chapter 23

1.4K 112 99
                                    

ben geldimm

kitap taslakta acildikca atiyorum bolumleri final hazir bu arada tamamen yazdim..💘🧻🤧

medya:skz(han)/alienl(skz-record)

Gözlerimi araladığımda yatakta tek başıma yattığımı fark ettim. Gözlerimi ovaladım ve yavaşça sırt üstü döndüm. Döndüğüm anda kalçamdan belime doğru keskin bir ağrı vurmuştu. Acıyla bir inleme dudaklarımdan kaçmıştı. Kasıklarımda ve kalçalarımda feci bir ağrı vardı.

Zorlukla doğruldum ve yanımda ki dolaba uzandım Christopher'ın eşyalarının olduğu kısımdı ama şu an umrumda değildi. Bir tişörtünü alıp üzerime geçirdim ve bir eşofmanı da alıp yavaşça giydim. Komidinden destek alıp ayağa kalktım. Yavaş yavaş hala azalmayan ağrıyla beraber odadan çıktım. Salondan ufak bir çığlık ve balon patlama sesi geldi. Jeongin'in sesi gibiydi.

Önümdeki mutfak kapısından Chan çıktı. Bana arkası dönük bir şekilde salona baktı. "Sessiz olun demedim mi size? Seungmin uyanacak şimdi."

Elimi omzuna koyduğumda bana dönmüştü. Gülümsedi ve bir adım atıp alnımı öptü. "Günaydın güzelim. Nasılsın?"

İçim sıcacık olurken gülümsemiştim. "Biraz ağrım var ama iyiyim."

Elimden tutup mutfağa sokmuştu. Ocakta olan yemekleri hızla masaya dizmiş ve çubukları, kaseyi ve kaşığı da eklemişti. "Bir sen eksiksin masada."

Söylediğim şeyle birlikte güldü ve yüzüme eğildi. "Hep kalbinde olduğum için masanda da olmayayım dedim."

"Ya." Gülerek yanağını öpmüştüm. Geri çekildi ve bende benim için hazırladıklarını yemeye başladım. Ardından bana bir bardak su ile ağrı kesici verdi. "Ağrın azalınca duşa girersin. Daha iyi olur."

Başımı hafifçe salladım. Saçlarımı okşadı ve işine döndü. Hamura şekil verdiğine göre kurabiye yapıyor olmalıydı. "Hmm, bu sefer neyli kurabiyelerimiz?"

"Ballı ve zencefilli. Bakalım beğenecek misiniz?" Bunu söylemesinin üzerine kıkırdamıştım. O da gülmüştü. "Sizin elinizden çıkan her yemeğin lezzetli olduğuna ve olacağına adım kadar eminim."

Gülümseyerek devam etmişti. İşini bitirip tepsisini fırına yolladığında beraber içeri geçmiştik. Felix, Hyunjin ve Jeongin'in yardımcı olmasıyla her şey hazırlanmıştı. Fakat Jisung hazır değil gibiydi.

Sürekli kalkıp bir balonu düzeltiyor ve geri oturuyordu. Tekrar kalkıp başka bir şeye bakıp oturuyordu. Bakışları sürekli etrafta geziyordu ve dizlerini sallıyordu. "Jisung, sakin ol. Her şey hazır ama sen değilsin."

Bakışları bana dönmüştü. Ardından güldü ve eliyle yüzünü ovaladı. "Sadece heyecanlıyım. Her şeyin beğeneceği gibi olmasını istiyorum."

"Ama evlilik teklifi etmiyorsun. Altı üstü sevgilim olur musun, diyeceksin. Bir de takım giyip yüzük alsaydın tam olurdu." Hyunjin gülerek konuştuğunda Jisung göz devirdi ve başını iki yana salladı.

"Onu evlilik teklifi edeceğim zaman düşünürüm. Artık Minho seni tavandan sarkıtmamdan hoşlanırsa yarasa gibi seni asacağım." Başım Christopher'ın göğsündeyken kıkırdamıştım. Bu sefer göz deviren Hyunjin olmuştu.

"Onu da dışarıda yapabilirsin Jisungie. Kimsenin olmadığı açık bir alanda beklemediği bir anda yaparsan daha güzel olur. Düşününce, çok güzel cidden."

Jeongin de bana katılıp başını sallamıştı. "Evet, akşam yapman daha iyi olur hatta."

"Minho hyung yıldızlara bakarken bir anda pat diye önüne geçip yapsan çok güzel olur." Minho hyung yıldızları çok seviyordu. Akşam dışarı çıktığımızda Minho hyung hep gökyüzünü izliyordu.

just friends?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin