Sonraki bölümler artık Cuma günleri yayınlanacak çünkü derslerim başladı ve üniversitede son senem :)
Bu bölümü tatlı bir okuyucumun isteği üzerine yazdım. Umarım o ve siz beğenirsiniz. :)
Not: Bölümde +18 konular içereceği için okuyucunun bu bilgi dahilinde okumasını rica ediyorum. Özellikle son kısımda artacak. Lütfen yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın <3
Not 2: Steve Rogers ile düğün gününüz olmuştu. Onun devamı olarak balayı temasını ele alacağım.
Konunun geçeceği yer: Ayasofya ve çevresi. ( Burayı seçmemin sebebi, İstanbul fethedilmeden önce birçok gizemli hazine ve eşyanın kiliseye hediye edilmesi. Bu konuyu baz alarak konuyu oluşturdum.) Ayrıca Türk bir karakter olduğunuzu bilmek kurgudaki sizi daha çok benimsemenize yardımcı olur diye düşündüm.
İyi okumalar...
XOXO
Steve ve sen balayı için en uygun şehrin İstanbul olduğunu düşünmüştünüz. Romantik aşıkların manzarasıyla tutkulu bir şekilde seviştiği bu yer ilk hazlarınızı yaşayacağınız yer olacaktı. Üstelik ülkene gelmeyeli uzun süre olmuştu. Böylece aileni de ziyaret ederdiniz.
* * *Uçaktan indikten ve otelinize giriş yaptıktan sonra otelin gece müdürü size odanıza kadar eşlik etmişti. Balayınız için hazırlanan özel suitinizde şarap kadehleri ve seksen senelik kırmızı şarap, gümüş tepsinin içinde sunulmuş, yatağınıza bırakılmıştı. Fakat Steve'in aksine zayıf bedenin yorgunluğa yenik düşmüştü.
Kendini yatağın yumuşak kollarına bıraktıktan sonra yarısı yastığa gömülmüş yüzün gülümsedi. Pencerenizden görünen Galata kulesinin ışıklandırılarak tarihi eserden nasıl sanat eserine dönüştürdüklerini izledin ve o an İstanbul'un sana hissettirdiklerini hatırlayıp hüzünlendin. Steve de duyduğun özlemin farkındaydı ve seni hiç ses çıkartmadan sadece izledi kollarını göğüs hizasında birleştirerek."Ne kadar güzel değil mi?" diye sorduğunda
"Evet güzelim, neredeyse senin kadar." cevabını verdi. Steve gözlerinin kapanmak üzere olduğunu fark edip bavulundan pijamalarını çıkardı. Sana doğru yaklaşırken,
"Hadi kalk uykucu. Uyumadan önce bunları giymelisin."
Yatakta doğruldun ve gözlerini ellerinin tersi ile ovuştururken "Özür dilerim aşkım. İlk gecemizi mahvettim, biliyorum."
Steve yatağın kenarına oturup kağıt parçası kadar pürüzsüz, pamuk kadar yumuşak tenine dokunarak tişörtünü yukarı doğru sıyırdı. "Şşş, artık birbirimize aidiz. Şimdi dinlen, bunlarla daha sonra ilgileniriz." dedi ve sütyen kopçasını birbirinden ayırmak için sana yaklaşırken yanağından öptü.
Sen pijamalarını giymek istememiştin. Ona da izin vermedin. İç çamaşırınız kasıklarınızdan sıyrılmadan çıplak bir şekilde yorganın altına girdiniz. Steve'in sana dönük vücuduna sırtını dönüp onun sana yaklaşarak sarılmasına izin verdin. Kollarının altından geçerek göğüs kafesinde birleşen elleri memelerinin üzerindeydi. Ürpererek belirginleşen göğüs halkanı parmak uçlarını kullanarak yavaşça okşuyordu. Avuç içlerin ellerini kavrarken,