medya:skz(han, in, seungmin)/gone away
•
Karnıma giren keskin bir ağrı ile gözlerimi araladım. Gecenin karanlığı hala devam ediyordu ve birden bire bir ağrıyla uyanmıştım. Elimi hafifçe şişen karnıma koyup ovmaya başladım. Ağzımda yankılanan hafif bir tatla bacaklarımı kendime çekmiştim. Şu an olmazdı.
Yarına yetiştirmesi gereken bir şarkı sözü vardı ve akşamdan beri onunla uğraşıyordu. Hala yatağa gelmediğine göre yazmaya devam ediyor olmalıydı. Şimdi yanına gidip bir şey isteyemezdim.
Canım çok fazla çilek ve çikolata çekmişti. Aynı zamanda karnıma saplanan ağrı da geçmek bilmiyordu. Bacaklarımı kendime çekip kafamı yastığa bastırdım. Gözlerim dolmaya başlarken derin derin nefes alıp verdim. Küçük bir inleme ağzımdan kaçmıştı. İstemsizce ağlamaya başlarken gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Odanın kapısı aralandığında dudaklarımı birbirine bastırdım.
Kısa bir süre sonra kolları kasılmış bedenime sarıldı ve elini elimin üzerine koydu. Ağzımdan minik bir hıçkırık kaçarken bana baktığını hissetmiştim. Hemen ardından beni yavaşça kendine çevirdi. "Tanrım, sorun ne Seungmin? Neden ağlıyorsun? Sancın mı var? Ne oluyor güzelim?"
Gözlerimi açarsam yaşların süzüleceğini biliyordum bu yüzden sıkıca kapatıyordum ama sorusuyla gözüm kapalı olsa bile yine yaş akmıştı. "B-biraz ağrım var."
Gözlerimi hafifçe araladığımda yanaklarımı silmişti. "Sadece ağrı değil bu. Sadece ağrın olsa bu kadar çok ağlamazsın güzelim. Sorun ne? Söyle bana."
Bakışlarımı kaçırıp başımı iki yana salladım. Yemesem de bir şey olmazdı. Sadece onun kollarında uykuya dalmayı bekleyebilirdim. "Canın bir şey mi çekiyor? Gidip alayım hemen ama benimle paylaşman lazım bebeğim."
"Çilek- ve çikolata ama gerek yok. B-ben uyumayı deneyebilirim." Kafasını iki yana salladı ve alnıma bir öpücük kondurdu. "Ne demek gerek yok? Sen ve biricik bebeğim bir şey isteyeceksiniz ve bende yapmayacağım öyle mi?"
Ayağa kalktı ve telefonunu aldı. Ceketini giyerken yavaşça doğruldum. Bu saatte açık bir yer bulamazdı. En yakında sadece Felix'lerin evinin orada bir ufak market açık olabilirdi. "Minho, uyandırdığım için kusura bakma. Sizin orada olan market açık mı?"
Odadan çıktığında bende peşinden doğrulup yataktan kalkmıştım. Kendi isteğim için onu gecenin bir yarısı bir şey aramak zorunda bırakmak istemiyordum. Kapıya gelince bana baktı. "Geçip uzan güzelim. Az sonra geleceğim ben."
"Bende geleyim, tek kalmak istemiyorum." Başını iki yana sallayacakken elini tutup hala dolu olan gözlerimle ona baktım. "Tamam, bekle burada."
Geri dönüp odadan bir palto ve şal getirmişti. İkisini de giydirip elimden tuttu. Aşağı indiğimizde park halinde olan arabaya ilerlemiştik. Evet, bu arabayı annesi göndermiş ve barışmak istediğini söylemişti. Bende annesi olduğu için barışması gerektiğini söylemiştim. Arabayı kabul etmese de annesi içimden hediye etmek geldi, deyince geri çevirememişti.
Yolda giderken Minho hyung aramıştı. Christopher cevaplayıp telefonu kulağına götürdü. "Gerek yoktu ben alırdım. Teşekkürler. Tamam tamam, geliyoruz. Evet, Seungmin de gelmek istedi."
Telefonu kapattı ve evlerinin önüne vardığımızda birlikte indik. Hala ağrım devam ediyordu ve geçmedikçe kendi kendime sinirleniyordum. Christopher bana sarıldı ve birlikte yukarı çıktık. Minho hyung kapıyı açar açmaz bana bakmış ve gülümsemişti. Birlikte içeri girdik ve Jisung elinde bir tabak dolusu çilek ile yanıma geldi. "Bugün Minho meyve alalım pasta yaparız demişti ve çilek almıştık bol bol. Artık miniğimizde bunu mu hissetti anlamadım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just friends?
Fanfictionchanmin "Hyung, ben senin bebeğin değilim." "Sen benim bebeğimsin, Min-ah." • friends, but actually lovers. yayinlanmaya basladigi tarih: 11.05.2021 bitis: 29.09.2021 yazmayi unutmusum mpreg icerir hanimlar