Ve yine pazartesi ve yine Kaçak günü
Dostlarım size bir sıkıntımı dile getirmek isterim.
Son zamanlarda yorumlarda bir hayli düşüş var ve bölüm okunma sayısına göre oy sayımızda aşırı düşük KAÇAK severler olarak bu sizinde canınızı sıkmıyor mu?..
Bence bu hikaye en azından hakkı olanı almalı. Sizce de öyle değilmi?..
Facebook BAHARYELİ: KAÇAK \ WATTPAD HİKÂYESİ grubunu tekrar hatırlatmak isterim. Orayada aktif olarak bekleniyorsunuz :-) diyip sözlerime bir nihai son veriyorumİYİOKUMALAR :-)
-----------------------------------------------------------Aşk... Hevesin geçene kadar,
Sevda... Nefesin yetene kadar...
Necip Fazıl Kısakürek
************************************************************************
Boşlukta düşüyor gibiydi sanki. Her yer zifiri karanlıktı. Soğuk içine mi işlemişti, üşüyordu. Teni buz gibiydi. Bağırıyordu ama sesi neden çıkmıyordu ki. İçindeki çığlıkları biri duysun artık diye yalvardı kadın. Yere çakıldığını hissetti ama canı acımıyordu. Başını yukarı, göğe doğru kaldırdığında anladı bir uçurumun dibinde olduğunu. Tepede, uçurumun zirvesinde biri vardı sanki. Bir ışık huzmesi sarmıştı etrafını. Görebiliyordu. Devran'dı bu. Gelsin istedi. Kurtarsın, onu saran bu sonsuz karanlıktan. Bağırdı, çığlık attı ama duyuramadı sesini. İşitmiyordu sevdiği, onu.
Arkasında bir gölgenin belirdiğini hissetti. Ensesinde, soğuk duş etkisi bırakan teninin ürpermesine sebep olan nefesi duyabiliyordu. Biri vardı ardında, biliyordu. İçindeki korku elle tutulacak düzeydeydi. Olduğu yere çakılmıştı sanki. Dönmek istiyor ama sanki tüm vücudu felç geçirmiş gibi kıpırdayamıyordu. Aldığı derin nefeslerle göğsü inip kalkıyor, solukları sessiz ortamda adeta yankılanıyordu. Neredeydi? Neden buradaydı? Sesi çıkmıyordu. Aklından geçen onlarca soru vardı ama hiç birine odaklanamıyor, sadece ensesindeki, tenine değen soğuk nefesi duyabiliyordu. Vücudu sıtmaya tutulmuş gibi bir titreme dalgasıyla sarmalanmıştı. Başını bir cesaretle hafifçe arkasındaki gölgeye çevirdiğinde etrafını saran gri bulutların arasında kaldı ve kulaklarının zarını patlatacak derecede bir çığlık duydu. Ve soğuk nefesi hemen boynunun dibinde hissettiğinde tek bir fısıltı tüm benliğini sardı. "Senin için geldim!"
Bir anda gözlerini açtı Narin. Alıp verdiği şiddetli nefeslerle göğsü bir körük gibi kalkıp iniyordu. Kabus görmüştü yine. Uzun zamandır görmüyordu halbuki. Gece lambasının, hafif bir loşluk sağladığı odada karanlığı biraz olsun kırıyordu. Nefes sesleri küçük yatak odasında yankı uyandırması onu gördüğü kabusa bir anlık geri götürdü. Korkuyla yattığı yerde doğruldu ve hemen ardına baktı sanki rüyasındaki gölge arkasındaymış gibi. Yoktu, olması da imkansızdı zaten. Ama rüyası öyle gerçekciydi ki, hala vücudundaki titremeleri durduramıyordu. Buda neydi böyle. Herşey yolunda giderken, nikaha sadece bir kaç gün kala gördüğü bu rüyaya anlam veremedi. Belki de Devran'ın hayatına girmesiyle içinde saklı kalan korkular bu gece açığa çıkmıştı. Oysa artık korkulara, ümitsizliklere yer yoktu hayatında. Harun yoktu. Kurtulmuştu ondan. Onu burada bulması imkansızdı. Ama içindeki hain ses "seni Mersin'de buldu. Neden şimdi de bulamasın ki" diyordu. Başını hızla salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK✔FİNAL
Fiksi Umum2015 Genel Kurgu #9 İki kayıp ruh. İki yaralı yürek. Hızla, akıp giden zamana karşı yüreklere nakış nakış işlenen duygular. Birbirine kaçamak değen gözler. Cehennem gibi yakan bir sevda... Kader ağlarını örerken, her bir çelmede tökezleyen iki bed...