chapter 44

753 70 38
                                    

sinifta bi stay kari daha buldum hayattaki tum sansimi burada harciyorum sanirim✌🏻

medya: bebe rexha/i'm a mess

"Seungmin, iyi misin?" Ağlamaya devam ederken kafamı iki yana sallamıştım. Eun Mi'yi zorlukla uyutmuştum ve hala bana alışmamıştı. Sanki ona kötü bir şey yapıyormuşum gibi kucağıma geldiği anda hiçbir şey yokken ağlamaya başlıyordu. Az önce de ağlaya ağlaya uyumuştu. Eve gelmesinin üzerinden de bir ay geçmişti.

"Bak, tamam sakin ol. Eminim böyle böyle sana alışacaktır. Kendini üzme." Başımı iki yana sallayıp ellerimle yüzümü kapattım. Bacaklarımı kendime çekip ağlamaya devam etmiştim. Felix yanımdaydı ve beni ikna etmeye çalışıyordu.

"B-beni hiç sevmeyecek ve alışmayacak. Çok kötü bir anneyim." Felix başını iki yana sallayıp bana sarılmıştı. "Hayır, Seung. Değilsin. Daha küçücük bir bebek. Büyüyecek ve büyüdüğü zaman senden ayrılmayacak."

Ardından Felix benden ayrılmıştı ve yerini başka biri almıştı. Kafamı kaldırdı ve ona baktım. Christopher gelmişti ve Felix'in yerine oturmuştu. "Güzelim, neden kendini böyle üzüyorsun? Sen elinden geleni yapıyorsun ve Eun Mi'ye çok güzel bakıyorsun. Felix'in dediği gibi, daha çok küçük. Bunun için biraz daha zaman gerekiyor."

Kafamı iki yana sallayıp konuşacakken buna izin vermedi. "Bir daha bu yüzden ağlayıp kendini üzdüğünü görmeyeceğim, tamam mı? Bana söz ver. Bir daha ağlamak yok. Her zaman güzel gülümsemeni görmek istiyorum."

Hafifçe başımı salladım. Elleriyle yanaklarımı sildi ve alnıma bir öpücük kondurdu. Kollarımı sıkıca ona sardım. Yanımda olup bana destek vermeseydi, ne yapardım bilemiyordum.

Eun Mi ağlamaya başladığında benden ayrılıp gülümsedi. "Hadi, git ve onu sakinleştir. Eminim bu şekilde sana alışacaktır."

Ayağa kalktım odaya giderken burnumu çekmiştim. Eun Mi ile beraber oturup hüngür hüngür ağlayacak zamandaydım. Kapısını açıp yanına gittim ve yavaşça kucağıma aldım. Bir elimle sırtını okşamaya başladım ve kafasına bir öpücük kondurdum. "Sakin ol kızım, buradayım. Geçti, yanındayım."

Bir süre daha ağlasa da hafiflemişti. Ufak ufak iç çekişlerini duyuyordum. Başını tekrar öptüm ve o da boynuma doğru döndü. Bir elini göğsüme koydu. Yatağa oturdum ve yarım uzanır bir hal aldım. Üzerime rahatça yayıldı ve minik gözlerini kapattı. Yüzüme bir gülümseme yayılırken sırtına hafif hafif parmaklarımla masaj yaptım. Hala alışmamıştı ama benden başla çaresinin olmadığını anlamış olmalıydı. Artık bana bir süre sonra istediğini alamayınca uyum sağlıyordu.

Bir kolumu ona sıkıca sardım ve tek elimle yanımdaki dolaptan ve yine Christopher'ın tarafından bir kazak aldım. Eun Mi'nin üzerine yavaşça örttüm. Onu bu halde hayatta bırakamazdım çünkü bıraktığım anda uyanırdı. Onunla beraber öylece uzanırken fark etmeden benimde gözlerim kapanmıştı.

Gözlerimi araladığımda hala yatakta olduğumu fark etmiştim. Eun Mi'yi kontrol ettim ve yanıma uzanmış olan Christopher'a döndüm. Aralık gözleri ve yüzünde bir gülümseme ile bizi izliyordu.

"Çok güzelsiniz. İkiniz gerçekten Tanrı'nın bana bir hediyesisiniz." Gülümsedim ve bir elim yavaşça yanağına ulaştı. Elimi tutup öptü ve ellerinin arasına aldı.

"Beni bırakmadığın için teşekkür ederim." Dudaklarımdan çıkan kelimelerle gülümsemişti. "Benimle kaldığın için teşekkür ederim."

Yaklaşıp dudaklarıma bir öpücük kondurmuştu. Hafifçe kıkırdadım. Eun Mi kıpırdandı ve uyanır uyanmaz ağlamaya başladı. Fakat bizi görünce yavaş yavaş susmuştu ve mızmızlanmaya dönmüştü. "Karnı aç olmalı. Uyumadan önce de bir şey yememişti."

just friends?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin