just friends?

chapter 43

okulda yeni kiz olmak cok iyiymis lan simdiden iki cocuk dusurdum awwe

medya: billie eilish/bellyache

•

Öylece oturmaya devam ederken Christopher başını omzumdan kaldırdı. "Bu gece uçağımız var. Erken dönmek zorundayız çünkü biliyorsun, Eun Mi hala hastanede."

Hafif bir mırıltı bıraktım. Şimdiden minik kızımı özlemiştim. Beni tanımaya çalışırken koca gözleriyle bakması ve minik ellerini havaya sallaması çok tatlıydı. "O zaman hadi, gidelim ve son kez annenin yanına uğrayalım. Üstelik, bunu istiyor musun bilmiyorum ama hala babanla yüz yüze görüşmedin."

Bir şey demeden doğruldu ve bana elini uzattı. Elini tutup ayaklandım. Birlikte önce yakında olan otele gitmiş ve eşyalarımızı toparlamıştık. Ufak bavulumuzla beraber otelden çıkarken el eleydik. Birlikte annesinin verdiği arabayla geri döndük ve garajdaki eski yerine park etti. İndiğimiz zaman eve ilerlemiştik. Hannah hemen koşarak bana sarılmıştı. "Çok çabuk dönüyorsunuz Seungmin. Sizi özleyeceğim."

Gülümsemeye çalışıp ona sarılmıştım. Geldiğimden beri beni bu kadar çabuk kabullenmeleri hoşuma gitmişti ama alışabilmiş de değildim. "Eun Mi'nin yanına gitmeliyiz. Bu yüzden erken dönüyoruz."

"Yine gelin ve Eun Mi'yi de getirin. Küçük prensesimi gezdirip ona bir sürü kıyafetler ve oyuncaklar almak istiyorum." Gülümsedim ve başımla onayladım. Ayrıldığımızda Bayan Alyssa'yı görmüştüm. Yanıma gelip bana sarıldı. "Açık konuşmak gerekirse, Chris ile ilk aramız düzelmeye başladığında ona birini bulmak istemiştim. Fakat bana zaten sevgilisi olduğunu söylediğinde, tanımadığım için güvenmemiştim. Biraz da korkmuştum. Eğer tamamen seninle ilgilenirse, bizi bırakır diye."

Benden ayrıldı ve kollarımı tutup gülümsedi. "Ama tam tersi oldu. Sen Chris'i bize getirdin ve onu mutlu ettin. Bir erkek olmana rağmen Chris için yaptığın bu davranış çok önemli bir davranış. Bu yüzden, onu bırakmamanı istiyorum. Umarım beni daha iyi anlamışsındır."

Başımı hafifçe sallayarak onay verdim. Bahsettiği şeyi anlamıştım. Eun Mi için tedavi olmamdan bahsediyordu. İkimizde bunu istedikten sonra ve imkanımız olduktan sonra, yapmamam için bir sebep yoktu. "Anlıyorum Bayan Alyssa. Dediğim gibi, Christopher benim için çok önemli. Uzun zamandır birlikte kalıyorduk ve o zamanlarda bile benim için ailem gibiydi. Hala da öyle ve şu an kendi ufak ailemizi kurmaya çalışıyoruz. Elini asla bırakmayacağım."

Gülümsedi ve başıyla onayladı. "Son ricam, bana Bayan Alyssa demek yerine, anne demen. Sende benim oğlumsun artık. Yabancı gibi konuşmayalım."

Gülümseyip başımla onayladım. Christopher'a bakındığımda görememiştim. "Ah, abime bakıyorsan babamın odasında. Birazdan gelir."

Hannah bakışlarımı fark edip bana yardımcı olduğunda onu beklemeye başlamıştım. "Yakın zamanda Hannah ile Kore'ye gelmeyi planlıyoruz. Hem Eun Mi'yi görürüz, hem de şu evlilik işi için ve tatil için yer seçersiniz. Size de iyi gelir."

Teşekkür etmiş ve hafifçe başımı eğmiştim. Christopher merdivenlerden indi ve önce annesiyle sonra Hannah ile sarıldı. Hannah çoktan ağlamaya başlamıştı. "Yine gelin abi. Seni görmek istiyorum."

Christopher başını salladı ve yanıma gelip elimi tuttu. Evden çıktığımızda yüzüne net bir şekilde baktım. Gözleri kızarmıştı. Ne olduğunu sormak istiyordum ama kafası çok karışık gibiydi. Bu yüzden bekliyordum.

Uçağa bindiğimizde yerlerimize oturduk ve başını yine omzuma yasladı. Uyumaya başlarken bende ona sarılıp gözlerimi kapatmıştım.

İnişe yakın Christopher uyanmış ve beni de uyandırmıştı. Ona baktığımda biraz daha iyi gibiydi. "Sormak istediğin şeyler var biliyorum ama bana biraz zaman ver güzelim."