chapter 37

950 92 101
                                    

kitabi kisaltmaya calisiyorum cok uzun yazmisim ve iciniz rahat olsun, bu son kaos yani hastaneden ciktiklari andan itibaren uwu oluyor

medya: seungmin/stay as you are(cover)

Christopher hızla yanıma gelmiş ve beni yerden kaldırmıştı. Başımı kucağına yaslamış ve dolu gözleriyle bana bakmıştı. "Seungmin, Seungmin aç gözlerini güzelim. Ne olur aç gözlerini. Sen bu gözlerini kapattığında çok korkuyorum, ne olur aç."

Gözlerimi araladım ve karnımdaki bir elimi çenesine yerleştirdim. Titreyen gözleri bana ulaştı ve saçlarıma defalarca kez öpücük kondurdu. "Sakın gözlerini kapatma güzelim. Benimle kal, tamam mı? Beni bırakma, sen olmadan yapamam ne olursun beni bırakma."

"Chris, ç-çok canım ya-yanıyor." Saçlarımı geriye çekmiş ve alnımı öpmüştü. "Biliyorum güzelim. Biraz daha dayan yalvarırım. Minho geliyor, biraz daha sabret."

Gözlerimden yaşlar akarken vuran keskin bir ağrıyla dudaklarımdan acı dolu bir inleme kaçmıştı. Gözlerimi sıkıca yumup açtım. Diğer tarafıma Felix eğildi. "Seungmin, sakin ol tamam mı? Bak her şey iyi olacak."

Bir taraftan başımı geriye atıyordu. Bunu neden yaptığını anlamamış ve korkuyla başımı kaldırmıştım. Beyaz pantolonumda gördüğüm kan, korkuyla titrememi sağlamıştı. Başımı iki yana salladım. "H-hayır, bebeğimi k-kaybetmek iste-istemiyorum."

Hıçkırarak ağlamaya başlarken Christopher bana sıkıca sarılmış ve beni rahatlatmak için kulağıma güzel cümleler fısıldamıştı. Bedenimi saran korku hala geçmemişti. "B-ben, ben o-nu k-koruyamadım.."

"Hayır güzelim, hayır sevgilim. Sen onu çok güzel korudun. Bu senin suçun değildi. İkinizde iyi olacaksınız." Hem kendini hemde beni telkin etmeye çalışıyordu. Ama korkum beni ele geçirdikçe başka bir şey düşünemiyordum. Bir araba sesi duyduğumuzda Christopher beni dikkatlice kucağına aldı. Arka koltuğa kucağında benimle birlikte bindi.

Araba hızla yol aldı ve oldukça hızlı bir şekilde gidiyorduk. Korkuyla Christopher'ın gömleğinin yakasına daha çok sarıldım. Alnımı öptü ve gözlerim kararırken kafasını iki yana salladı. "Hayır bebeğim, az kaldı. Biraz daha dayan. Az sonra hastanedeyiz. Çok az kaldı."

Kendimi zorlasam da dayanamıyordum. Çok acı veriyordu ve tarif edemiyordum. Çektiğim ağrı çok zorluyordu. Gözlerim kapanırken beni öpmeye başlamıştı. Gözlerim aralandı ve ona baktım. Zorlukla karşılık verdim. Bunun onu son kez öpüşüm olmamasını diliyordum. "Chris, seni seviyorum."

"Bende seni çok seviyorum meleğim. İyi olacaksın, eskisi gibi olacağız. Biraz dişini sık." Ağzımdan ufak inlemeler kaçarken ellerimi karnıma sardım. Durduğumuzda kollarını bana sıkıca sardı ve arabadan çıkardı. Bir sedyeye yatırılırken gözlerim kapanmıştı. Ardından, Christopher bana bağırsa da bilincim tamamen kapandı.

"Delireceğim!" Elini yanda duran demir kutuya hızlıca geçirdi. İnce kapak içeriye doğru bükülmüştü. Gidip gelip bir yerlere vuruyordu. İçeride biricik sevgilisi ve kızı hayata tutunmaya çalışıyordu. Bir kaza değildi. Christopher bunun farkına varmıştı. Bu kesinlikle bir kaza değildi.

Changbin ve Felix ile geçseydi de, o araba üçüne çarpacaktı. Çünkü Christopher orada bekleyen fakat Seungmin yola yönelince hareket eden arabayı fark etmişti. Ama yetişememişti. Bunların kim olduğunu ve istediğini merak ediyordu. İkisininde kimseyle arası kötü değildi. Herhangi bir düşmanları yoktu.

Herhangi bir düşmanları..

"Jaehyun.. Sikeyim seni piç! Biraz daha bekle. Seungmin çıkana kadar bekle." Arkadaşları ona bakarken nereden bu sonuca ulaştığını düşünüyorlardı. Jaehyun yurt dışına çıkmış olmalıydı. Geri dönmüş olduğu ihtimalini kimse düşünmemişti.

just friends?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin