chapter 35

1K 92 65
                                    

cok moralim bozuldu su an

az once hevesle divorced'i yayimladim ve sonra changlix icin baska bosanma konulu fic oldugunu gordum

neyse zaten kimse begenmezdi diye dusunuyorum birkac bolum atarim eger o kitapla benziyorsa kaldiririm cok sinirlerim bozuldu cidden

medya:skz/red lights

Son birkaç gündür kendimi huzursuz hissediyordum. Üstelik annem babamla konuşmuş ve bizi anlatmıştı. Babam bir sinirle kalkıp buraya gelmişti ama peşinden gelen annem, hamile olduğumu söylediği için daha çok sinirlense de bir şey yapmamıştı. Diğer odada annemle birlikte kalıyorlardı.

Gördüğüm rüyanın etkisinden de çıkamıyordum. Christopher onunla bir daha karşılaşmayacağımı söylese bile emin olamıyordum. Umarım karşılaşmazdık ama böyle bir şey olursa son nefesime kadar bebeğimi korur ve kaçmaya çalışırdım.

Annemle beraber yemekleri hazırlamıştık ve oturuyorduk. Babam burada olan birkaç işimi halledeceğim diyerek çıkmıştı. Annem ne kadar dönelim diye ısrar etse de Christopher kalmaları için onları ikna etmişti. Bu yüzden birkaç gün daha beraber olacaktık.

Kapı sesini duyduğumda ayaklanıp kapıya ilerlemiştim. Christopher gelmişti ve beni gördüğü gibi gülümseyip sarılmıştı. Bende ona sıkıca sarılıp boynuna ufak bir öpücük bıraktım. "Özledim."

"Bende özledim güzelim. Hazır mısın?" Ayrıldığımız zaman başımı sallamıştım. İçimi bir anda heyecan kaplamıştı çünkü birazdan miniğimizin cinsiyetini öğrenmek için kontrole gidecektik.

"Hoş geldin oğlum, hemen mi gideceksiniz?" Annem yanımıza geldiğinde Christopher ona döndü. "Evet. Sende gel anne. Birlikte gidelim."

"Yok siz gidin. Hem mutfakta yemek falan var. Gelince öğrenirim nasıl olsa." Annem gülümsemiş ve saçlarımı okşamıştı. Duygusal bir şekilde bana bakıyordu ve ağlayacağını hissediyordum. "Hayır, anne. Ağlama sakın."

"Daha dün seni kucağıma almış gibi hissediyorum. Çok büyüdün, çok çabuk büyüdün. Aman, bana bakmayın gidin siz hadi." Gözlerinden akan yaşları sildim ve yanaklarını öptüm. "Şimdi benim yerime torununu büyütürsün o zaman."

"Şimdiden çocuğun bakımını benim üzerime mi yıkıyorsun? Git hadi git." Kıkırdayarak annemi bıraktım ve içeriden telefonumu aldım. Sonra Christopher ile beraber evden çıktık. Aşağı inip arabaya ilerledik. Tam kapıyı açıp binecekken arkamdan bir çift kol belime sarıldı ve endişeyle bir elimi karnıma koyarken geriye dönüp dirseğimi arkamdakine çevirdim. Kendimi geri çektiğim anda karşımdakinin Felix olduğunu fark ettim. "Ah! Seung!"

Yanağını tutarken endişeyle ona bakmış ve bir adım atmıştım. "İyi misin? Ben özür dilerim Felix. Senin olduğunu bilmiyordum, panikledim."

"Sana benden başka kim böyle sarılır ki? Ya da kim yaklaşır? Oh, çok sert geçirdin." Christopher yanımıza gelirken Minho hyung da arkada bize bakıyordu. Bakışlarımı kaçırdım ve dudaklarımı birbirine bastırdım. "Güzelim, bunu düşünme demedim mi sana? O artık yok ve olmayacak."

Beni kendine çevirip yanaklarımı tutmuş ve gözlerimizi birleştirdi. "Sadece hâlâ endişeleniyorum. Gelse bile bana bir şey yapması önemli değil ama bebeğime dokunması-"

"Seungmin tamam. Devamını getirme. Ne demek bana bir şey yapması önemli değil? Kendini umursamıyorsan, beni de mi umursamıyorsun? Sensiz ne yapacağımı hiç mi düşünmüyorsun? Üstelik böyle bir şey olmayacak."

"Hayır, Chris. Öyle değil, korkuyorum ve ne yapacağımı da bilmiyorum." Bana sarılıp saçlarımı okşamıştı. "Korkma bebeğim. Hiç bir şey olmayacak. Ben yanınızdayken kimse size zarar veremez."

just friends?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin