Eveet işte yine salı ve yeni bölüm taze geldi.
Medyada yine Devran ve Narin'imiz :)
Az daha unutuyordum biraz geç oldu artık ama...bu bölümü güzel yorumlarıyla hikayeme renk katan Wenomagel'e ithaf ediyorum.
İYİ OKUMALAR :)
----
ŞUBAT 1999
Devran elindeki notu bir kaç kez okudu ve Narin'in gittiğini iyice anladı. Hemen koridorda duvardaki askıda olan montunu üstüne giydi ve yine duvarda asılı olan küçük ahşap ev biçimindeki anahrtarlıktan araba anahtarını alıp kapıyı çekerek kapının üzerindeki anahtarla kilitledi ve hızla bahçe kapısından çıkıp arabasının kapısını açarak bindi. Acele etmesi gerekiyordu yukarda odasının içinde olan kendi özel banyosunda biraz fazla vakit geçirmişti evet ama Narin'de o sırada etrafı toplayarak vakit geçirmişti yani bu durumda aşağı yukarı aynı bir birine yakın vakitlerdeydi. Kısacası ona hala ulaşabilirdi, burayı tanımıyordu ve muhtemelen çok fazla uzaklaşmamıştır diyerek arabayı olduğundan daha yavaş sürüyor ve geçtiği yollara bakıyordu.
Bir kaç saattir araba kullanıyordu ve bazı yerlerde de durup esnafa Narin'i tarif edip görüp görmediklerini sordu ama ne yazık ki gören yoktu yada hatırlamıyorlardı. Biraz daha arandı ama nafileydi kız sanki kısa zaman içinde yer yarılıp içine girmişti. Tamam sabah ki olayda onunda kabahati yoktu bu tamamen işgüzar meraklı komşusu Hatice teyzenin kendine meslek olarak edindiği mahallenin bekarlarını evlendirmek isteğinden kaynaklanıyordu da sorun, hala kendisinin evlenmeyi istememesini anlamadığıydı. Biraz fazla asabi davrandığının farkındaydı Narin'e karşı ama öyle alınıp hemen gideceği hiç aklına gelmemişti. Pekala! tamam elinden geleni yapmıştı. Ona bir iş ve kalacak yer bulmuştu yani şimdilik misafir etmişti evinde, saatlerdir arıyordu da üstelik ama artık bu kadar yeterdi. Genç kadın aptal yada saf değildi daha önce nasıl yaptıysa kendi başının çaresine yine bakabilirdi. Bakabilirdi değil mi? yani başına bela açacak potansiyele sahipti ve genç ve güzel bir kadın olmasıda gittiği her yerde ilgi çekmesine sebep oluyordu. Of! nerden bulmuştu bu deliyi sanki. Dünya kadar işi vardı, oysa Devran durmuş sokak sokak daha doğru dürüst tanımadığı bir kadını arıyordu. Direksiyonu evine doğru kırdı belki çok uzaklaşmamış ve geri dönmüştür diye eve geri döndü. İyice dengesiz olmuştu bu kadın yüzünden, bir an boş verip işiyle meşgul olmak isterken diğer taraftan içindeki merak duygusuna engel olamıyordu.
Eve vardığında ne yazık ki Narin gelmemişti. Yapacak birşey yoktu kendi isteğiyle gitmişti sonuçta tamam kabul tam bir odun gibi davranmış ve belliki kadını kırmıştı ama onunda elinde değildi işte. Çabuk sinirleniyor ama sonra yine çabuk geçiyordu öfkesi yani eğer karşısındaki öfkesini hak etmiyorsa, yoksa hak edene karşı yeri geldiğinde tam bir kaplan kesiliyordu Devran. Düşündü de eğer genç kadın kendine uygun bir yer bulamazsa önünde sonunda yine kapısına gelecekti. Tabi eğer evin yolunu bulabilirse! Antalya'dan kafe için aldığı mutfak ve yine kafenin görünüşünde kullanacağı ufak tefek malzemelerin olduğu poşetleri alıp arabanın bagajına yerleştirdi. Bagajı kapatacağı sırada aklına Narin'i bulduğu an geldi. Nasılda dönmüş kıçını üstünde kendi montu uyuyordu, bir de zeytin yağ gibi üste çıkıp çemkirmişti baş belası. İçini bir sıkıntı kapladı ama elinden daha fazlası da gelmiyordu. Saate baktığında ise çoktan öğlen olmuştu, şimdiye kafede olmuş ve iki gündür yokluğunda ne olup bitmiş öğrenmiş aşçı Kezban ablanın yaptığı leziz yemeklerden yemiş ve kafenin teras olarakta kullanılan bahçesindeki kendi köşesinde keyif kahvesini yudumluyordu. Eh hala geç sayılmazdı, karnı sabahtan beri dolanmaktan fena halde acıkmıştı ve oda vakit kaybetmeden arabasına atlayıp kafenin yolunu tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK✔FİNAL
Ficción General2015 Genel Kurgu #9 İki kayıp ruh. İki yaralı yürek. Hızla, akıp giden zamana karşı yüreklere nakış nakış işlenen duygular. Birbirine kaçamak değen gözler. Cehennem gibi yakan bir sevda... Kader ağlarını örerken, her bir çelmede tökezleyen iki bed...