Bu bölüm hiç yayınlanmamış ve halen düzenlenmekte olan KAÇAK'ın yeni bölümüdür. Bunun gibi bir kaç ek bölüm daha yazıldığında yayınlanacaktır.
Keyifli Okumalar :-)
------------------------------------------------------3. Bölüm "Hayal Kırıklığı"
1998 ADANA CEYHAN
Genç kadın yavaş adımlarla evinin yolunu tutmuş gidiyordu. Akşam üzere beşe dakikalar olmasına rağmen henüz hava kararmamıştı. Güneş batmak üzere olduğundan etrafa sarılı, kırmızılı ışıklar yayarak muhteşem bir görüntü sergiliyordu. Narin hayran hayran hem bu manzarayı izliyor hem de bir elindeki poşete rağmen, diğer eliyle montunun fermuarını çekiyordu. Aslında Adana'da havalar öyle çok soğuk olmazdı. Dondurucu derecede olmazdı en azından. Hatta hiç kar yağdığını bile bilmezdi ama Kasım ayının ortasındalardı ve akşam ayazı onun biraz ürpermesine sebep oluyordu haliyle. Yoksa öyle çok üşüyen tiplerden olmamıştı hiç. Yıllardır çalıştığı iş yerinden Nalan'ın küçük terzi dükkanından yarım saat önce çıkmış ve evinin yakınlarında olan caddedeki manava uğrayıp akşam yemeği için gerekli sebzeleri almıştı. Sonra da iki adım ötedeki bakkaldan ekmek almıştı. Aslında kocası eve gelecek miydi bilmiyordu, zira bu sıralar pek uğramıyordu. Zaten bir tuhaftı son zamanlarda. Ne zaman normal davranışlar da bulunmuştu ki! Dengesizlik kanına işlemişti adeta. Çoğu zaman onun bu ruh hali kadını korkuturdu.
Evlendiği- evlendirildiği- günü düşündü. Daha 19 yaşında tüm hayalleri hiçe sayılmış ve erken denilmeden hatta fikri sorulmadan ki, babası onu isterlerken öylesine gelenlere ayıp olmasın der gibi formaliteden fikrini sormuştu sadece. Tabi olumsuz yanıtına karşı gözleriyle tehdit etmeyi de ihmal etmemişti ruhu kara adam. Aslında Narin buna rağmen hayır diyebilirdi ve gelenleri eli boş gönderedebilirdi ama onunla evlenmek isteyen kişi fena birine benzemiyordu. İlk görüşe aldanmıştı. Bir kere eli yüzü düzgün hatta hoş bile denebilirdi Harun için. Ondan en fazla 5-6 yaş büyük gibi duruyordu ki tahminlerinde yanılmazdı Narin. Harun ona bakıp gülümseyince nedense red edememişti. Sonuçta ne kadar red ederse etsin sonu belliydi, en azından beğendiğim biriyle evlenirim diye düşünmüştü o yıllar. Kaderinde yazılıysa elden ne gelirdi. Belki zamanla da severim diye de ekledi içinden ümit ederek. Doğru ya! Kim evlendiğiyle severek evlenmişti ki, o istisna olsun. Garip tarafıysa bir yanı bu yalana inanmak isterken diğer tarafı şiddetle karşı çıkıyordu. İçine doğar gibi. Susturmuştu içindeki sessiz çığlıklıkları. Kapatmıştı gözlerini önündeki gerçeklere, bilmeden.
Ama babası onun için verilen başlığa balıklama atlamış ve zaten isteme olayı da formaliteden ibaret olmuştu. Zira her iki baba da zaten çoktan anlaşmışlardı. Eh, adet yerini bulsun diye de istemişlerdi işte. Bildiğin mal gibi satılmıştı Narin. Bir de kurban pazarlarındaki gibi el de sıkışmışlardır kesin diye iç geçirdi genç kız. Bu durum hiç hoşuna gitmemiş, ona hırsla ve hoşnutsuz bir surat ifadesiyle bakan kaynanasından ise hiç haz etmemişti. Küçümser gibi bir hali vardı üstelik. Belli ki oğlunu ona layık görmüyordu. Sanki Narin onun oğluna bayılıyordu da. Kızsal bir naz, niyaz içinde kendiyle çelişiyordu. Onun tek istediği okumaktı oysa ki, şimdiyse bu asla gerçekleştiremeyeceği bir hayal olarak kalmıştı. Kalbi buruktu ama en azından kendinden 20 yaş büyük biriyle evlenmemişti. Bu da kötünün iyisi diye düşündü. Eğer bilseydi ki, o zamanlar içindeki olumsuz sese kulak verip, yiyeceği dayaklara rağmen kabul etmeseydi. Belki şimdi kendi aptallığına bu kadar kızmayacaktı. Nerden bilebilirdi ki kocasının kıskanç, pislik bir domuz olacağını. Kendi elleriyle, kendini yakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK✔FİNAL
General Fiction2015 Genel Kurgu #9 İki kayıp ruh. İki yaralı yürek. Hızla, akıp giden zamana karşı yüreklere nakış nakış işlenen duygular. Birbirine kaçamak değen gözler. Cehennem gibi yakan bir sevda... Kader ağlarını örerken, her bir çelmede tökezleyen iki bed...