bolum sonuna bakmanizi oneririm:)
biraz gozlerinizi kanatacagimmedya: skz/domino
•Gülümseyerek elimdeki ufak sıralı fotoğrafa bakıyordum. Bu, daha mini minnacık olan bebeğimizin ilk ultrason fotoğrafıydı. "Çok ufak."
Dudaklarımdan ufak bir mırıltı dökülmüştü. Christopher gülümseyerek bir elimi tutmuş ve parmaklarımızı birbirine geçirmişti. El ele dururken fotoğrafı ikimizin tutabileceği bir şekilde aldım ve diğer elimle fotoğrafını çektim. Anneme atıp önüme dönmüştüm.
"Şuraya bakalım mı? Çok güzel oyuncaklar var." Hafifçe başımı salladım ve gösterdiği oyuncakçıya girdik. Oyuncaklara tek tek göz attı. Yanımıza bir kız geldi. "Buyrun, nasıl yardımcı olabilirim?"
"Yeni doğmuş bebekler için olan oyuncaklara bakıyoruz." Bakışlarım direk Christopher'a döndü. Şimdiden bir şeyler almaya başlamayacaktı umarım.
Kız bizi bir reyona götürüp oyuncakların yaş aralığını söyleyerek bilgi verdi. Christopher eline aldığı her oyuncağı kontrol ediyor ve bana çevirip soruyordu.
"Şimdiden almaya başlayacak mıyız?" Sorumla gülümsemişti. Kız bir şey anlamadan bize bakarken Christopher diğer oyuncaklara bakmaya başlamıştı. "Eğer hoşumuza giderse, ufak ufak almaya başlarız."
Birkaç oyuncağı seçmişti ve kız onları kasaya götürdü. Ardından büyük bir tane peluş köpek daha seçti. "Seneler sonrası için bu da sanırım."
"Hayır, bu da senin için." Dönüp ona baktığımda gülerek oyuncak peluşu kucağıma uzatmıştı. Uzattığı peluşu alıp gülümsedim. Dükkandan çıkarken bir elini belime sarmıştı. Bende kucağımda köpekle ona yaslı bir şekilde gidiyordum. "Bir şeyler yiyelim mi? Sabah yaptığımız kahvaltı ile duruyorsun ve kaç saattir bir şey yemedin."
Kafamı iki yana salladım. "Hayır, acıkmadım. Hem senin yemeklerini tercih ederim."
Ona dönüp gülümsediğimde alt dudağını ısırmış ve dudaklarıma bir öpücük kondurmuştu. Yolun ortasında olduğumuz için utanmış ve etrafa göz atmıştım. "Yol ortasında yapmasana şunu."
"Çok tatlı oluyorsun öyle, dayanamıyorum." Kıkırdadım ve evin önüne geldiğimizde ondan ayrıldım. Binaya girip yukarı çıkmış ve eve girmiştik. Yorgunlukla koltuğa oturdum. Peluş köpeği yan tarafıma koydum ve Christopher gelince diğer yanıma oturdu. Hemen kollarımı ona sarmıştım.
Saçlarıma bir öpücük kondurup kollarını bana sardı. En huzurlu zamanlarımı yaşıyordum. Onun kollarında olduğum her anım çok huzurlu ve güzeldi. "Bizimkiler çağırıyor, vakit geçirmek ve yemek için. İstersen gideriz."
"Olabilir. Ama biraz daha sana böyle sarılmak istiyorum." Gülümsedi ve saçlarıma bir öpücük kondurdu. Dudaklarıma huzurla bir gülümseme yayılırken gözlerimi kapattım.
Cidden daha önce bu durumda olacağımızı söyleselerdi, buna inanmazdım. Çünkü o zamanlarda Christopher'ın bana karşı hislerinin olabileceğini asla düşünmüyordum. Kendimi sadece ona platonik olarak görüyordum.
Bazen gece uyuyamıyordum ve bu zamanlarda kafamı kaldırıp Christopher'ı izliyordum. Huzurlu bir şekilde uyuyor oluyordu. Onu izlerken tekrar yaşadıklarımızı düşünüyordum. Kaza geçirmemiş olsaydı ya da hafızasını kaybettikten sonra Hoshi sayesinde beni hatırlamasaydı, bu kadar çabuk barışabilir miydik? Tüm sorunlarımızı bu kadar çabuk çözebilir miydik?
Bu sorulardan emin değildim ama emin olduğum tek şey, onu hastanede o halde gördüğümde hissettiğim endişe ve korkuydu. Ona ismiyle seslendiğimde bana soğuk bakışlarıyla bakması beni en çok korkutan ve şoka uğratan şeydi. Sanki onun için çok yabancıymışım gibiydi. Eskisi gibi bile bakmıyordu. Çok daha farklıydı ve beni hiç tanımıyormuş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just friends?
Fanfictionchanmin "Hyung, ben senin bebeğin değilim." "Sen benim bebeğimsin, Min-ah." • friends, but actually lovers. yayinlanmaya basladigi tarih: 11.05.2021 bitis: 29.09.2021 yazmayi unutmusum mpreg icerir hanimlar