chapter 10

1.9K 188 189
                                    

guzel bir hafif kaoslu ama sonra duzelen bolume hos geldiniz

en son chan bey sikerim her seyi moduna girmisti cidden bazen bazi kisimlari hangi kafayla yazdigimi dusunuyorum yani

neyse any ile ask yasamaya devam ediyorum kitap boyu bolumlere hep eklerim her modda dinliyorum chanlix'in parti ve chan'in 'what do u want baby' demesi🥵🥵❤️‍🔥

iyi okumalar seviyorum sizi:3

medya: skz/any

Bazen geceye dair hiç bir şeyi hatırlamamak istiyordum. Bazen de en ufak detayını zihnimde bulundurmak istiyordum. Şu anda arada bir yerdeydim.

Dün gece gerçekten çok güzeldi. Beni öpmesi ve kollarına alıp sarması unutamayacağım en güzel detaydı.

Sabah gözlerimi Chan hyung ile aralamıştım. Saçlarımı okşuyordu ve uyanmam için birkaç şey söylüyordu. Kafamı boynuna daha çok soktuğumda gülmüştü. "Günaydın, Minnie."

"Günaydın hyung, nasılsın?" Gözlerimi ovuştururken esnemiş ve ona bakmıştım. Hafifçe gülümsedi. "Başım ağrıyor. Dün çok içmişim."

Başımı hafifçe salladım. Doğruldum ve elimle saçlarımı karıştırdım. Başımı çevirip hala yatan bedenine baktım. "Hyung, hadi kalk ve duş al. Kendine gelirsin."

Başını sallayıp doğruldu. Yataktan kalktım ve kapıya ilerledim. O sırada arkamdan bana seslendi. "Şey, beraber duş almak ister misin? Yani, ben çok yorgunum. Kolumu kaldıracak halim yok. Sen yardım edersin diye düşünmüştüm."

Yutkundum ve bakışlarımı kaçırdım. Böyle bir soru beklemediğim için telaş yapmıştım. Ellerim bir an birbirine karıştı. "A-ah, tek girsen daha iyi olur hyung. Hem ben kahvaltıyı hazırlarım o arada."

Cümlemi bitirir bitirmez kapıyı açıp kaçar gibi odasından çıktım ve mutfağa girdim. Kahvaltı için bir şeyler hazırlarken kalbim ağzımda atıyordu. Dün yaşadığımız o güzel öpüşme aklıma geldikçe elimi dudaklarıma götürmek istiyordum. Onun dudakları çok güzeldi. Ve o kadar güzel öpüyordu ki, çok güzel hissettirmişti. Kendimi bulutlarda gibi hissetmiştim. Çok yumuşaktı ve çok narindi. Dilini ve dişini işin içine katsa da oldukça nazik davranmıştı. Aynı zamanda bir elinin hafifçe çıplak belimi okşadığını unutamıyordum. O anı bir kez daha yaşamak için her şeyimi verebilirdim.

Sabah da onun kolları arasında uyanmam ve birlikte duş alalım demesi... Bunlar bana iyi gelmiyordu. Bu adam bana iyi gelmiyordu. Üstelik dün gece ona ilk ismiyle seslenmiştim ama buna karşı bir şey söylememişti. Hatırladığında bir şey söyler miydi, emin değildim.

Tek sorun, dün beni öperken alkollü olmasıydı. Bu yüzden beni öptüğünü hatırlayıp hatırlamadığından emin değildim. Geldiğinde ona sorabilirdim.

Patates kızartmasını tabağa koyarken mutfağa gelmişti. Saçlarını kurutmuş ve üzerini giymişti. Onu süzmeyi bırakıp tabağı masaya bıraktım. Karşısına oturdum ve kahvaltılıklardan biraz yemeye başladım. Ona göz attım ve boğazımı temizledim. "Hyung,"

Ban bakmış ve ufak bir 'hm'lama bırakmıştı. Tabağımdaki patateslerle oynayıp onları izlerken dudaklarımı araladım. "Dün geceden bir şey hatırlıyor musun?"

Sorduktan sonra çok gerilmiştim. Hatırlıyorum derse, ne diyeceğimi bilmiyordum. Çekingen bakışlarım yavaşça onun yüzünü buldu. Bi anda kaşlarını çatıp boğazını temizledi. Endişeli bakışlarım yüzünde dolaştı. "Hayır, en son odada içtiğim var aklımda. Bir de silik silik senin yanımda uyuduğun. Ne oldu ki dün gece? Hem yanımda uyumuşsun."

just friends?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin