Merhabalar dostlarım
Son olan ve Türkiye'yi yasa boğan olay malumunuzdur muhtemelen. İki gündür bir nebzede olsa canilerin hak ettikleri cezaları alması için sosyal medyada başlatılan bir imza kampanyası var. Sizden ricam beş dakikanızı ayırıp yayınlanan bu formu doldurmanızdır. Wattpad ortamında bir çok yazar arkadaşımız bunu yayınladı sağ olsun, bu yüzden hatırlatmayı kendime bir borç bildim. Sözü çok uzatmak istemiyorum. Bu kardeşimize Allah'tan Rahmet diliyorum.
Hikayenin kısacık bir bölümünde bu olaya isim vermeden değindim. Niyetin bu elim olayı kullanarak hikayeyi çok okunanlar listesinin başına getirmek değil, bilakis bir nebzede olsa dikkat çekmek. Bileniniz ve bilmeyenlerin iz için söylüyorum. KAÇAK, Kadına şiddetin konu edildiği ve toplumsal acıların yaşandığı olayları saf ve masum bir aşk hikayesiyle anlatılmak için kaleme alındı.
Medyada bir afiş ve çok sevdiğim bir sanatçının bölüme uygun bir şarkısı var.
İYİ OKUMALAR
----
İntikam, habis bir ur gibi sömürürdü insanın benliğini. İki ucu keskin bıçaktı kin. Bir ucu düşmanının canını yakarken, diğer ucu senin canını yakardı da, anlamazdın. Öfke, gözü kör eden gece karası, karanlığa bürünürken etrafındakileri, pervaneye çekilen ateş böcekleri gibi yakıp kül ederdi.
Harun kendiyle beraber etrafındaki uzak, yakın herkesin zarar göreceğini bile bile öfkesinin esiri olmuştu. İçinde gün be gün büyüyen kaybetmişlik hissinin verdiği intikam hırsını biledikçe bilemişti. İntikamını ertelediği her Allah'ın günü, aldığı her nefes ciğerlerini yakmıştı.
Son duydukları, karısının aşığıyla yatıp kalktığı, gezip tozduğu haberi aldığı gün delirmişti. O an damarların da gezen kan değil de, lâv varmış gibi içten içe cehennem ateşlerinde yakmıştı, bedenini, ruhunu. Elindeki fotoğraflarda karısı evlendikleri ilk günden beri sakındığı gülüşünü, şimdi yedi kat yabancı bir adama hiç çekinmeden sunuyordu. "Ve daha kimbilir neler" dedi onun kinini bileyen iç sesi.
Ford marka, rengi, ruhu gibi kara arabasının içinde oturmuş yaklaşık 4 saattir izlediği kafeye bakıyordu. Oturduğu yerde 4 saat boyunca bir çok kişi girip çıkmış, işlek cadde saatler geçtikçe tenha olmaya başlamıştı. Sonunda beklediği saat gelip çattığında intikamının hedefleri namlusunun ucunda hiç bir şeyden habersiz öylece kafenin dışında konuşuyorlardı. Bir ara Devran Narin'in kolunu tuttuğunda Harun öfkesine yenilip silahın tetiğindeki parmakları, tetiği çekmemek için adeta savaş verdi. Sadece iki atışta indirebiliriz ikisini yere. Ama o zaman bu kadar beklediğine değecekmiydi bu kadar kolaymıydı herşey.
"Yoook. O kadar kolay kurtulamazsınız elimden. Karıma göz dikersin ha. Benim olana dokunursun. Ben de çakal Harun'sam bunu ikinizin burnundan fitil fitil getirmezsem, yüzüme tükürsünler" dedi ve parmağını tetikten çekip, silahını indirdi.
Şimdilik bırakacaktı onları, zamanı geldiğinde ise intikamın soğuk nefesini enselerinde hissettirecekti. Arabasını çalıştırıp uzaklaştığında, uzun zamandır aklında olan planını harekete geçirmek üzere oradan ayrıldı.
****
Devran, Narin, Kezban ve kızı Gülperi'yi eve kendi bırakmak istedi o akşam. Hatta sonraki akşamlar da bırakmaya karalıydı. Üç gün önce olan bir olay buna sebepti çünkü. Dünyanın çivisi çıkmıştı iyice. İnsan kılığında dolaşan cani ruhlu, sorsan kendini adam zanneden şerefsiz, haysiyetsiz bir şahıs, gencecik bir kızın hayatını karatmıştı. Tecavüze yeltendiği kızı zapt edemeyince, cani hislerle öldürmüş ve sözde baba namzeti ve arkadaşıyla birde daha hayatının baharındaki tazecik fidanı yakıp, kurtulmak adına dereye atmışlardı. Katlettikleri sadece bir beden değil, o gencecik kızın hayalleriydi. Onunla birlikte canından can kopan, bir anne ve babanın katiliydi o insan suretinde dolaşan yamyamlar. Eğer yakalanmamış olsalardı, Devran ibreti alem için o mahlukları bulacak ve hak ettikleri yere, yani cehennemin dibine gönderecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK✔FİNAL
General Fiction2015 Genel Kurgu #9 İki kayıp ruh. İki yaralı yürek. Hızla, akıp giden zamana karşı yüreklere nakış nakış işlenen duygular. Birbirine kaçamak değen gözler. Cehennem gibi yakan bir sevda... Kader ağlarını örerken, her bir çelmede tökezleyen iki bed...