chapter 47

747 69 44
                                    

medya: halsey/colours

"Güzelim benim, sana bir süprizim var." Telefon hoparlörde ve tezgahın üzerindeydi. Tam yemek yaparken aramıştı. "Hmm, neymiş bakalım sürprizin?"

"Eun Mi'yi almaya geliyorum. Birkaç saatliğine bizimkilere bırakırız ve Jungwon ile oynarlar." Kaşlarım çatıldı ve yüzüme bir gülümseme yayıldı. Ne planlıyordu?

"Peki ama nasıl bir sürpriz bu?" Güldüğünü duymuştum. Eve doğru geliyor olmalıydı. "Gittiğimizde görürsün. Şimdi kapatıyorum bebeğim, az sonra evde olurum."

Telefon birden kapandığında önümdeki soğanlarla bakışmıştım. Nereye gidecektik ki?

Soğanları kesip yemeğin içine attım ve ellerimi yıkayıp kuruladım. Eun Mi'nin odasına girdiğimde yerde resim çiziyordu. Bakışları bana döndü ve gülümsedi. "Anne, bak."

Bana anne demeye alışmıştı ve bende onu zorlamamıştım. İstediği gibi seslenebilirdi. Resmini işaret ettiğinde yanına gidip baktım. Karışık da olsa bir ev çizmiş ve yanına da bizi çizmişti. Pastel boyalarıyla da boyamıştı. "Çok güzel olmuş prensesim. Şimdi, dayınlara gezmeye gidiyoruz. Giyinip hazırlanalım, tamam mı?"

Ayağa kalkıp ellerini çırptı. Gerçekten onlarla çok iyi vakit geçiriyordu ve bıraksam, bizi bırakıp onlarla kalabilirdi.

Elbise giymek istediği için elbisesini ve bir çorabını giydirmiştim. Saçlarını iki taraftan topuz yaptım ve yeni ayakkabılarını giymek istediği için onları giydirdim. Kapı çaldığında koşarak içeri gitti. Christopher kucağında Eun Mi ile beraber salona girmişti. Bende yanlarına ilerledim.

"Sevgilim, hazırsan çıkalım." Hafifçe başımı salladım. Önce mutfağa gidip yemeklerin altını kapattım. Ardından odaya gidip tişört yerine bir kazak giydim. Eun Mi içinde bir hırka aldım. İçeri geçip onu giydirdim. "Hadi bakalım."

Eun Mi babasının elini tutarak önden aşağı inmeye başladı. Bende anahtarları alıp arkalarından çıktım. Arabaya bindiğimizde Eun Mi kemerini takmıştı. Üç yaşını geçmişti ve çok çabuk büyüyordu. Sanki daha dün hamileymişim gibime geliyordu.

Önce bizimkilerin yanına uğradık. Christopher, Eun Mi'yi onlara bıraktı ve ardından tekrar yanıma döndü. Bana dönüp gülümsedi. "Ne sürprizi bu? Hem bu saatte nereye gideceğiz?"

"Gittiğimiz zaman boynuma atlayıp beni öpeceğin bir yere." Gülerek önüme döndüm. Hala aklıma bir yer gelmiyordu. Çok uzakta olmayan bir sitenin önüne gelmiştik. İçeri girdiğimizde ufak mini dubleks evler vardı ve hepsinin geniş bahçeleri vardı. Bir evin önünde durdu. Birinin yanına mı gelmiştik?

"Burada ne işimiz var? Birinin yanına geldiysek keşke başka bir şey giyseydim." Gülümseyerek indi ve gelip kapımı açtı. Elini uzattığında bende gülmüş ve elini tutmuştum.

Önüne geldiğimiz evin kapısına ilerledi ve cebinden bir anahtar çıkardı. Şaşkınlıkla ona bakarken kapıyı açtı ve benimle beraber içeri girdi. Bomboş evin içine girdiğimizde hala şaşkın bir şekilde etrafa bakıyordum. Bakışlarım ona döndü. Arkama geçip kollarını bana sardı. "Yeni evimize hoş geldin sevgilim. Aslında bir hafta sonra biliyorum ama dayanamadım. Birlikteliğimizin dördüncü yılı kutlu olsun."

Hala şaşkın bir şekildeydim. Bunu ne ara akıl etmiş, ne ara yapmıştı bilmiyorum ama bu ev çok güzeldi. Gerçekten çok güzeldi. Boynuma bir öpücük kondurduğunu hissettim. Ellerini belime sıkıca sararken ellerimi kollarının üzerine koydum. Buz kesmiş ellerimi hissetmiş olmalıydı. "Bu.. Bu ev çok güzel."

just friends?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin