedi. Bu konuyu bu kadar benimsemesi mantıklı değildi ayrıca."Ozan?"
"Efendim Cemre?"
"Anneme telefon numaranı verir misin? Çünkü, çünkü ben Ege ile konuşmak istiyorum ama böyle konuşamıyorum. Değil mi Ege?"
"Evet baba, ver hadi!"
"Kızım hergün berabersiniz ya zaten. Ne zaman arayacaksın?"
"Ama anne biz iki gün ayrı kalıyoruz."
"Kızım."Afra uyarı dolu bakışlar ile kızına bakarken Ege konuşmaya başladı.
"Baba lütfen. Hadi hadi!"
"Ege."
"Ama baba neden yapmıyorsunuz?"Ozan bir süre ne diyeceğini düşündü. Bu sırada Afra konuşmaya başladı.
"Çünkü yetişkin insanlar kişisel bilgilerini herkese veremez. Büyüdüğünde sen de vermeyeceksin."
"Ama benim babam polis. Kötü biri değil ki."Ege kollarını önünde birleştirip arkasına yaslandığında Ozan konuşmayı devraldı.
"Ege masadayız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kardeşim Olsun
Teen Fiction"Baba lütfen Cemre kardeşim olsun!" "Oğlum, bunlar sizin düşündüğünüz gibi kolayca olabilecek şeyler değil." "Ama neden? Sen bana oğlum diyorsun ona da kızım de olmaz mı? " ~~~ "Peki sen neden onun ablası olmak istiyorsun?" "Çünkü onun annesi yok be...