chapter 18

1.6K 129 82
                                    

zaman atlatiyorum cunku aklimda olan ve yazdigim seyler ileride olacak bu yuzden ileride ufak bi zaman atlamasi daha var okuyunca anlarsiniz:3

medya: skz/airplane

2 ay sonra

Koltuğun tepesinde oturmuş ayaklarımı sallarken Chris'in gergince evde koşturmasını izliyordum. Gergin olmasını gerektiren hiç bir şey yoktu. 2 ayda sınav için çok çalışmıştı ve bende her zaman onu motive edip daha odaklı bir şekilde çalışmasında yardımcı olmuştum. 4 senelik konuların hepsine hakimdi ama yine de gergindi ve eğer düşük bir puan alırsa sebebi gerginlikten ve endişeden olurdu.

"Seungmin, telefonum nerede?" Arka cebinde olan telefonunu arıyordu ve bu haline gülmüştüm. Yanımdan geçip bana baktı. Önümde durup kaşlarını çatarak bana baktı. "Komik olan ne?"

Ona yaklaşıp hafifçe poposuna vurdum ve telefonunu çekip gözünün önünde salladım. Derin bir nefes verip elimden telefonu aldı. Koltuğun tepesinden inip iki elimi yanağına yerleştirdim. "Sakin ol sevgilim. Bu kadar çok gergin olmanı gerektirecek bir şey yok. Bu sınav için çok çalıştın ve kolaylıkla halledeceğinden eminim."

Suratı asılmıştı. "Ben bile kendimden emin değilim, sen nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

"Birlikte kaç deneme çözdük Chris. Ve hepsini kısa bir sürede doğru bitirdin. Sadece bir-iki yanlışın çıkıyordu o da dikkatin dağıldığı içindi. Şimdi odaklanarak hepsini çözebileceğini biliyorum. Kendine güven ve başarıyla o sınavdan çıkacağına inandır."

Gözlerime bakıp başını salladı. Yaklaşıp onu öptüm. Kollarını belime sardı ve bir süre yavaşça birbirimizi öptük. Ayrıldıktan sonra gözlerini aralayıp bana baktı. "Şu an kendime olan güvenim yerine geldi."

İkimizde güldük ve ardından anahtarı alarak evden çıktık. Okulun önüne geldiğimizde bana dönüp sarıldı ve iyi dileklerimi dileyerek onu içeri gönderdim. Ardından Jisung yanıma geldi. Minho hyung da bize el sallayıp içeri girmişti. Bende Jisung'a döndüm. Yanağındaki çiziği fark etmem çok sürmemişti.

"Jisung, yanağına ne oldu?" Bana baktı ve ardından eli yanağına gitti. Sonra hatırlamış gibi göz devirdi. "Biliyorsun, hala evcilleştiremediğim bir kedim var. Dün bütün gün sınavına çalışsın diye yanındaydım. Ders çalışmak zorunda kaldığı içinde acısını güzel suratımdan çıkardı."

Gülmemi engelleyememiştim ve Jisung ters ters bana bakmıştı. Ardından Felix ile de buluşmuştuk. Hyunjin ve Jeongin'in bugünki sınavla alakası olmadığı için muhtemelen uyuyorlardı.

Okula yakın bir kafeye geçtik ve oturup sohbet etmeye başladık. Felix ve Changbin hyung barışmıştı. Yine eskisi gibiydiler. Minho hyung ve Jisung hala karışıktı. Sevgili değildiler ama arkadaşta değildiler. Flört diyebilirdik ama biraz atışmalı geçiyordu. Sevgi sözcükleri yerine birbirlerine laf sokarak anlaşıyorlardı. Bizde onlara karışmıyorduk ve Jisung halinden mutluydu.

Sınavları bittiği zaman bizi arayıp yanımıza gelmişlerdi. Minho hyung ve Changbin hyung pek mutlu değil gibiydi ama Christopher'ın yüzü gülüyordu. Gülümseyerek ayağa kalktım ve ona sarıldım. "Nasıl geçti?"

"Gayet güzeldi. Sorular çözdüğüm denemelerden daha kolaydı." Bir sandalye çekip yanıma geldi. Birlikte oturduk ve ona baktım. "Söylemiştim. Kendine güvenirsen kolaylıkla halledebilirsin demiştim."

Minho hyung ters ters bana baktı. Jisung da bana böyle bakıyordu ve ikisinin iyice birbirine benzediğini düşünüyordum. "Bende kendime güvenerek girdim. Jisung'a sor. Dün tüm gün boyunca çalıştım. Ama sorular zordu. Hiç çözdüğüm bir soruya rastlamadım."

just friends?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin