Merhabalar dostlar. Sevgili Wattpad ailem
Geçmiş bayramınızı en içten duygularımla kutlarım. Bu gün bir kaç saat öncesinde üzücü bir takım olaylar olsa da, söz verdiğim üzere yazdığım bölümü yayınlamaya karar verdim. Ülkemizde yıllardır süregelen bu Terör olayları ve tabi kadın cinayetleri, kadına şiddet olayları beni çok etkilediğinden hikayemin ana konusu olarak ülkenin kanayan yarası olarak bu kurguyu seçmiştim. Şimdi düşünüyorum da, Keşke bu olaylar hiç olmasaydı ve bende böyle bir kurguyu hiç kaleme almasaydım. Kader, kısmet diyeceğim ama bu dünyada kötüler olduğu müddetce ve iyiler onlar kadar cesur olmadığı müddetçe bu olaylar hep tekrarlanır maalesef ki! Başımız sağ olsun demekten başka elimizden bir şey gelmiyor. (:-( VE DUA ETMEKTEN...
Finalden önceki son bölüm. Tadını çıkarın...
İYİ OKUMALAR (:-)
--------------------------------------------------------------------------------
Genç kadının eli bir türlü komidinin üzerinde duran küçük poşete varmıyordu. Alt tarafı içindeki kutuyu çıkaracak ve banyoya gidip kaç aydır yaptığı rutini tekrarlayacaktı. Çok zor olmamalıydı. Evliliklerinin üzerinden neredeyse iki yıla yakın bir süre geçmişti ve bazı komşularının bizzat başı çektiği bir dedikodu kazanın tam ortasında karı, kocayı kaynatıyorlardı. Ne kadarda kolaydı başkalarını yermek. Bilip bilmeden atıp tutmak ve dahi iftira atmak. Kezban abla arada onların ağzının payını çok güzel veriyordu gerçi. Dedikoducu komşu Hatice teyze bile o çok konuşan kadınlara iyi bir ders vermişti. Ama bu uyarıların işe yaramadığı zamanlarda oluyordu.
Bazıları ise işi daha bir ileri götürüp, Narin'in kusurlu olduğunu bile yaymıştı ortalığa, bilip bilmeden. Kusur yoktu ki, oysa. Kusur onların geri kalmış düşüncelerindeydi. Bir yıl önce, ufak bir kadın hastalığı şikayetiyle gittiği kadın doğum uzmanına anlatmıştı durumlarını. Daha doğrusu doktorun bazı özel sorularıyla anlatmak zorunda kalmıştı. İyi de olmuştu hani. Doktoru Esra hanım onlara yol göstermiş ve teşvik etmişti. Sorun kendisinde değil, Devran'da olduğu için onu Muğla'ya yeni gelmiş ve alanında uzmanlaşmış bir doktora yönlendirmişti. Açıkçası ilk bahsi geçtiğinde Devran fazlasıyla gerilmiş ama doktorun bu gibi durumlarla çok sık karşılaşıldığını ve modern Tıb'bın çok ileri seviyeye geldiğini, yeni araştırmalar ve ilaç yöntemleriyle olumlu sonuçlar alındığını ayrıntılı bir şekilde anlatınca, adam ikna olmuştu. En azından gidip konunun uzmanı olan doktordan bir randevu alacak ve gerekli testleri yaparak emin olacaktı. Eğer küçücükte olsa bir umut ışığı görürse, ışığa uçan ateş böcekleri gibi peşinden koşturacaktı.
Son bir yıldır doktoru Serdar beyin kişiye özel uyguladığı tedavi yöntemiyle oldukça ilerleme kaydetmişlerdi. Devran, bazı testlerden sonra bir takım ilaçlar kullanmış ve şimdi onun meyvesini verip vermediğini bir kaç aydır test ediyorlardı. Normal yollarla hamile kalamıyordu Narin çünkü Doktorun dediğine göre, Devran'ın özel durumu nedeniyle gerekli, yeterli sayıda sperm oluşmuyordu bedeninde. Sabır ve maddi destek isteyen bir yöntem olarak tüp bebek yöntemini denemeye karar verdiler.
Tüm testler yapılmış ve Narin'e, belirli özel günlerini takip etmesi için bir cetvel çıkarılmıştı. Bu cetvele göre yumurtlama dönemi başladığında hastanede gerekli tedavi uygulanacak ve bir süre sonra hamile kalması için gözetlenecekti. İki kez denedikleri halde bir şey elde edemeyince Narin'den çok, Devran hayal kırıklığına uğradı. Oysa ki gerçekten çok umut etmişti. Kader, kısmet dedi, içine attı. Narin üçüncü deneme için onu çok zor ikna etmişti. Yanlış anlamasından ölesiye korkuyordu. Devran ona bir ömür yeterdi elbet. Sorun bebek sahibi olamamak değildi. Eğer, halen minicik bir umut varsa peşinden gitmek istiyordu. İleride keşke deneseydim diye pişman olmak istemediği gibi, aynı duyguları Devran'ın da çekmesini istemiyordu. Devran kabul etmişti ama "Bu son. Başka deneme yok" deyip kestirip atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK✔FİNAL
General Fiction2015 Genel Kurgu #9 İki kayıp ruh. İki yaralı yürek. Hızla, akıp giden zamana karşı yüreklere nakış nakış işlenen duygular. Birbirine kaçamak değen gözler. Cehennem gibi yakan bir sevda... Kader ağlarını örerken, her bir çelmede tökezleyen iki bed...