Merhabalar canım okurlarım.
Gittikçe okur sayımız artıyor.Açıkçası Kaçak'ın bu kadar sevileceğini hiç tahmin etmiyordum ve halâ da şaşırıyorum. Çok sevindim bu duruma ve siz değerli okurlarıma teşekkürü bir borç bilirim.
Bu bölümü IlkShn'a ithaf ediyorum. TATLI KAÇIKLAR'ı Menderes ve Yezra'nın hikayesini mutlaka okumalısınız. Tek kelimeyle iştahınızı kabartacak bir hikaye. Niye mi? Oda hikayede saklı... ;-)
İyi okumalar :-)
—————————————————————————————-
Hayat; onları savursada
dört bir yana,
Tutmuştu bir kere
sevdasının elini yürek...
~~~~~~
Bir yanı cennet, bir yanı cehennemdi arafta kalmak. Karşısında durduğu adam cennetti kadın için. Biliyordu ki onsuz geçen bir hayat cehennem ateşlerin de yanmaktı. Aklı ve kalbi amansız bir muharebedeydi sanki. Ruhu; Devran'sız bir ömrün, isyan bayraklarını çekmişti. Kalbi, adı aşk olan en keskin kılıcını kuşanmıştı. Mantık ve aşk, harp halini almıştı Narin'in benliğinde.
Sadece bir cevap değildi adamın beklediği. Geleceğe dair umuttu. Yüreğinde günbe gün yeşerttiği aşktı. Ömrünün kalanıydı sevdiği kadın, onun. Yıllarca kabullenemediği gerçeklerden kaçmaktan yorulmuştu artık. Oda milyarlarca insanın tek dileği olan mutluluktan tatmak istiyordu. Haftalardır dilinin varmadığı itirafı sonunda yapmıştı. Biliyordu ki sevdiği de onu seviyordu. Devran onun aklından geçenleri o, daha dile dökemeden kalbinde duyuyordu. Gözler kalbin aynasıydı. Sevdiğinin içindeki fırtınalar günlerce onun yüreğini de tarumar etmemiş miydi? Nasıl anlamazdı, onun gözlerindeki çaresiz çırpınışları. Aşık bir yürek anlardı. Birdi iki kalbin atışıda, damarlara pompalanan kanın akışıda.
Devran derin bir hüzünle kendi mavilerine bakan, hapsolduğu elâlara kilitledi gözlerini. Başını sevdiği kadının başına doğru eğdi. Aralarında sadece bir adımlık mesafe vardı. Ne ara bu kadar yakınlaşmıştılar düşünmedi bile. Alnını, Narin'in alnına dayayıp gözlerini kırpmadan baktı. Bakışı o kadar derindi ki, sanki dünyanın tüm yükünü taşırmış gibi yorgundu bakmaya doyamadığı gözler. Devran seve seve o yükü sırtlanmaya hazırdı. Her daim ateşten farksız sıcak elleri, Narin'in iki yanında duran küçük ellerini kocaman avuçlarının içine aldı. Kilitlenmişti yine birbirine bir çift mavi, bir çift ela.
Narin neler geçiriyordu aklından az önce, hepsi bir sis misali dağıldı gitti. Geride sadece içine işleyen maviler kalmıştı. Kalbi göğüs kafesini zorlayacak kadar şiddetli atıyordu. Kulakları kalbinin gümbürtüsüyle öylesine doluydu ki. Ne rüzgarın uğultusu, ne de ağaç dallarının hışırdayan sesini duyabiliyordu. Bir an "acaba Devran'da kalbimin sesini duyuyormudur ki?" diye telaşa kapıldı. Devran'ın sert esen rüzgara inat pamuk yumuşaklığında ki şefkat dolu sesi, ortada uzayıp giden sessizliği bıçak gibi kesti.
"Narin'im; biliyorum, aklın karışık. Daha düne kadar 'benden uzak duran' adama ne oldu da şimdi evlenme teklif etti diye düşünüyorsun. Düşünme!.."
Bir anlık gözlerini kapayıp tekrar açtığında Narin o gözlerdeki yaralı ifadeyi belki yüzlerce kez görmüştü Devran'ın gözlerinde. Yok etmek istedi o hüznü ama nasıl yapacağını bilmiyordu. Sessiz kaldı.
"Senden uzak durmak zorundaydım, çünkü... Çünkü, belki de az sonra aklından geçen şüphelerden dolayı değil, öğreneceğin gerçekler yüzünden istemeyeceksin beni. Kırılmam. Kızmam sana Narin'im." Dil söylese de kalp kırılırdı oysa. Ama kıyamazdı ki sevdiğine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK✔FİNAL
Ficción General2015 Genel Kurgu #9 İki kayıp ruh. İki yaralı yürek. Hızla, akıp giden zamana karşı yüreklere nakış nakış işlenen duygular. Birbirine kaçamak değen gözler. Cehennem gibi yakan bir sevda... Kader ağlarını örerken, her bir çelmede tökezleyen iki bed...