chapter 38

943 87 44
                                    

duzenleyemedim bolumu, hata varsa gormezden gelin lutfen

medya: skz(vocalracha)/my universe

Gözlerimi araladığımda kapı da hızla aralandı ve Christopher hızla yanında iki hemşireyle içeri girip bana baktı. Hızla yanıma koştu ve Jaehyun bıçağı bastırırken ona engel olup üzerimden çekip fırlattı.

Jaehyun yere savrulurken eline vurup bıçağı ileri fırlattı. Hemşireler yanıma gelip boynuma pansuman yapmaya başladılar. O sırada gelen seslerden Christopher'ın Jaehyun'un kemiklerini kırmaya başlamış olabileceğini düşünüyordum. "Sen şerefsizsin! Seungmin'e yaşattıkların yetmedi mi? Lanet olası, neden bizi rahat bırakmıyorsun?!"

"Çünkü seni seviyorum! Seni ona bırakmak istemiyorum. Seni ben hakettim. Kendini daha çok gözüne sokmak için hamile kaldı!"

"Kes sesini!" Kısa süre içinde Changbin hyung ve Felix içeri girmişti. Felix telaşla yanıma gelirken Changbin hyung, Christopher'ı sakinleştirdi. "Tanrı'ya şükür çok derin değil. Başınızı hareket ettirirken taze olduğu için canınız yanabilir ama düzenli bir tedaviyle yakın zamanda geçer."

Hemşireyi başımla onayladım ve gitti. Diğeri çoktan güvenliği çağırmak için gitmişti. Çok geçmeden içeri giren güvenlik yerde yatan Jaehyun'un ellerini kelepçelemişti. "Cinayete teşebbüs, zorla alıkoyma, uyuşturucu kaçakçılığı, cinayete sebep olma suçlarından tutuklusunuz. Polisin bana verdiği emirleri uygulamak için buradayım."

Jaehyun kafasını yere bastırırken Christopher hızla yanıma gelip bana sarıldı. Bende ona sıkıca sarıldım ve özlediğim boynuna öpücükler kondurdum. O sırada güvenlik Jaehyun ile dışarı çıktı. "Sonunda meleğim, sonunda. Şu Jaehyun itinin yüzünü görmüş olmasaydık, her şey daha güzel olacaktı. Ama gözlerini açıp bana yine böyle güzel bakıyorsun ya, benden mutlusu yok."

Gözlerine bakarken gülümsedim ve dudaklarına minik bir öpücük kondurdum. Aynı şekilde bana gülümserken aklıma gelen soruyla duraksadım. "Chris, kızımız-"

"Ufaklık annesini özlemiş ve gözlerini aralamaya başladı. Önce annesini görmesi gerek." Hemşire kucağında bir bebekle içeri girdiğinde dolu gözlerim hemşireye çevrildi. Gülümseyerek kollarını bana uzattığında şokla kalakalmış ve gülerek dolu gözleriyle beni izleyen Christopher ile bakışmıştım. "Kızımız, Seungmin. Doğduğundan beri seni, benim gibi çok özledi."

Gözlerimden yaşlar akarken ağzım aralandı ve hemşireden kızımızı aldım. Kollarımın arasına geldiğinde bir süre daha hareketlendi. Kafasını göğsüme çevirip hareketlerini kesti. Korkarak hemşireye baktım. "Sorun yok, size ve kokunuza alışıyor. Bu onun tanıma süreci."

Tekrar bakışlarım kızıma düştü. Gözlerini hafifçe araladı ve kocaman gözlerini benimle buluşturdu. Elini kaldırıp göğsüme koydu. Kocaman gözleriyle dudaklarını kıpırdatırken beni inceledi. Hala gözlerimden yaşlar akıyordu ve engelleyemiyordum. "Hoş geldin prensesim. Sen.. Çok ama çok ufaksın. Bunun biraz erken doğmasıyla bir alakası var mı? Daha önce hiç yeni doğmuş bir bebek görmedim."

"Hayır, yeni doğan bebekler ile aynı boyutta ve kiloda doğdu. Herhangi bir sağlık sorunu yok. İlk doğduklarında çok ufak oluyorlar fakat 40 gün geçtikten sonra çok çabuk serpiliyor ve büyüyorlar." Hemşireyi dikkatle dinleyip başımı sallamıştım. Christopher başıma bir öpücük kondurmuştu. Başımı çevirip ona baktım. "Bizim kızımız."

"Bizim kızımız." İkimizde ağlarken gülmüştük. Sonra yanaklarımı sildi ve kendi yanaklarını da sildi. "Artık ikimizde ağlamayacağız."

just friends?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin