Duyuru!! AYYYYY LOKİNİN DİZİDE TAKTIĞI MİĞFERİ YAPTIRACAĞIM MAYIS SONUNDA. GİYİLEBİLİR OLACAK, ÇOK HEYECANLIYIIIIIIM.Bir de Lady Loki kostümü diktirmeyi düşünüyorum. 😍
Hikaye yazamadığımda böyle ufak bölümlerle karşınıza çıkmayı düşündüm. Karakterlerle nasıl bir hayat yaşardınız, nerelere gitmekten neyi nasıl yapmaktan keyif alırdınız, ne tür sorunlar yaşardınız, bunu sizinle düşünmek istedim. Böylece deneme yapalım dedim. Umarım beğenmişsinizdir. :)
🌺🌺🌺
Keyif Saatiniz
Steve bir görevde iki gündür şehir dışındaydı ve onu o kadar çok özledin ki aklını dağıtmak için vaktini küvette harcamayı düşündün. Fakat vaktin nasıl geçtiğini anlamamıştın. Bu sıra Steve sana sürpriz yapmak için yavaşça kapıyı açtı. Tüm odalarda seni aradı ama yoktun. Son olarak banyoya girdi ve köpüklerin örttüğü çıplak teninle küvetin içinde kitap okurken buldu. Onu görür görmez çok sevindin. Kolunu küvetten dışarı sarkıtarak kitabı yere koydun ve ayağa kalkarak küvetten dışarı çıktın.
Steve oldukça utanmıştı seni karşısında çıplak gördüğü için. Her zaman yorganın altında, neredeyse karanlık denecek kadar loş bir ortamda sevişiyordunuz. Vücudunu ilk defa bu kadar ayrıntılı görmüştü ve utancının arkasına gizlenen hayranlığı büyüdü.
Kollarını açarak Steve'e doğru koştun ve boynuna atladın. "Sevgilim, seni çok özledim."
"Ben de seni güzelim." bedenleriniz birbirinden ayrıldıktan sonra Steve'in kıyafeti ıpıslak ve köpük içinde oldu.
"Sen durulan ben de üstümü değiştireyim. Seni doya doya öpmek istiyorum."
Elini Steve'in tişörtünün eteklerine götürüp yukarı doğru sıyırdın yaramaz bakışlar altında.
"Neden buraya gelip benimle birlikte duş almıyorsun?" Steve isteklerine karşı gelemeyeceğini biliyordu ve bu isteğine boyun eğip dudaklarına yapıştı. Suyun içinde geçirdiğiniz ateşli dakikalar sona erdikten sonra Steve küvetin içine oturup bacaklarını iki yana açarak önüne oturmanı sağladı. Kollarını beline sarmış bir eliyle çıplak göğüsünü okşarken, sen de kitabını sakin bir ses tonuyla Steve'in de duyacağı şekilde okumaya devam ettin.
Baş başa kalmak için yaptığınız aktivite
Steve'in gittiği görevler yüzünden aranız açılmıştı. Eve döndüğü bir gece sen, Steve'i göremediğin için oldukça üzgündün. Artık sana sarılarak yönelttiği avutma sözcüklerinden yorulmuştun ve bunu dile getirdikten kısa bir süre sonra tartışmaya başladınız. Onun inandığı ve doğru olduğunu yaptığı şeylere saygısızlık ettiğini düşünmüş ve sinirlenmişti. Halbuki istediğin tek şey bir günü birlikte geçirmekti. Böylece gece yatağa küs olarak girdiniz.
Sabah kalktığında yanın boştu. Steve'e seslendin ama cevap yoktu. Mutfağa girdiğinde elinde piknik sepeti,
"Daha hazırlanmadın mı sen?" diye sordu yaramaz bir bakışla. Ne dediğini anlamaya çalışarak yüzüne baktığında pikniğe gideceğinizi söyledi. Bunu duyar duymaz boynuna atlayıp yanağından öptün.
Pikniği deniz kenarında yapmak istemişti Steve. Senin denizi ne kadar çok sevdiğini biliyordu. Bir ucunu sen bir ucunu o tutup rüzgara karşı gelmeye çalışarak kumlara örtünüzü serdiniz, ardından piknik sepetinden meyve, kek ve şarap kadehlerini çıkarttın.Sen ayaklarını uzatmış kumun üzerinde otururken Steve de başını kucağına koymuş seni güldürecek, hoşuna gidecek şeyler söylüyordu. Birlikte gelecek planları kuruyordunuz. Sensiz yapamayacağındsn bahsediyordu. O kadar mutluydunuz ki Steve'in sözünü bitirmesini bekleyemedin ve dudaklarını öptün. Dudaklarından ayrıldığında ise sana,
"Yüzmeye ne dersin?" dedi.
Üzülmüştün, "Ama ben yanımda mayomu getirmedim ki?"
Steve doğruldu, etrafına baktı. Dişlerini göstererek, başka bir seçenek kalmadığını belli etti.
"Buraya bu yüzden getirdim zaten. Plajın bu kısmını kimse bilmez. Ondan hep boştur." suçlu bakışlarla gülümseyerek, "mayosuz girsen kimsenin göreceğini düşünmüyorum."
Bu fikir çok hoşuna gitti ve bu teklifi bekliyormuşsun gibi mavi, askılı elbiseni çıkarıp ayağa kalktın ve koşarak denize girdin. Su soğuktu ama ürpermek seni iyi hissettirdi. Dizlerine kadar girdiğinde arkana baktın ve Steve'in sana doğru koştuğunu görerek ondan kaçmaya başladın. Seni yakalamaması için oldukça heyecanlıydın. Gülüşlerin neredeyse çığlıklara dönüştü fakat Steve sana yetişmişti. Üzerine atladı ve tüm bedeniniz artık suyun altındaydı. Fakat suyun içinden çıkmana izin vermedi ve kollarını vücuduna sararak aniden seni havaya, gökyüzüne kaldırdı. Zevkten, kahkahaların yankılanıyordu.
Tüm gününüz muhteşem geçmişti...