17. BÖLÜM "Ev"

32.8K 1.7K 145
                                    

Yeni bir hafta ve yine Kaçak sizlerle. Artık Kaçak sali değil pazartesi akşamları gelecek yetiştirebildiğim takdirde geç saatlere kalmadan vermeye çalışacağım saat veremiyorum ne yazık ki! takipte kalın ;)

Multi medyada bir kolaj çalışmamız var. Afişte Narin'in yeni evinin salonu ve dış görünüşü var tabi Devran ve bölümün sonunda geçen ona hazırladığı küçük süprizi. Yine bu bölüm hikayeye yeni kişiler katılıyor artık iyi mi olur kötümü ilerleyen bölümlerde göreceğiz. Tahminlerinizi ve özellikle bölümle ilgili yorumlarınızı merakla bekliyorum.

Ve lafı fazla uzatmadan bölüm sizlerle

İYİ OKUMALAR :)

----

Genç kadın dört gün önce taşındığı evinde işinden yorgun argın gelmiş ve yemekten sonra kahvesini yapmış yudumluyurdu. İki katlı yarı taş yarı betonarma olan ege evlerinden olan evinin alt katında pencere kenarındaki koltuğunda oturmuş dışarı izliyordu bir yandan da. Sokak lambasının aydınlattığı arnavut kaldırımlı sokağı izlerken her akşam evine döndüğünde olduğu gibi yine aklına Devran düşmüştü. Bu saatlerde yemeklerini yemişler Devran'a kahvesini yapmış bazen karşılıklı televizyon izlerlerdi. Devran macera filmlerini izlerken hep polis kafasıyla filmin aksiyon sahnelerinde bir sürü hatalar bulur eleştirirdi ve Narin'de o kendinden geçmiş film hakkında atıp tutarken filmi değil onu izlerdi. Kafasını çevirip kapalı duran 37 ekran küçük televizyona baktı. Yemeğini yemişmiydi acaba? kahvesini kendi yapmıştı büyük ihtimal, eli sehpanın üzerinde duran kumandaya uzandı ve televizyonu açıp kanallarda gezinmeye başladı. Çok sevdiği bir diziyi görünce kumandayı yine aldığı yere bıraktı ve başını tek kolunun altına alıp koltuğa yaslanarak Baba Evi dizisini izlemeye başladı.

Ne zamandır izlemiyordu epey bölüm kaçırmış olduğunu gördü ama zaten onunda dizilerden daha önemli sorunları vardı hayatta. kendi hayatından bir dizi yapacak olsalar bol aksiyonlu ve acitasyonlu bir dizi olurdu herhalde diye düşündü gülümseyerek ve dizinin kaldığı yerden devam etti. Anlaşılan çok bir şey kaçırmamıştı çünkü evin babası yine küçük kızı Bilge'yle kavga halinde kendi dediğini yaptırmaya çalışırken annesi her zamanki korumacı ve uzlaşmacı haliyle evlatlarına kol kanat geriyordu. İnsan gerçeklikle uzaktan yakından alakası olmayan bir diziye içindeki aile kavramına bile özenirmiydi. Narin özeniyordu gerçek anlamda bir ailesi olmamışsa insanın özenirdi.

Çok şükür annesi babası hayattaydı düşününce kimsesiz insanlar soğuk yetimhane köşelerinde büyürken o dövselerde sövselerde anne babasıyla büyümüştü. Yinede o kimsesiz kalanlardan ne farkın var ki sen tek başına oturmuş bir diziye içlenerek bakmıyormusun şimdi dedi içindeki hain ses. Kim girdiyse hayatına hep kalıcı izler bırakmışlardı giderken. Harun geriye vücudunun çeşitli yerlerinde kaybolmaya yüz tutmuş dayaktan kalma izler ki belinin sağ köşesinde hala yediği kemerin izi duruyordu silik olsada. Ruhunda olanları saymıyordu bile, korkak bir insan olup çıkmıştı, gündüz vakti sokakta yürürken dahi arkasında gölgeler arayacak kadar paronoyaklaşmıştı belkide ama elinde değildi içinde her daim ileri adım atmak için umut vardı, o kadar düşmüştü ki her seferinde düştüğü yerden kalkmak ağrına gitmezdi. Yorulmuşmuydu evet hemde bütün kemikleri sızlar halde yerde öylece boylu boyunca uzanıp bir daha hiç kalkmamacasına ama içindeki o umut var ya! işte onu ayakta tutan bir tek o, umuduydu.

Yıllar sonra içinde filizlenen başka bir duygu daha saklandığı toprak altından gün yüzüne çıkmıştı. Aşk, güven, sevgi birine hele de bir erkeğe bunları değil hayal etmek rüyasında görse kabus derdi ama olmuştu işte Devran'a geri döndürülemez ve karşı konulamaz biçimde aşık olmuştu. Tek hesaplayamadığı bu duygusunun karşılıksız olduğuydu. Karşılıksızmıydı gerçekten, ağzından çıkan sözlerin aksine Devran'ın gözleri başka kelimelerin varlığını kanıtlar gibi haykırıyordu halbuki. Dilin kemiği yoktu, yalan da söylerdi doğruyu da.

KAÇAK✔FİNAL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin