31. BÖLÜM "Ömürlük sevdam"

21.4K 1.4K 55
                                    

Herkese merhaba.

Yoğunluktan dolayı biraz kısa bir bölüm oldu elimden geldiğince yazmaya çalıştım. Ama sizi de bölümsüz bırakmak istemedim. Devamı haftaya inşallah.

Hepiniz seviliyorsunuz dostlarım.

Yorumlarınıza cevap veremedim ama inşallah vereceğim. Okurken inanılmaz mutlu oluyorum bilesiniz.

İYİ OKUMALAR (:-)

----------------------------------



Yeni güne kuş cıvıltılarıyla uyandı genç kadın. Yatakta iyice kollarını iki yöne açarak gerindi. Ağzı yarılacak kadar esnedi. Saate gözü iliştiğinde henüz çok erken olduğunu gördü ve yatağında biraz daha keyif yapmak için içi gitti. Ama bu gün büyük gündü. Bu gün sevdiği adamın kolunda nikah masasına gideceği, cümle aleme bu adam benim kocam diye göstereceği gündü. Bu gün evleniyordu hayatının ilk ve son aşkıyla. Başını çevirip penceredeki perdelerin arasından sızan ve kaldığı odayı ışıldatan güneşe gülümseyerek baktı. Yerinden kalkıp ayağına terliğini geçirip banyoya doğru ilerledi. Mutfaktan gelen tıkırtı seslerini duyunca göz ucuyla baktığında Kezban ablanın kahvaltı hazırladığını gördü.

Dün gece annesi ve o, Kezban ablanın evinde kalmışlardı. Bir ara Devran kapılarına her ihtimale karşı kamp kurmayı bile düşündü ki, eğer Kezban ablanın ültimatomu olmasaydı yapacaktı da. Sonunda orta bir yol bulunmuş ve Devran istemeye istemeye evinin yolunu tutmuştu. Geride ise Mehmet ve Erdinç ikilisini Narin'in eski evinde bırakmıştı, bir nevi nöbetçi olarak. Alında kendi de gitmeye çok hevesli olsa da yine Kezban engeline takılmıştı. Salih hoca ve eşi Nalan'da Mevlüde hanımın evinde gecelemişti.

Annesi halen salondaki çekyatta mışıl mışıl uyuyordu. Dün Adana'dan Muğla'ya gelirken çok az mola verdiklerinden olsa gerek yorulmuştu. E bir de geç saatlere kadar devam eden kına geceside eklenince yatmaları saat bir buçuğu bulmuştu. Narin aşırı heyecandan bir saat kadar bir uyku problemi yaşasa da sonunda bedeni uykuya teslim olduğunda saat üçe geliyordu. Beş saatlik bir uykuyla nasıl direnecekti bu gün bilmiyordu ama bir dünya işleri vardı haliyle. Kahvaltıdan sonra hemen kuaföre gidecekler ve tekrar Kezban ablanın evine geçip gelinliğini giydikten ve son kontroller yapıldıktan sonra Devran onları almaya gelecekti. Normalde Kezban abla kuaförde gelin başı ve makyajı yapıldıktan sonra gelinliğide orada giymesini önermişti ama Narin evden gelinliğiyle çıkmayı tercih etmişti. İlk kez gururla göstermek istedi kendini dosta, düşmana. Bilsinler istedi. İlk kez bir şeyi tam olsun istedi. Gönlünden geçtiği gibi. O isterde Devran yapmaz mıydı! Narin istesin yeter ki, dünyaları ayağına sererdi adam.

*-*-*-*-*-*-*

Gelin başı olarak saçları özenle topuz yapılmış, minik papatya görünümlü tokalarla ara ara serpiştirilmişti topuzuna. Kalçasından biraz aşağı uzanan tül kenarları gelinliğiyle aynı dantelde olan duvağı topuzuna tutturulmuştu tokalar yardımıyla. Kuafördeki makyöz kızın koyu bir makyaj önerisinin aksine o, doğal görünümlü bir makyajı tercih etmişti. Zaten Devran'da Narin'in öyle badanaya bulanmış gibi bir yüzle karşısına çıkmasından hoşlanmazdı. Bunu daha önce bir kez dile getirmiş ve Narin'in doğal güzelliğini ekstradan bir malzemeye ihtiyaç duymadığını söylemişti. Kuaförden çıkan genç kadın Kezban ablası ve Gülperi eşliğinde eve gelmişler ve gelinliğini giyip hazırlanmış, Devran'ın gelip onun almasını bekledi.

Sonunda Devran gelin arabası olarak süslenmiş BMV marka beyaz arabasıyla geldiğinde kadının kalbi yerinden sökülecek şiddette atıyordu. Heyacandan yerinde duramıyor bir sağa bir sola adımlıyordu. Onun bu hali etrafında olan herkesi gülümsetirken en çok içlenen ve gülen kişi tabi ki de annesi Selcan hanımdı. Kızı için mutlu olurken onun bu mutluluğunu geciktirdiği ve çocukluğundan beri ona iyi bir anne olamadığı için pişmanlıklar içindeydi. Geçmişi geri döndürmek imkansızdı ama bundan sonra tek evladının, biricik kızının her anında yanında olacaktı.

KAÇAK✔FİNAL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin